Köprüden önce son çıkış

Bir diğeri ‘tencere bize sarı kart gösterdi’ deyince kenarda sessizce oturan abi, ‘ne sarı kartı, bu emekli kırmızı kartı’ deyiverdi. ‘Şahsi ikbal peşinde koşanlar’ dedi biri. ‘Samimiyetsizlik ve ihanet’ diye ekledi diğeri. ‘Çetelere, trollere, müsamaha’ dedi biri. Diğeri de ‘adalet duygumuzu kaybettik’ dedi.

O dedi, bu dedi, derken herkesin bildiği, sır değil artık bunlar. Her şey ayan beyan ortada. Yanlış yapıla gelinen nokta bu. Sonuç 2024 Yerel Seçim sonuçları iktidar cenahında hüsranla sonuçlandı.

Bende sizlere duymuş olduklarımı özetledim. Herkesin ortak kanaati bu. Belli ki, iktidar cenahı yerel seçimlerde büyük bir oy ve itibar kaybı yaşadı.

Demek ki, devletin bütün imkânları elinizde olsa, onlarca televizyonunuz, gazeteniz, mali gücünüz, trolleriniz olsa hepsi bir yere kadar. Vatandaş sandığa giderken inandırıcılığını kaybedenlere tahammül sınırlarını zorluyor.

Milli gelirden payını alamayanlar bunu sandığa yansıtıyorlar.

Ne yazık ki, “ne kadar hizmet ettik” deseniz de tencere ve cüzdan boşsa hizmetler bir anlam ifade etmiyor.

Yerel seçimlerin bize gösterdiği sonuç bu. Kimse seçtiği belediye başkanının kimliğine bakmıyor. İktidardan memnuniyetsizliğe bakarak ötekini tercih ediyor. Başarılı mı? Başarısız mı? Temiz mi. artık bir anlamı yok. Amaç iktidara ihtar vermek.

Geçmişin muhasebesi iyi yapılamayınca duvara toslamakta mukadder oluyor. 22 yıldır seçim kazanmış bir iktidar bu durumun ilanihaye devam edeceğini sanma gafletine düştü. Kendi seçmenini çantada keklik zannetti. Sonuçta bunun böyle olmadığını sanırım fark etti.

Aslında seçmen 14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı Seçiminde bunun işaretini vermiş ama belli ki, her şey yoluna girer diye sadece ikaz etmişti. İşte iktidar cenahı bunu iyi görememişti.

22 yıl boyunca “muhafazakâr tarzı” siyaset yapıyoruz diyerek ucube bir siyaset tarzı artık toplumda karşılığını bulamıyordu.

“Muhafazakâr tarzı” siyaset yapıyorum diyerek toplumun samimi hislerini istismar eden “ıstakoz tarzı” siyaset yapanlar siyasetten def olmadıkça lidere inandırıcılık da her gün azalacaktır. Hele hele duyup yazamadıklarımız Allah muhafaza.  Siyaset kurumu kendi içindeki ıstakozcuları temizleyemezse parti içi mesele, parti disiplini deyip geçiştirirse gelecek hiçbir zaman beklendiği gibi gelmeyecektir.

Siyasetçilerin dilinde bir “parti disiplini”, her şey orta yerde konuşulmaz lafı var. Hay sizin parti disiplininiz batsın. Yanlışa yanlış diyemeyen partili ne partisine ne de demokrasiye hiçbir katkı sunamaz.

Ne yazık ki hem iktidar hem de muhalefet cenahında herkes kendi yanlışını savunma mücadelesinde, al birini vur ötekine.

Geçtiğimiz günlerde hep birlikte bir muhalefet partimizdeki para sayma makinesi, destelerce paraları görüntüleriyle birlikte izledik. Konu bina alımı imiş. Hani derler ya say ki yedik.

Bu da memleketimden muhalefet manzarası. Nerede kaldı temiz toplum mavrası.

Yani sizin anlayacağınız iktidar ıstakozcularını muhalefet deste deste paraları savunmaya devam mı edecekler? Yoksa bunların samimi olarak hesaplarını sorabilecekler mi? Keşke birileri “yoğurdum ekşi” diyebilse.

31 Mart 2024 Seçimleri yerel bazlı, genel seçim havası içinde geçti. İktidarda bu havayı estirdi. Oysa bu seçim muhtarlık, belediye meclis üyeliği ve belediye başkanlığı seçimiydi.

Seçimi ülke çapında genel seçim havasını sokmak büyük bir hataydı.

Devlet erkânının sokaklarda yerel adaylara oy istemesi hatalardan sadece biriydi. Bazı devlet üniversitelerinin rektörleri, daire amirleri, bakanlar sokak sokak niye gezer? Anlamakta zorlanıyorum. Seçim yerel seçim sonuçta. Bırakın yerel dinamikler kendi aralarında mücadele etsinler. Kazanan kim olursa olsun, devlete, millete hizmet edecekler. Altı üstü yerel seçim.

Sonuç olarak 31 Mart 2024 Seçimleri iktidar açısından kayıplı, muhalefet açısından kazançlı sonuçlandı.

Bu kayıp ve kazanç birçok konu da analiz edilebilir. Sandığa şu kadar seçmen gelmedi, bu kadar oy geçersiz çıktı filan.

Unutulmamalıdır ki, seçim yanlışlarla kazanılamaz. Seçim halkın değerlerine sahip çıkmak, plan ve programınızı halka inandırmakla kazanılır. İktidar sarı kartı gördü. Bunu iyi değerlendirmek zorunda.

Muhalefette, ne oldum dememeli. Toplumun her kesiminin taleplerine kulak vermelidir. Önümüzdeki seçim onlar için “köprüden önce son çıkıştır.”

İstanbul kabadayılık raconunda güzel bir söz vardır.

Rikkat dikkat.

Kalın sağlıcakla

Muharrem ERGÜL HAKKINDA

Aslen Kuzey Kafkas göçmeni. Aile Trabzon ve Ordu kökenli. Beykoz doğumlu. İlk, orta ve lise öğrenimini Beykoz’da yaptı. Yüksek öğrenimini Marmara Üniversitesinde tamamladı. Beykoz Paşabahçe Ortaokulu’nda Türkçe Öğretmenliği yaptı. (1980-1982) Ardından aynı okulda Müdür Yardımcılığı yaptı. (1983) Daha sonra müdürlük sınavlarını kazanarak; Beykoz Anadoluhisarı Ortaokulu Müdürü oldu. (1984) 1987 yılında kamu görevinden ayrılarak özel sektöre geçti. Birleşik Yayın Dağıtım Şirketi Genel Müdürü oldu. İki yıl bu görevi sürdürdü. Aynı görevine paralel olarak, Türkiye’nin ilk ve saygın kitap dergilerinden biri olan “KİTAP DERGİSİ’NİN” editörlüğünü yaptı. 1989 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol’un davetiyle yeniden Kamu görevine döndü. Milli Eğitim Bakanlığı Müşavirliği yaptı. (1989-1991) Bakan değişiminden sonra Milli Eğitim Bakanlığı Devlet Kitapları Genel Müdür Yardımcılığına atandı. (1990-1993) 1993 yılında Beykoz Milli Eğitim Müdürü oldu. 1994 yerel seçimlerinden sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Özel Kalem Müdürü oldu. (1999) Ardından 2004 yılındaki yerel seçimlerde Ak Parti’den Beykoz Belediye Başkanlığı’na aday oldu. Yüksek oranda bir oy alarak “AK PARTİ’NİN” ilk Beykoz Belediye Başkanı seçildi. 2009 yerel seçimlerinde aday olamadı. 2010 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Müşavirliğine atandı. 2012 yılından itibaren İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlık Danışmanlığı görevini sürdürmüştür. Eğitimcilik ve yöneticilik dışında Uzun yıllar Kanlıca, Beykoz ve Anadoluhisarı kulüplerinde amatör ve profesyonel olarak futbol oynadı. Yine Beykoz’da birçok sivil toplum kuruluşunda kurucu olarak görev aldı. Yayınlanmış dört kitabı ve yüzlerce makalesi bulunmaktadır. Türkiye’de birçok belediyede yöneticilik dersleri verdi. Yurtiçi ve yurtdışında birçok seminer konferans ve panele katıldı. Halen Beykoz Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyeliği yapmaktadır. Evli ve üç çocuğu bulunan Muharrem Ergül orta derecede İngilizce bilmektedir. Yaşadığı yer olan Beykoz’dan ve sokağından hiç ayrılmamış olup, Beykoz ve Beykozluluğu İstanbul ve İstanbulluluğuyla özdeşleştirmiş bir Beykoz çocuğudur.