CHP’nin Beykoz Belediye Başkan Adayının kim olacağı artık önemini yitirdi. AK Parti Adayını açıklamakta geç kaldı derken, CHP’de bu süreç daha uzun sürdü.
CHP Adayının Alaattin Köseler olduğunu biz 16 Ocak’ta yazmıştık… Ama CHP resmi açıklamasını bir türlü yapamadı. Bilimsel veriler bir adayın çalışma yapabilmesi için 60-45 günün yeterli olduğunu söylese de bu Beykoz için geçerli değildir. Çünkü Beykoz’da AK Parti’nin hizmetlerini ve ağırlığını herkes kabul etmektedir.
Beykozlu bu seçimle pek ilgilenmiyor. Neden? Vatandaş gözlemlerini AK Parti üzerinde yoğunlaştırmış, orada da Murat Aydın ve Muhammed Hanefi Dilmaç arasındaki gelişmeleri takibe almıştı. Sonuçta AK Parti adayını Murat Aydın olarak açıkladı. Ve bu durum Murat Aydın’ın yükünü Beykoz’da ciddi manada arttırdı.
Muhammed Hanefi Dilmaç’ın aday olarak tercih edilmemesi Beykoz’da bana göre büyük bir fay hattı oluşturmuştur. Ve her geçen gün bu fay hattına enerji birikimi olacaktır. Her ne kadar Hanefi Dilmaç bu çerçevede mütevazılığını muhafaza etse de, realite ortadan kalkmıyor. Vatandaş bu durumu AK Parti de yaşanmış bir haksızlık olarak değerlendiriyor. Peki, bu durum seçim sonuçlarına etki eder mi? Elbette ki edecektir, fakat telafisi mümkün olduğu için AK Parti’nin bunu da hanesine yazabilme imkânı hali hazırda vardır.
Gelmiş olduğumuz süreçte AK Parti’nin Beykoz’da seçimi kazandığı var sayılıyor. Köylerde Murat Aydın’a yapmış olduğu yıkımlar nedeniyle tepki olsa da, kalabalık mahallelerde Murat Aydın’a ilgi her geçen gün artıyor. Özellikle cami cemaatleri ve gençler Murat Aydın’a toz kondurmama konusunda ön sıraları kimseye bırakmıyor.
Yani sözün özü, Murat Aydın’ın Beykoz Belediye Başkanlığı devam ediyor ve hiç kimse Murat Aydın’ı belediye başkan adayı gibi görmüyor. Bu nedenledir ki, Murat Aydın’ın ağırlaşan yükünü taşıması da zorlaşıyor.
Beykoz’da yeni dönemin siyasetini bazı verilere bakarak şekillendirmek gerekiyor. Bölgemizde üniversiteler olmasına ve on binlerce öğrenci gelmesine rağmen nüfus azalıyor. Beykoz villa ve paha biçilemez inşaatlarıyla modern ve kalburüstü bir şehir olma yolunda ilerlerken, Beykoz sahil düzenlemesini bizim kesimin öve öve bitirememesi dar gelirlide oluşturulan sosyolojiyi anlamak açısından önem arz ediyor.
Murat Aydın yeni dönemde Beykoz’un gerçekleriyle yüzleşebilir. Yani imar planlarıyla ilgili beklentiler haliyle her kesimi memnun etmeyecektir. Bu yolun ince bir çizgi olduğunu hatırlatırken, ustaca bir politika gerektirdiğini bilmem söylemeye gerek var mı?
Beykoz’da bu seçim Murat Aydın ve Alaattin Köseler arasında geçecektir. Ben inanıyorum ki, Murat Aydın bu seçimi çok farklı kazanacaktır. Evet, tehlike de burada başlıyor zaten. Murat Aydın’ın seçimi farklı kazanması ona daha büyük sorumluluk yüklediği gibi, fark ne kadar büyük olursa vatandaşın beklentisi de o kadar yüksek olacaktır. Eminim ki, Beykoz halkı; Merkezi yönetim, İBB ve Beykoz Belediyesinin aynı anlayışın elinde olmasının imkânlarından olabildiğinden fazlaca yararlanmak isteyecektir.
Murat Aydın Beykoz’daki ilk döneminde güzel bir algı oluşturdu. Profesyonel bir yöneticilik yaptı. Dengeleri iyi korudu. Beykoz halkı her ne kadar bu profesyonel belediyecilik anlayışını benimseyemediyse de yaşanan değişim hoşuna gitti. Bunun devamını istediği belli. Beykoz halkının günü birlik yaşantısında yerel yönetimden kaynaklı bir sorun yok fakat gelecekle ilgili endişeler sürüyor. O endişelerin de bu dönemde ortadan kalkacağını düşünen Beykoz halkı Murat Aydın’dan çok şey bekliyor.
Örneğin Tokatköy’de gerçekleştirilen kentsel dönüşüm görsel olarak Beykoz’da büyük bir kırılmaya neden olmuştur… Oradaki matematiksel hesaplar daha önce açıklanmış ve hak sahiplerinin ödeyeceği bedel daire başına 220 bin TL olarak duyurulmuştu. Bugün o günkü rakamlar geçerli mi? Seçim sonrası teslimatlar başladığı zaman farklı durumların ortaya çıkma ihtimali var mıdır bilinmez ama Beykoz’da Tokatköy gibi daha çok projeye ihtiyaç olduğu gün gibi ortadadır.
Murat Aydın’ın sorumluluğu Belediye Başkanı olarak Beykoz’u geleceğe taşımakla birlikte, siyasi otorite denklemlerini de içermektedir. Çünkü bu siyasi denklemin sağı solu önü arkası, her tarafı açıktır. Yani siyasi gücün verdiği cesaretin istismara dönüşebildiği vakalar AK Parti içinde oldukça fazladır. İnsanoğlu bu işte bazen nefsine uyarak, şeytanla birlikte hareket edebiliyor.
