Kader GÜR
  • 01/01/1970 Son günceleme: 15/04/2014 00:11
  • 15.386

Seçimlerin sona ermesinin ardından yine ülkede her şey normale dönmeye başladı. Genel seçim havasında geçen 30 Mart Yerel Seçimleri ise süreci itibariyle pek çok derse ev sahipliği yaptı.

Tabi bu dersleri kabul edip kendine pay çıkaran çıkardı, ders almayanların ise ‘değişmesi’ başka bir bahara kaldı. Son seçimler, ülkede art niyetle ve küçük hesaplarla perde arkasından el ovuşturanların yüzüne kocaman bir tokat attı. Artık bundan sonra bayağılığa, dedikoduya, ucuz siyasete prim verme dönemini kapandı. 

Beykoz'da ise bambaşka bir hava vardı. Ülke genelindeki siyasetten farklı olarak, muhalefet partisi CHP 'dışarıdan gelen kişilerin' ağırlıkta olduğu bir listeyle seçime girdi. Belki de ‘CHP CHP olalı’ hiç bu kadar parçalanmamıştı. CHP, parti içerisinde yıllarca emek vermiş kişileri vitrinine çıkarsa, seçim sonuçları belki de daha farklı olabilirdi. Şimdi ise bu sonuçlar, Belediye Meclisi'ne giren CHP'li üyelere iki kat fazla sorumluluk yükledi. CHP'li Meclis Üyeleri çok ama çok çalışmalı, daha çok emek vermeli. Kendileri yüzünden yıllarca emek verdiği partisinden ayrılan kişilere karşı 'yorum yapamamış olmanın ezikliğini' eksikliğini hissetmeli ve “başkalarının emekleri üzerine oturduklarını unutmamalılar! 

2009 Yerel Seçimleri’nde MHP Adayı Şenel Ustabaşı ile oluşan yığılma bu seçimde de Büyük Birlik Partisi ile yaşandı. 

BBP ülke genelinde binde 9 aldığı oya karşılık Beykoz'da yüzde 10 oy alarak farklılık yarattı. Ancak bunun altında yatan nedenleri de partinin ileri gelenleri iyi analiz etmeli. Yalnızca'hemşehricilik' yapıyor olmanın ne kadar etki yaratabildiğine iyi bakmalı. Bunun büyüklüğü konusunda doğru analizler yapmalı; öte yandan da Başkanlığı getirmeyecek kadar küçük olduğu konusunda da ders alabilmeli. Beykozlular, yöresel zenginlikleri 'bir silah' ya da 'bir kalkan' gibi kullanacak kişilere bu seçimde de prim vermedi. Bu da Beykozluluk kültürünün her geçen gün geliştiğini gösteriyor. Aslında BBP adayı da hep Beykozluluk bilincini savunan bir arkadaş olmasına rağmen, kampanya döneminde hemşericiliğin ön plana çıkması kendisi adına çok doğru olmadı kanaatindeyim. 

Saadet PartisiDemokratik Sol PartiHDPİP de bu seçimlere girdi. Buralarda siyaset yapanlar, aldıkları oyları ve oy oranlarını iyi gözlemlemeli. Ülke genelinde ve Beykoz'da esen havayı, rüzgârı iyi teneffüs etmeli. Yanlışlarını fark edebilmeli. Rotasını çizerken yönünü iyi belirlemeli.  

Diğer yandan gazeteler ve gazeteciler... Halkın beklentilerini onlar da bu seçimlerin ardından görebilmeli. Halka inmek değil, halka çıkmak konusunda gayret göstermeli. Beykoz'unBeykozlunun "Yaptım-Oldu!" anlayışına asla prim vermeyeceğine ikna olabilmeli. İşini iyi yapan herkesi halkın takdir edeceğini anlayabilmeli. Kendisini geliştirmeli ve haberleriyle halka'yön' değil 'yer' vermeli. Eğer bunu beceremiyorsa, bari halka yer vereni de takdir etmeli. Eksiklerinin, yanlışlarının farkına varabilmeli. Küçük hesaplar içine girip, iflas etmiş tüccar gibi eski veresiye defterlerinden medet umacak duruma gelmişse kapıya kilit vurduğunu anlayabilmeli.! 

Bu işi doğru düzgün yapan insanların bilgisine, tecrübesine, kalitesine saygı göstermeli. Basın olarak varolacaksa, katkı vererek bunu gerçekleştirmeli. Oturduğu yerden ahkam kesmemeli. Bu işi yapabileceğine inanıyorsa kalabilmeyi, inanmıyorsa da bırakmayı becerebilmeli.  

Allah'a hamd olsun ki, herhangi bir taşkınlık yaşamadan bir seçimi daha noktaladık. Biz Dost Beykoz olarak hep haklının ve halkın yanında yer aldık. Proje üretenleri, elini taşın altına koyanları hep vitrine taşıdık. Elden geldiğince haberlerimizde objektif davrandık; Yazarlarımız, diledikleri düşüncelerini özgürce yine her zaman olduğu gibi Dost Beykoz kanalıyla okuyucularıyla paylaştılar. Beykoz’un gözü kulağı, Beykozlunun sesi sedası oldular.  

30 Mart'ın ardından ilçede yeni ve tertemiz bir sayfa açtık. Bunu 250 bin Beykozlu olarak yaptık. Artık yapacak iş şu ki, ilçede yaşayanlar olarak bir an önce profesyonelleşmek ve hakkı haklıya teslim edebilmek. İnsanıyla, doğasıyla, hayvanıyla, 313 kilometrekarenin tamamını kucaklayabilmeliyiz. Haksızlıklara ve yalanlara karşı dik duruşumuzu her birimiz muhafaza edebilmeliyiz. 

Birbirinden önemli projeler var Beykoz Belediye Meclisi'nin önünde. Bunları gerçekleştirmeleri için önce Allah'a sonra Başkan Yücel Çelikbilek öncülüğündeki 31 Meclis üyesinegüvenmeliyiz. Hırsımızı, kinimizi bir kenara koyarak "Ya Bismillah" diyerek çalışmaya bir an önce başlayabilmeliyiz. Yüzde 80’leri aşan bir oranla sandık başına gelen Beykozlu, vatandaşlık görevini layıkıyla yerine getirmiştir. Şimdi AK Parti ve CHP’li olmayan ve bu iki partiye de oy vermeyenlerin de takdir edeceği bir Beykoz’u inşa etme görevi AK Partili ve CHP’li Meclisüyelerinin omuzlarında bir yük olarak duruyor. Yarından tezi yok, görevli olan kişiler var güçleriyle ve içlerindeki Beykoz aşklarıyla çalışmaya başlamalılar. Seçimlerin artık geride kaldığını hepimize hissettirmeliler. Yücel Başkan’ın “Ben hizmetkârım” sözlerini 31 Meclis üyesi de ilke ve ülkü edinmeliler. Vatandaşların, Beykozluların isteklerine, taleplerine kulak vermeliler. Eksiklerin giderilmesi ve geleceğe dair projelerle yeni Beykozlu neslini kucaklayabilmeliler. Benim inancım, geçtiğimiz dönemlerden çok daha güzel bir dönemin bizi beklediğidir. Allah’ın izniyle Beykoz’u hem ülkeye hem de dünyaya tanıtmak için bu 5 yıllıkdönem bize fırsat verecektir. Bunu halkıyla, belediyesiyle, basınıyla, kamu kurum ve kuruluşlarıyla bizler, hepimiz, başaracak güçteyiz. 

Son olarak da Beykozlulara Kader Gür olarak bir mesaj vermek isterim. Ey Beykozlular! Ne olur, Allah Rızası için iyiye iyi, doğruya doğru, eğriye de eğri diyelim. Bunu hep beraber başaralım. Çok verimli olunabilecek bir 5 yıl bizi bekliyor olacak. Bu dönemde birbirimize ne kadar kenetlenirsek, o kadar büyük başarılar elde ederiz. Kişisel başarılarımız, kişisel kazançlarımız hepimizi bağlamıyor; bunu artık kitlesel hale dönüştürebilelim. Bunu da ancak daha iyiyi isteyerek ancak iyiye de iyi diyerek başarabiliriz. Bilen her kimse onu konuşturalım, ondan öğrenelim. Tartışalım ama kavga etmeyelim. Atışalım ama kalp kırmayalım. Silkeleyelim ama incitmeyelim: Bu ilçe bizim, hepimizin... 

Gelin, Beykoz’umuzu gelecek nesile, elbirliğiyle ve gönül rahatlığıyla teslim edelim...

Yazarın Yazıları