Neşat YAYLA
  • 08/08/2019 Son günceleme: 08/08/2019 12:49
  • 7.161

Toplumların kalkınmasında gerekli olan insan gücü yetiştirmenin en önemli aracı eğitimdir. 

Ülkelerin kalkınmışlık düzeyi eğitime verdikleri önemle doğru orantılıdır.
Çağımızda sosyal, ekonomik ve teknolojik değişmeler hızla artmakta ve bu artışın etkileri iş hayatında görülmektedir. 

Hızlı gelişmelerin yaşanması insanları, kurumları ve ülkeleri artık bu değişmeye ayak uydurmaya zorlamaktadır. Bu nedenle ülkelerin, kurumların ve insanların çağın gereklerine uyum sağlamak için yoğun bir rekabet içerisinde olmaları zorunlu hale gelmiştir. 

Günümüzde artık "yeni" diye öğrendiğimiz birçok bilgi bu hızlı gelişmeyle kısa süre içerisinde yerini yeni bilgilere bırakmakta ve bu durum devamlılık göstermektedir. 

Toplumların, kurumların ve ülkelerin sağlıklı örgütlenebilmeleri ve süreklilik kazanabilmeleri için bu değişime ayak uydurmaları ile mümkün olacaktır. Bu hızlı gelişmelere ayak uydurmanın en etkin ve temel yolu kuşkusuz "eğitim"dir.

Ülkelerin, kurumların ve insanların; bu gelişmeleri yakından takip etmeleri ve yeniliklerden haberdar olmaları için sistemli eğitim çalışmalarına önem vermeleri gerekmektedir.

Eğitimin, özellikle bilimsel eğitimin bu denli önem kazandığı günümüzde kamu ve özel sektör personelini yetiştirmek durumunda kalmıştır. Bunu sağlamanın yolu da sistematik olarak personeline, yenilikleri eğitim yoluyla vermekten geçmektedir.

Kişilere bu bilgi ve becerileri kazandırmanın yolu da hizmet içi eğitim olgusu olarak kabul edilmektedir (Gül, 2000).

Hizmet içi eğitim, kişiye işi ile kesin hukuki ilişkisinin kurulduğu tarihten, işten ayrıldığı tarihe kadar geçen süre içinde, işin gerektirdiği performans düzeyine ulaşması için gereken bilgi, beceri ve davranışların sistemli bir şekilde öğretilmesidir (Can vd. 1995).

Günümüzde her alanda yaşanmakta olan değişim eğitim kurumlarını ve öğretmenlik mesleğini de etkilemektedir. Bu değişim eğitimin içeriğine ve öğrenme  süreçlerine de yansımakta, dolayısıyla, öğretmenlik rolünün yeniden yapılandırılmasını zorunlu kılmaktadır.

Öğretmenler, bir toplumun geleceği olan, bireyleri yetiştirme, görevini üstlenen, eğitim sürecinin önemli üyeleridir. Toplumun şekillenmesinde, geleceğin oluşturulmasında öğretmenlere önemli görevler düşmektedir. Bu önemli görev öğretmenlerin daha yeterli ve nitelikli olmasını gerekli kılmaktadır.

Çağdaş öğretmen günümüz eğitim ihtiyaçlarına cevap verebilecek, 21. yüzyılın bilgi teknolojisi toplumunda öğrencileri geleceğe hazırlayabilecek yeterlikte olmalıdır. Bu amaçla, bir çok niteliği bünyesinde bulundurabilmelidir (EARGED, 1999). 

Çağdaş toplumun öğretmeni, sürekli öğrenmeyi bir ilke olarak benimseyen, çok yönlü, demokratik, sorunların üstesinden gelmeyi başaran, sorun çözme ve eleştirel düşünme becerisine sahip sınıfını aktif öğrenme ortamına dönüştürebilen özelliklere sahip olmalıdır (Kuran, 2002). 

Öğretmenlerin devamlı olarak kendilerini yenilemeleri, yetiştirmeleri kısacası profesyonel bir öğretmen kimliği kazanmaları gerekir (Erdem vd. 2002; Azar ve Çepni, 1999). 

Ayrıca sene başında ve sene sonunda seminer programına katılmak zoruna olan öğretmenlerimizin bu süreleri çok iyi değerlendirmeleri gerekir. Yasak savma cinsinden yapılan bu etkinliklerin hiç kimseye faydası olmamıştır. Kendimizi kandırmayalım. Zamana da, öğretmene de yazık. 
Kaynak: MEB (EARGED)

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz