Saadettin KILIÇ
  • 28/04/2020 Son günceleme: 28/04/2020 19:47
  • 3.745

Bazı insanlar; bilgisayar icat oldu kâğıdın pabucu dama atıldı” deseler de bence hala ülkelerin gelişmişlik kriterlerden biri, belki de en önemlisi insanlığa faydalı ve zamana dayanıklı düşünceye dönüşen kâğıdın hammaddesi KERESTELER, yani ağaç tüketimidir.

Bir ülkede ne kadar çok ağaç, ya da kerestenin insanlığa faydalı ve zamana dayanıklı düşünceye dönüşmesi o ülkenin gelişmişliğiyle çok yakından ilgilidir.

Öyleyse biz de, dünyaca övündüğümüz bilgi çağında yaşadığımıza göre masa, sandalye ve mobilyalar gibi kâğıdın da hammaddesi olan keresteleri insanlığa faydalı ve zamana dayanıklı düşünceye dönüştürmeyi çok daha fazla önemsemeliyiz.

Çünkü bilgi az değil, bilgili insanlar az...

Ama ne yazık ki; en kolay yollardan biri olan okuyarak bilgi edinme alışkanlıklarımızı geliştirmek yerine, sadece anatomik özelliklerimiz olan duyularımızla bilgilenmeyi yeterli görüyoruz.

Oysa az sayıda da olsa, bilim ve düşünce insanları her gün bilgiye düzenli zaman ayırırken, diğer yanda çok büyük bir çoğunluk, yani bir-SÜRÜ insan, gerçek aydınların bilgiye bir günde ayırdıkları zamanı onlar bir yılda bile ayırmıyorlar.

Bilim, bütün dünyada insanlığın başını döndürecek hızda yol alırken, bilginin ardından kaplumbağalardan daha yavaş bir-SÜRÜ insan topluluğu geliyor.

Doğal olarak o zaman da bilgi çağında, bilimin ulaştığı nokta pek çok ülkede insanlığın yüz akıyken, bizim ülkemizde insanlığa faydalı ve zamana dayanıklı bilgiden yararlanma düzeyimiz insanlığın yüzkarası kalıyor.

Belki bu nedenle, Beykozlu ünlü ressam Osman Hamdi’nin “Kaplumbağa Terbiyecisi ” adlı tablosu çok değerli görülüyor.

Doğrusu, bunca zaman içinde okuduğum pek çok din kitabında geçmişin bilgi düzeyine uygun dağınık ve karmaşık bilgiden başka bir şey görmedim.  Felsefe kitapları ve kimi edebi yazılarda sanki uzmanlık gerektiren şifreli bilgiler gibi.

Bir- SÜRÜ- lere göre, uygun menüler değiller.

Açlıktan karnı zil çalan insanlara bir tabak pilav için, bir çuval pirinç ayıklatmaya benziyorlar. Belki de bu yüzden çok fazla okunamıyor ve anlaşılamıyorlar…

Peki, böyle bir durumda, ülkemizdeki keresteler nasıl insanlığa daha fazla faydalı ve dayanıklı bilgiye dönüşebilirler ki?

Mesela her iş yerinde fiziksel beslenme için günde ortalama bir saat yemek molası verilir.

Peki, fiziksel beslenme gibi, düşünsel beslenmeye de ihtiyacı olmaz mı insanların?  

Olur tabi...

Ama düşüncenin kahvaltısı, çorbası, salatası, bifteği, pirzolası ve tatlıları biraz farklıdır.

Peki, nedir beynin kahvaltısı? GAZETELER...

Nedir beynin çorbası, salatası? DERGİLER…

Nedir beynin bifteği pirzolası?  KİTAPLAR

Nedir beynin tatlıları? TİYATRO... SİNEMA... MÜZİK... RESİM... EDEBİYAT…

YANİ,  BİLİM VE SANAT...

Yazarın Yazıları