Saadettin KILIÇ
  • 10/08/2020 Son günceleme: 10/08/2020 18:00
  • 4.455

Turist; ister yerli, ister yabancı, ister Doğu’dan, ister Batı’dan, ister Güney’den, ister Kuzey’den gelsin, dünyanın her yerinde turist demek; yeni insan, yeni iletişim, yeni heyecanlar, yeni çoğalışlar demektir.

Yeni insan, yeni iletişim; yeni heyecanlar da yeni bilgiler demektir; bu nedenledir ki, liman kentlerinde yaşayıp her zaman daha çok yeni insan tanıyanlar, diğer insanlara göre her zaman daha zengin bilgili olurlar…

Zengin bilgiler de; yeni ekonomik çoğalış,  paylaşım, kültür, sanat, zanaat, sosyallik demektir.

Sosyallik ise daha çok insan olmaktır…

Yaratanın yüzde yüz marifetleriyle insan bedeninde doğanların, sonradan yüzde yüz kendi yetenekleriyle insan olmayı başarmaları demektir…

Peki, ya yöneticilerimiz; ilçemiz daha çok insanlaşsın ve daha çok Beykozlu mutlu olsun diye gerçekten bizim kadar tasa duyuyorlar mı acaba?

Yoksa kişisel çıkarları doğrultusunda sıra savmadan başka bir kaygıları yok mudur?

İsterseniz çapları düzeyinde yaşama koşullarımızı belirleyen bu yöneticilerimiz kimlerdir hiyerarşik olarak önce onları tanıyalım…

Kaymakam, Muvazzaf Kaymakam Yardımcısı, Belediye Başkanı, Başkan Yardımcıları, Belediye Meclis Üyeleri, Muhtarlar, Siyasi Partiler, Vakıflar, Dernekler ve diğer sivil toplum örgütleri çaplarına göre mutlak ilçemizdeki tüm gelişmelerden sorumludurlar.

Örneğin; Kaymakamlık; Beykoz’da iç ve dış turizmin gelişmesini istiyor ve bunun için nitelikli bir planlama yapıyor mudur dersiniz?

Kaymakam, ne de olsa ilçemizin mülki amiridir, her türlü tesis açabilecek Beykozlu müteşebbislere ruhsat vermeyi teşvik edip, kolaylıklar sağlayabileceğini düşünüyor mudur acaba?

Dünyaca ünü Paşabahçe Cam markasını, Arasta Mağazalarıyla adaletle tasarlayabilecek mi?

Ya da turizmin olmazsa, olmazı “huzur ve özgürlüktür” deyip; 2020 yılında ister türbanlı, ister bikinili her görüşten insanın hiçbir baskı ve korku duymadan sahillerde rahatlıkla gezebilmelerini sağlayabilecek mi?

Bu ve benzeri planları gerçekten varsa, Beykozluların bu projelerden doğrudan haberi var mıdır?

65 yıllık Beykozluyum, ilçemizin uzak, yakın ve güncel tarihi Beykoz’a atanan bütün Kaymakamlardan daha gerçekçi biliyorum.

Ve 65yıldır görüyorum ki; gelmiş, geçmiş bütün kaymakamlar tam Beykoz’u tanımaya başlıyor, Beykozlular da onlara alışıyor bir anda ya tayin, ya da emekli oluyorlar.

Yani isteseler de Beykoz için bundan daha fazlasını tasarlayamazlar ki!

Ayrıca ülkemizdeki tüm vali ve kaymakamlar iktidar partisi tarafından atandığı için, yerel sınırları zorlayıp Ankara’nın politikalarına ters düşemeyeceğini biliyor ve anlayışla karşılıyoruz.

Peki, vatandaşların bu gelip, geçici kaymakamlardan gerçek beklentileri nelerdir?

250 bin nüfuslu ilçemizde 250 bin farklı hayaller olabilir ama 250 bin kişinin mutlak ortak beklentisi mutlak adalettir.

Kaymakamların dünya görüşlerine göre icraatları değişse bile; ister beynamaz, ister alkolik, ister sağır, ister dilsiz, hangi renk, hangi cins, hangi din, hangi dil ve siyasi görüşten olunursa olunsun her Beykozlu kendisine mutlak adil davranılmasını bekler.

Devletin, yani kanunların TC Vatandaşlarına adaletli uygulanmasını isterler, açıkçası, yandaş düşünceli olanlara tam hizmet, zıt veya tarafsız olanlara da tam tökez uygulamalarından nefret ederler.

Bu konuda Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi ilçemizde de her Kaymakam dezavantajlı göreve başlar.

İlçeyi yeterince tanımadıkları için gelir gelmez kendilerine sunulan raporlara göre planlama yaparlar.

Ve genellikle ilk başta aldıkları referanslarla en son görevlerini noktalarlar.

Peki, yeni göreve başlamış bir ilçe kaymakamına o referans ve kaynak bilgileri kimler sunar?

Başta Emniyet Müdürü olmak üzere, devlet hiyaraşisine göre her kurum yazılı ve sözlü bilgiler sunarlar. Ardından Sivil Toplum Kuruluşları, Siyasi Parti İlçe Başkanları benzer bilgilendirmeleri yaparlar.   

Atanan kaymakamlar da devlet insanı sorumluluğunda görevlerini tamamlamaya çalışırılar.

Fakat burada hiç anmadığımız ama en yakıcı belirleyici bir değişmez memur daha vardır ki; E.Müdürü, STK’ler, Siyasi Partiler vs.ler yeni kaymakama ne bilgiler sunarsa sunsunlar bu hayali sorumlu kadar etkili olamazlar. Kim midir bu hayali yönetici?

Beş altı kaymakamla kesintisiz bilgilerle çalışmış ve hala çalışmaya devam eden Sosyal Yard. ve Dayanışma Vakfı Müdürü Selim SAFİ… Muvazzaf Kaymakam Yardımcısı…

Görevi; Devletin Kanunlarla Kaymakamlığa verdiği vatandaşa sunulan sosyal desteklerin mutlak belirleyicisi…

Yeşil karttan, ayni yardım, nakit yardım veya 65 yaşını maaşını da o belirler…

Ama gerçek şu ki; bu memurun kıdemli bir yönetici olması çok isabetli bir uygulamadır.

Çünkü yeni kaymakam kim olursa olsun onun kadar ilçesini tanıyamaz, siyah ile beyazı onun kadar doğru ayıramaz.

Tabi bu hayali yöneticinin ne kadar hakkaniyetle çalıştığı da çok önemlidir.

Devletin ve İlçe Kaymakamlığının vatandaşa sunulması için verdiği maddi ve manevi hakları ne kadar adil ve adalet içinde, haramsız gerçekleştirdiği çok değerlidir.

Peki, yeni Kaymakam olumlu veya olumsuz bunu nasıl anlayabilir ki?

Dosya üzerinde okudukları ve yeni çevresinden duydukları kadar tabi…

Bu bilgilenme Kaymakama yetmezse ne yapmalı?

Yardımcısını yakın takibe almalı, her gün giydiği ayakkabı, gömlek, pantolon, ceket ve kravatına dikkat etmeli, 657 Sayılı Kanunla çalışan bir devlet memuru olan yardımcısının dış görünümünün ekonomik yansıması onu rahatsız ederse, hemen ailesiyle tanışmalı, evine gitmeli yine 657 sayılı kanunla çalışan bir devlet memuru olarak empati yapmalı, vicdanı rahat olmalı.

Sonra da kanunla hak edilmiş devlet desteklerinin mutlak otokontrolünü yapılmasını sağlamalıdır.

Yardımcısı dâhil alt personelin çözemediği her sorun için istisnasız her vatandaşına kapısını açık tutmalıdır.

Diğer sorumluluklarını çok iyi biliyor zaten onları da tıpkı yardımcısından istediği gibi adalet içinde yapmalı.

Beykoz Kaymakamımız Sayın Esengül Korkmaz Çiçekli ilçemize hoş geldi, Allah utandırmasın…

Devam Edecek…

Yazarın Yazıları