Ülke çapında bin civarında açılacağı iddia edilen Tanzim Satış Mağazalarının ülkemizdeki temel ihtiyaçların anormal pahalılığına çare olamayacağını Recep Tayyip Erdoğan bilmiyor mu sanıyorsunuz?
İmam Hatip Kökenli bir ekonomisttir ama 20 yıldır Türkiye’yi yönetiyor o da biliyor ki, muz veya patates cumhuriyeti bile olsa bir ülkede İhracat Kalemleri ile İthalat Kalemleri dengesi aleyhteyse, o ülkenin para değeri asla yükselemez, aksine sürekli düşer ve hızla değer kaybeder tıpkı son 10 yıldır olduğu gibi.
Fizikken beni tanımayabilirsiniz, 1,69 orta boylu sayılırım ama karıncalara göre bir devim. Orta boy iddiamın dayanağı ise benim gibi çevremdeki insanladır, karıncalar veya kendi kafama göre orta boylu değilim… Çünkü bir insana kısa, orta veya uzun diyebilmek için çevresinde kendisi gibi olan emsallerine bakılır, uzaylılara değil…
Ülkelerin ekonomileri ve demokrasisi de böyle ölçülür emsal ülkeler dayanak gösterilir.
Örneğin bizim Bir TL’miz sınır komşumuz Gürcistan’da 10 yıl önce kaç HAÇAPURİ satın alabiliyordu şimdi kaç adet satın alabiliyor? Ya da bir kilo çay, kaç Gürcü Lari’sine satın alınıyordu şimdi, kaç Gürcü Lari’sine alınıyor? Veya Bulgaristan, İtalya, Yunanistan, Almanya, Fransa, İngiltere, Irak, hatta Suriye işte emsallerimiz onladır. Eğer biz bu 20 yılda hepsine karşı kardaysak ülkemiz ehil ellerde demektir zararda isek liyakatsiz yönetilmekteyiz demektir.
İsterseniz siyasetçilerin torpil yapamayacağı Google’e sorun son 20 yıldır ve öncesi emsal komşularımızın paraları ile bizim TL’yi karşılaştırın, ülke olarak büyüyor muyuz, yoksa üç, beş kişiyi mi şişiriyoruz?
Size somut bir örnek daha vereyim:
2012 yılında İstanbul- Aksaray’dan kalkan otobüslerle 1800 km. Tiflis-Gürcistan’a 120 TL’ye gidiyordum, sekiz yıl sonra yani şimdi aynı 120 TL ile ancak 400 km. Gerede’ye kadar gidebiliyorum… Yani benim Gerede’den, Tiflis’e kadar gidebileceğim depomdaki benzinimi sekiz yılda kim aldı apaçık belli değil mi?
Hepimiz biliyoruz ki, saraydakiler, saraylardan gelmedi ama maşallah bir elleri yağda, bir elleri balda yaşıyorlar. Tanzim Mağazalarında Fiyatlar Makulmüş ve Bin Tane daha yeni market açılarak ekonomi düzlüğe çıkacakmış diyorlar!”
İmkânsız… Akla, bilime, ilime aykırı…
Yukarıda da belirttiğim gibi, bir ülkede ihracat ve ithalat dengesi kurulmaz, emsallerine sattığından çok daha fazlası satın alınırsa o ülkenin parası hiçbir zaman değer kazanamaz.
İki, iki daha dört eder, buna da enflasyon canavarı derler…
Özetle mutlak iktidarlar içerde istediği kadar otoriter kararlar alıp aracıları ortadan kaldırsınlar yine de ulusal ekonomide hiç fark etmez ve kötüye gidiş değişmez.
Yani iç piyasada aracılar ortadan kaldırıldı, domates ucuzladı diye TL, Döviz karşısında değer kazanmaz. Ahmet’in, Cebinden, Mehmet’in cebine; en başta da dövizle anlaşma yapılan müteahhit şirketlere ve yine dövizle alınan doğal gaz gibi ürünlere gider. (Bilgiçlik taslamamak için ayrıntıya girmiyorum.)
Öyleyse bu mutlak akıbeti bile bile Recep Tayyip Erdoğan neden böyle bir girişimde bulunuyor dersiniz?
Yoksa yaklaşan büyük final seçim öncesinde artık meydanlarda toplayamadığı eski seçmenleriyle en geniş biçimde yeniden, daha yakın ve daha sıcak ilişkiye mi geçmek bir zamanlar yüzde 51’lerde yer almış bu eski seçmenlerine daha yakından dokunup, ikna mı etmek istiyor?
Eğer öyleyse Tanzim mağazalarında çalışacak seçilmiş ve özel eğitilmiş partili militanlarıyla “olmak ya da olmamak” düzeyinde yaklaşan büyük seçime hazırlanıyor. Partisi ve kendi adına “hiç yoktan iyidir” bir iş yapıyor.
Peki, televizyonların eskiyen yüzleri kanaat önderleri ve tüm muhalefet bu müthiş proje için ne diyorlar?
Hep bir ağızdan; “Olmaz, başaramaz, ekonomiyi bu girişimle asla düzlüğe çıkaramaz.”
Doğru söylüyorlar, bence de çıkaramaz ama asıl kaygısı o değil ki!
Yineliyorum final bir seçim yaklaşıyor, öyleyse AK Partili militanların en geniş halk kitleleriyle her gün temasta olması sağlanmalı. Bence bu proje arabesk de olsa çok eski bir pazarlamacı olan Recep Tayyip Erdoğan tarafından tasarlanmıştır.
Başarı şansı “hiç yoktan iyidir” bir proje.
