Kader GÜR
  • 27/04/2021 Son günceleme: 27/04/2021 17:28
  • 4.273

Yaşantımızın her anı siyaset aslında… Tanımlama olarak siyaset, “devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış” olsa da hepimizin hayatında bir yönetim biçimi haline gelmiş.

Evimizde, işyerimizde ortaya koyduğumuz bütün anlayışlar ya da denge sağlama mücadelemizin adı da aslında bir siyasettir. Toplumun takip ettiği ve geleceğine yön vermek için tavrını tarzını önemsediği siyaseti hayatımızdan çıkarmamız mümkün müdür? Değildir… En umutsuz olduğumuz anda bile göz ucuyla siyaseti takip etmekten geri durmuyoruz. Çünkü çoluk çocuğumuz var. Onların geleceklerini düşünürken aslında ülkenin selametine de yatırım yapmış oluyoruz. Ama ne üzücüdür ki, son süreçte siyasete yönelik oldukça umutsuz günler yaşıyoruz.

Pandemi döneminden önce başlayan umutsuzluk, pandemi ile birlikte zirveye çıktı. İnsanlarımız çok karamsar, geleceğe herkes endişe ile bakıyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi çok talihsiz bir dönemde hayata geçirilince, insanlarımız bu sistemde istediğini maalesef bulamadı. Bu gidişle bulması da pek mümkün gözükmüyor, çünkü bir tek kişinin mücadelesi yeterli olmuyor. Recep Tayyip Erdoğan tek başına mücadele ederek, ülkeyi yeniden toparlamaya gayret etse de, tablo olduğumuz yerde saymayı bile beceremediğimizi ve her geçen gün daha geriye gittiğimizi gösteriyor. Siyaset kurumu vatandaştan oldukça uzakta, suni gündemlerle oyalanıp, duruyor.

Vatandaşın sesini duyan yok. Ekonomi gerçekten insanların belini büküyor. Fırsatçılar vatandaşı acımasızca sömürüyor. Bugün beş TL’ye aldığın bir şeyi yarın aynı fiyata alamıyorsun. İnsanların kazançları her geçen gün eriyor. Ama gel gör ki, siyaset kurumu bu durumu düzeltmek için hiçbir çaba sarf etmediği gibi bu yükün üstüne yük yükleyenlerin yaptıklarını da yanlarına bırakıyor.

Sömürü düzenin şekillendirdiği, ülkemizin geleceği oldukları söylenen Z kuşağı, izleyerek büyüdükleri büyüklerine güven duyamıyorlar. Kendilerini kandırılmış hissediyorlar. Ülkenin ekonomisini elinde tutanların, Z kuşağı dedikleri kesimden istedikleri her şey oldu. Büyük büyük iş adamlarının kapısına iş için gittiğinizde ilk sözleri ‘hangi okul mezunusunuz?’ sorusuydu. İlkokul veya ortaokul dediğimizde, ‘olmaz evladım’ ben sana ne iş verebilirim ki, artık kapıcılara bile lise mezunu zorunluluğu getirildi… Üniversite şart, yabancı dil olmazsa olmaz. Öyle iş sahibi olmak kolay mı?

‘Öylemi ne yapalım bizde elimizden ne iş gelirse onu yaparız. Ailemizin imkânları yetmedi okuyamadık’ dedik ve hayata 4 elle sarıldık.

Çok şükür Allah’a çoluk çocuk büyüttük… Çoluk çocuk büyütürken, adamlığa, dürüstlüğe, edebe, adaba son derece önem vererek yaşamaya gayret ettik. Yaşı elliye taşırken de, büyüklerimizin beklediği, üniversite ve yabancı dil eğitimlerini de kulağımıza küpe ettik. Çoluk çocuğumuzu da, bütün cahilliğimize rağmen bu anlayışla yetiştirdik. Onları yetiştirirken de, büyüklerimizin, zenginlerimizin, iş insanlarımızın kısadan hisse tarzında bize yapmış oldukları nasihatleri yaşam biçimimiz olarak benimsedik. Örneğin dedem Nizamettin Coşkun, ‘ben gençliğimde uyuduğum gecelere pişmanım’ sözleriyle çalışmanın önemine vurgu yaparken, ‘çalışır parayı kazanırsınız, ama parayı yönetemezseniz emeğiniz boşa gider ifadesiyle de sadece çalışmak değil, akıllı olmak gerektiğine de vurgu yapmıştır. Allah nur içinde yatırsın.

Dedem rahmetli olduğu için onun sözlerini söylemekte, ismini açıklamakta bir sorun görmedim. Daha sayacak olursak, bugün hayatta olan birçok iş insanımızın büyüğümüzün nasihatlerini hiç göz ardı etmedik. Onlar bugün önemli ve tanınan insanlar oldukları için isimlerini zikretmeyi doğru bulmuyorum.

Yani demem o ki, onların gösterdikleri istikamet doğrultusunda yetiştirdiğimiz çocuklarımızı gel zaman, git zaman iş için onların kapısına gönderdik. Gönderdiğimiz çocuklarda istedikleri her şey vardı. Üretkenlik, girişkenlik, lisans eğitimi, yabancı dil, olağanüstü bilgi beceri, teknolojik aletleri kullanım kabiliyeti. Dürüstlük, millet sevgisi, devlet sevgisi, Allah sevgisi, din, iman…

Ama büyüklerimiz bize ettiği gibi onlara da nasihat etti. İşte sana kandırılmış milyonlar… Doyumsuz bir neslin eseri Z kuşağı… Ve bizimkilerin ortaya koyduğu siyasetin sonuçları…

Allah milletimizin yardımcısı olsun…

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz