Kader GÜR
  • 23/07/2019 Son günceleme: 23/07/2019 11:22
  • 20.237

Aynen daha önce dediğim gibi. Vurdum duymazlık, görmezlikten gelme, sosyal medya belediyeciliği Beykoz'da kendini gösterdi.

Anlıyorum ki, Beykoz'u yönetenler, devamı olmayacağını anlayınca, hiç bir şeye kulak vermez oldu. Tek dertleri bir bölgenin insanını memnun etmek bölgesel memnuniyeti zirveye taşımak. Beykoz'da bundan önce de hayat böyleydi, küçük bir kesim mutluydu diğerlerini kimse adam yerine bile koymuyordu.

O atmosferin üzerine Murat Aydın'ın Zeytinburnu'ndan gelecek olması bile Tayyip Erdoğan'ın hatırına kabul görmüştü. Tayyip Erdoğan'da işi Hanefi Dilmaç'a yıkmıştı... Sokakta vatandaşımız, 'olsun, en azından şimdikinden iyi olur... Olmazsa Tayyip Erdoğan düşünsün' diyordu.

Seçimlerin üzerinden 100 günden fazla bir zaman geçti. Beykoz halkının beklentilerinin gerçekleşeceğine yönelik bu yönetimden henüz bir emare yok. Bunu söylerken de, aklıma gelen bir şeyi paylaşmak istiyorum.

14 Ağustos 2001'de AK Parti'nin kurulmasının hemen ardından kapatılmaya yüz tutmuş Paşabahçe Şişe Cam Fabrikası'nın işçileri eylemdeydi. İşsiz kalmamak için direniyorlardı. Ve işçiler gelen siyasilere, 'fabrikalarımızı kapatıyorlar, Beykoz'a zenginleri yerleştirecekler' diye dert yanıyordu. Bizde yeni kurulan partimizin İstanbul İl Başkanı Alaattin Büyükkaya ile birlikte işsiz kalmamak için direnen işçileri ziyaret etmiştik. Daha dün gibi hatırlıyorum; işçilere, 'hayır öyle bir şey olmayacak... Şimdi biz geliyoruz, bu belirsizliği ortadan kaldıracağız' demiştik.

O gün bugündür Beykoz'da dertler bitmedi. Şimdi Murat Aydın, küçük çaplı girişimlerde bulunarak, mevcut Beykoz'u farklı metotlarla pazarlamaya çalışırken, Beykoz halkının geleceği ile ilgili belirsizlik ortadan kalkmış değil. Bugün Beykoz'da belediyecilik adına yapılanlar Yücel Çelikbilek döneminde de yapılıyordu... Beykoz Belediyesi'nin kasasından para bir şekilde harcanıyordu. Küçük çaplı, günü birlik festivaller için dev gibi bilboardlar, baskılar yine yapılıyordu. Hatta ilçe Başkanı'nın Beykoz Belediyesi'nin ihalelerine girmesinde hukuken bir sakınca olmadığı açıkça söylenebiliyordu.

İlçe Yönetimi, üç beş yalakanın kontrolünde her türlü hukuksuzluğu mubah sayan bir anlayışa sahipti.

Üç aşağı beş yukarı genel psikolojinin böyle olduğu Beykoz'da ümitler tükenmişken, AK Parti elindeki son kozunu da oynamak zorunda kaldı. Bizzat Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Beykoz kadrolarında ve belediye yönetimlerinde uzun süre görev yapan, Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı iken istifa eden Muhammed Hanefi Dilmaç'ı sahaya sürmek zorunda kaldı.

Bu hamle Beykoz'u rahatlatmıştı. AK Parti'ye güven gelmişti. Çünkü, Hanefi Dilmaç'a karşı Beykoz'da büyük bir sevgi vardı. Hatta o kadar ki, Hanefi Dilmaç'ın Beykoz Belediye Başkanı yapılması için bastıran isimlerin önü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'Hanefi Beykoz'da o kadar güçlüyse Murat'la birlikte seçimi alsınlar' sözleriyle kesilecekti.

Bende onun için "Beykoz'da seçimi Hanefi Dilmaç kazanacak" diye bir köşe yazısı yazmıştım... Hala o yazının arkasındayım. Dilmaç'ın Erdoğan'a olan bağlılığı Beykoz'da AK Parti'ye yeni bir zafer olarak dönmüştür.

Ama gel gelelim ki, Hanefi Dilmaç Beykoz'da etkisini gün geçtikçe yitirmeye başladı... Yeni yönetimin tamamen tek adamlık modeliyle belirlenmesi, Beykoz'un o yönetimde yeterince yer alamaması Dilmaç'ın AK Parti seçmenince sorgulanmasına yol açtı... Beykoz Belediyesi'nin uygulamalarında Dilmaç'ın olmadığını sokağın fark etmesi de ayrı bir tartışma konusu olarak her geçen gün büyüyor.

Çünkü, kendi döneminden önce yaşanan ve ağır eleştiriler alan keyfi işlerin bu yönetimde devam ettiğini görmek uygulamada Hanefi Dilmaç'ın tasarrufunun olmadığını, onun görüşünün alınmadığını gösteriyor. Çünkü Dilmaç'ın geçmişte yaşanan ve AK Parti'yi ciddi sıkıntıya sokan tartışmalara müsaade etmeyeceği biliniyor.

Örneğin, Hanefi Dilmaç'ın kaçak inşaatların yapımına seçim nedeniyle göz yumulmasının çok yanlış olduğunu, bunun AK Parti'yi büyük sıkıntıya sokacağını söylemesi hiç bir şekilde dikkate alınmazken, yapılan yıkımları ona mal etmeye çalışmakta Beykoz siyasetinde değişen bir şeyin olmadığını ortaya koyuyor.

Bu durum karşısında aklıma, AK Parti Beykoz Kurucu İlçe Başkanı Ahmet Hulusi Batu'nun sözleri geliyor;  'Maalesef bizim partimizin Belediye Başkanlarında, hem İlçe Başkanı hem de Belediye Başkanı olmak gibi bir hastalık oluştu' demişti Ahmet Batu.

Tek adamlık demek ki bunu gerektiriyor...

Milli Görüş'ten yetişip, ardından gelen gençleri "dava" diye kandıranların, günü geldiğinde kendi çıkarları uğruna insanları harcadıklarını görmek beni kahrediyor!

Hanefi Dilmaç 31 Mart Seçimleri'ni kazandı ama Beykoz'u kaybediyor!

Yazarın Yazıları
Yorumlar (4 Yorum)

Asi (5 yıl önce)

Günaydın arkadaslar akşam oldu siz daha yeni uyaniyorsunuz... bekleyelim bi 5 sene daha olacak düzelecek.????15 senede değişmeyen bu dönem değişecek. ....saygilar...

Abuuzeeya (5 yıl önce)

Beykoz’da bir daha kazanamayacaklarını adları gibi biliyorlar o yüzden bu vurdum duymazlıkları en acı tabloda merkezden zihniyet olarak kopmuş olmaları ve kaybedişi kabullenmiş olmaları. Bizde vatandaş olarak işleyişteki kusurları boyutuna bakmaksızın benim ihbarımdan/başvurumdan ne olur demeden hemen ibb ye taşımalıyız nasıl olsa onlarada bb meclisinde malzeme lazım belki o zaman müspet bir etki yaratmasını sağlarız. En azından Beykoz’umuzda milletin belediyesi ve imkanlarını çarçur edemez keyif çatamazlar

Salıh (5 yıl önce)

Kader bey size günaydın demek istiyorum Aslında aiz tanıdığım sevdiğim nadir insanlardansınız o yüzden fazla eleştirmeyeceğim Ama şunu görmeniz lazım. Bahsettiğiniz durum sadece Murat aydınla ilgili değil ...akpartili tüm belediyeleri kapsıyor tamamı halktan kopuk ve bir acuç insana hizmet ve bunun karşılığı için geliyorlar. Akparti başlangıç noktasından çok fazla saptı. Fasık kelimesi nin anlamını eminim biliyorsunuz. Fasık ile münafık arasında ince bir çizgi vardır mesele o çizgiyi aşmamak ama oda oldu maalesef. Söylenecek söz bitmiştir. Sn dilipak ta çok uyarılar yaptı ama nafile. Kalpler gittimi bedenler sadece piyondur....sonuç mu. Öyle bir günah a saplanma varki. Allah korkusunu unuttular ve nefisleri sebebiyle içinden çıkamıyorlar. Bu yüzden tek seçenek kaldı sapıtan her kavmin sonu helaktır...

Zakariya (5 yıl önce)

Beykoz için çalışan yok şimdiki bşk Murat Aydın yorgun ve isteksiz .

Yorum Yaz