Ekrem VANLI
  • 08/02/2014 Son günceleme: 24/10/2013 00:11
  • 11.117

Irkçılık;

Genel olarak çeşitli insan ırkları arasındaki biyolojik, kültürel, sosyal, dini, mezhepsel sebeplerden dolayı bir ırkın diğerlerinden üstün olduğuna ve diğerlerine hükmetmeye hakkı olduğuna duyulan inanç veya bu değerleri kabul eden doktrindir.

Irkçılık tehlikesi tarihten de bilindiği üzere soykırıma kadar giden şiddeti haklı görmektedir.

Irkçılık tarafgirliği, o da düşmanlığı getirdiği için, toplumu hasta yapıp, yaşayamaz hale getirir, ırkçılık hayatın temel esaslarından olan adaleti, birlikteliği - muhabbeti, dayanışmaya zarar verir ve bunların zıddı olan zulmü, bölünmeyi, terörü doğurur. Bediüzzaman Said Nursi hazretleri, dini rabıta yerine, milli rabıtaların esas alınması halinde, adalete bedel zulme düşüleceğini şöyle beyan etmektedir;

 “Unsuriyet (ırkçılık) ve milliyet esasları, adaleti ve hakkı takip etmediğinden zulmeder. Adalet üzerine gitmez. Çünkü: Unsuriyet-perver bir hakim, milletdaşını tercih eder, adalet edemez.’’

İnsanın benimsediği kimliğini sevmesi ve kendini yakın hissetmesi doğaldır. Bu yakınlık ve sevgiye karşı çıkılmamalıdır. Ancak bu durum diğer ırkları, milletleri , toplulukları aşağılamayı, kin ve nefret beslemeyi gerektirmez. Bu ayrım çok önemlidir.

Bir Müslüman gayretini ve sevgisini sadece kendi ırkına göstermemeli, bütün din kardeşleri ile tüm insanlığın dertlerinle dertlenmelidir. Özellikle yaşadığımız coğrafya da Ortadoğu daki Müslüman kardeşlerimizin acı ve feryatlarına kulak vermeliyiz, dua etmeliyiz.

Allah’ın çizdiği yol, Nuran-i yoldur. Bu yol bütün insanlık alemi için çizilen yoldur. Bu yoldan yürüyen saadete ve selamete kavuşur. Konuyu birkaç örnek ile açıklayacak olursak;

Kaza geçirmiş ve ölüm döşeğindeki bir insana; üzülme sen iyi bir Türksün veya Kürtsün denilse, ölüm döşeğindeki bu kişiye teselli vermemiz mümkün müdür? Veya vefat etmiş bir insanın kemikleri kabirden çıkartılsa hangi ırka veya soya ait olduğu belli olur mu? Bu kemiklerin Kürdü, Türk’ü, Laz’ı … diye ayırmamız mümkün mü? Tabi ki hayır. Ruh aleminin ırkı yoktur. Kemalat ve kıymet ruhundur.

Kabirde sual melekleri, suallerinde hangi ırktan geldiğimizi sormayacaklar, dinin nedir? Rabbin kimdir? Peygamberin kimdir? Gibi sorular sorulacağından ırkçılığın bir faydası ve yararı olmayacaktır. Mahşer zamanında herkesin birbirinden kaçacağı hesap gününde hiç kimseye ırk ve soyundan dolayı ayrımcılık yapılmayacak ve orada önemli, kıymetli olan takva ve ameldir.

İnsanların yaratılmaları, hangi ırka veya soya mensup olmaları kendi iradeleri ve tercihleri ilde değil, tamamen Allah’ın iradesi iledir. Bir insanın eğitimin, zekasının, makamının, şöhretinin, zenginliğinin, kabiliyetinin… gibi vasıfları ile iftihar etmeye hakkı yoktur. İftihar ve gurur yerine, o ihsana karşı, Allah’a şükür ve hamd etmek gerekir.

Konuyu birkaç ayet ve hadisle pekiştirelim…

“Allah katında en üstün olanınız takvada en ileri olanınızdır. Muhakkak ki, Allah her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olandır.” ( Hucucat Suresi, 49/13)

Müminler ancak kardeştirler.’’ (Hucucat Suresi, 49/10)

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır:‘’ Ey insanlar, birbirinize haset etmeyiniz, birbirinize buğz etmeyiniz, birbirinize sırt çevirmeyin, birbirinizin satışını bozmayın. Ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Müslüman kişi, diğer Müslüman kişinin ( rengi,dili,doğum yeri, içtimai durumu, cinsiyeti ne olursa olsun) kardeşidir. Öyle ise ona zulmedemez, ihanet edemez, aldatamaz, yardım istediğini cevapsız bırakmaz, tahkir de edemez. Allah sizlerin dış görünüşünüze, mallarınıza bakmaz, fakat kalbinize ve amellerinize bakar. Kişinin kötü sayılması için Müslüman kardeşini tahkir edip, horlaması kafidir. Bir Müslüman’ın kanı,malı,ırzı diğer bir Müslüman’a haramdır.’’ (Müslim, Birr, 3234; Tirmizi, Birr ,18, 1908.H. )

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) diğer bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: ‘’Ümmetimin helak olması üç şeyden ileri gelecektir’’:

  1)Fertler, kendi fillerini kendileri yaratırlar diyerek Allah’ın takdir ve iradesinin kabul etmeyenler. 2)Unsuriyet (ırkçılık) davası gütmek. 3)Dini mes’elelerin rivayetinde titiz davranmamak. (Taberani, Mücerü’s – Sağir 1,158.)

Yazarın Yazıları