Seçimlere çok az bir süre kalmış olmasına rağmen Beykoz’da hava son derece sakin. Ne henüz her seçim döneminde Beykoz’da en az on bin bina yıkanlar ortaya çıktı, ne Tepeüstü’ndeki Ek Hizmet Binası’nın rantiyeye peşkeş çekileceğini iddia edenler.
Sanırım tarz değişmeye başladı. Ya da bu provokatif çıkışların artık tutmadığı anlaşılmış olmalı. Kim bilir belki de yerlerde sürünen siyasi seviye insanlarımız “böğ!” dedirtmiş de olabilir.
Her halükarda siyaset Beykoz’da da kabuk değiştirmeye başladı. Önümüzdeki seçimlerde bunun yansımalarını mahalle mahalle görecek ve hep birlikte analiz edeceğiz.
Ben açıkçası özellikle Paşabahçe Mahallesi’nin sonuçlarını iktidar partisi açısından çok merak ediyorum. Zira iktidar partisinin bazı yetkililerinin Paşabahçe mahalle temsilcisiyle birlikte yürüttüğü özel çalışmanın sonuçlarının seçim sandıklarına nasıl yansıyacağı hakikaten ilgimi çekiyor…
Hizmet alma noktasında bu dönemin şampiyonu olan Soğuksu Mahallesi ve 103 yıllık gururumuz Beykozspor takımının küme düşmesi nedeniyle Beykoz Merkez Mahallesi, Yalıköy ve Ortaçeşme Mahallelerinin de sonuçlarını büyük bir sabırsızlıkla bekliyorum. Bir türlü yeterli hizmet gitmeyen Yenimahalle ve birçok mahalle gibi bir türlü imar sorunu çözülmeyenTokatköy de sonucunu çok merak ettiğim mahallelerin başında geliyor.
29 Mart seçimlerinde adeta tulum çıkaran Çavuşbaşı’nda da bu sefer nasıl bir tablo ortaya çıkacağı herkesin merakı. Zira 2-B ile ilgili belirsizliklerin devam etmesi ve bunun seçimden sonraya bırakılması Çavuşbaşı’nın o malum Karadenizli damarını kabartabilir. Geçelim…
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı ve seçimlerden hemen sonra kurulması gündemde olan Çevre ve Kentsel Yönetim Bakanlığı’nın Beykoz’a bakış açısınınBeykozluların beklentilerine cevap verebilecek şekilde olacağını düşünmüyorum. Bence 2-Bdefteri uzunca bir süre gündeme gelmemek üzere kapanmıştır. Ya da şöyle diyelim; Beykoz’daki 2-B arazilerinin çok büyük bir kısmı –belki de tamamı- Çevre ve Kentsel Yönetim Bakanlığı’nın tasarrufuna bırakılacaktır. Benim bu öngörümden insanlarımızın mağdur edileceği anlaşılmamalı. Ancak Beykoz’daki bu çarpık yapılaşma, plansızlık ve bu konularla ilgili belirsizlik kesinlikle sona erdirilecektir.
2003’te birleştirilen Çevre ve Orman Bakanlıkları’nı ayırmayı planlayan Başbakan Erdoğan, Çevre Bakanlığı’nı Bayındırlık ve İskân Bakanlığıyla birleştirmeyi hedeflerkenOrman Bakanlığını da Tarım ve Köyişleri Bakanlığıyla birleştirerek imar projelerini Çevre ve Kentsel Yönetim Bakanlığının bünyesinde toplamayı amaçlıyor. Bunlarla ilgili birçok kurul da yine bakanlığın bünyesinde çalışmalarına devam edecek. Bu sistemle hedef tarım, orman,2-B ve bunlar gibi hazine arazilerinin tek merkezde toplanması…
Önümüzdeki dönemde Beykoz’un imar, mülkiyet, 2-B ve SİT gibi ağır sorunlarında tek yetkili bu bakanlık olurken, yıllardır çözülemeyen ağır sorunlar kentsel dönüşüm ve şehircilik perspektifinde ele alınıp ilgili bakanlığın yapacağı çalışmalar belirleyici olacaktır. Bu, Beykoz’un sorunlarının çözümü noktasında son derece akılcı bir yaklaşım olurken; insanlarımızın beklentilerinin tatmini noktasında yetersiz kalacaktır diye düşünüyorum. Zira insanlarımızın neredeyse tamamının devlet arazisi üzerinde olan konutlarının kendilerine devri konusundaki beklentileri asgari anlayış seviyesinin çok çok üzerinde…
Sonuç itibariyle Beykoz’da yaşayan insanlar toplu konut projeleriyle ev sahibi olurken2023’e kadar Beykoz’da yaşanacak değişim -yerel yönetim hangi partide olursa olsun-kesinlikle bu yeni bakanlığın çalışmaları sonucunda belirlenecektir. Bu güne kadar yapılan tüm plan çalışmaları da geçerliliğini yitirecektir diye düşünüyorum. Geçerliliğini yitirecek diğer bir konu ise Boğaziçi Yasası ve SİT gibi köhne yasalar olacaktır…
Diğer bir husus: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim toplantılarında çarpık kentleşme ve gecekondulaşma konusunda Beykoz’u örnek göstermesi. Bu Beykoz’un önümüzdeki dönemde AK Parti Hükümeti’nin gündeminde olacağı anlamına gelir ki inşallah bu herkes için hayırlı olur.
Bekleyip göreceğiz…
Vesselam.
