Metin AYDIN
  • 06/05/2021 Son günceleme: 06/05/2021 14:32
  • 3.631

Tabgaç budun sabı süçig ağısı yımşak ermiş. Süçig sabın yımşak agın arıp ırak budunug ança yagutır ermiş. Yaguru kondukda kisre anyıg bilig anda öyür ermiş. Edgü bilge kişig edgü alp kişig yorıtmaz ermiş. Bir kişi yangılsar oguşı budunı bişükinge tegi kıdmaz ermiş.Süçig sabınga yımşak agısınga arturup öküş Türk budun öltüg. Türk budun ölsiking.

(...Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş. Tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldatıp, uzak milleti öylece yaklaştırırmış. Yaklaştırıp, konduktan sonra, kötü şeyleri o zaman düşünürmüş. İyi bilgili insanı, iyi cesur insanı yürütmezmiş. Bir insan yanılsa, kabilesi, milleti, akrabasına kadar barındırmazmış. Tatlı sözüne, yumuşak ipek kumaşına aldanıp çok çok, Türk milleti, öldün; Türk milleti öleceksin !...) [BK

Takriben son beş yüz yıla baktığımızda etrafımızda sürüsüne bereket Çin gibi devletler türemiştir. Osmanlının verdiği kapitülasyon ve diğer ekonomik, siyasi tavizlere baktığımızda çöküşün 400 yılda nasıl hedefine vardığı anlaşılır, bunun çok daha evveli planlı değil ama kaderin çizgisi halinde geliştiğini görürüz. Bunun ilk sinyali Şeyh Edebali’nin kızı Osman beyin hanımı Bala hatun tarafından verilmişti. Orhan, Tekfurun kızına aşık olup evlenmek istediğinde karşı çıkan Bala hatun olmuş Osman beye şu cümleyi söylemişti. ‘’Bey,  Orhan’ı tekfurun kızıyla evlendirme gelenek olur. Bütün sultanlar yabancılarla evlenir SOYUN BOZULUR’’ ve dediği çıkmıştır.

İkinci büyük hata, Fatih döneminde ilk devşirme vezir-i azam Zağanos paşa ile başlamış ve bu da gelenek haline gelmişti. Bu devşirmeler ve padişah analarının saray entrikaları başlamış, bunun da Osmanlının yıkımında önemli rolleri olmuştur.  Bu entrikalar yavaş yavaş Osmanlı’ya önce duraklama sonrada gerileme dönemini yaşatmış, on dokuzuncu yüzyılda hem ekonomik hem de siyasi yönden tamamen bitirmiş ve yirminci yüzyılın başında da Tarih sahnesinden çok büyük borç bırakarak ayrılmış, tarihin sayfalarında yerini almıştır.

Ekonomik olarak bitmesi, kabul ettiği kapitülasyonlar ile başlamış ve yıkılana kadar devam etmiştir.  Matbaa ancak 1726 yılında (takriben 400 yıl sonra) Osmanlıya gelebilmiş, buna rağmen gelişmeye kafası basmayanlar matbaanın gelişimini çok yavaşlatmıştır. Eğitimin büyük ağırlığı tekke ve zaviyelere bırakılmış, eğitim din ağırlıklı olmuş, o da kendi dillerinde okuyamadıkları için sadece okuyup anlayamama üzerine eğitim yaptırılmış. Sadece küçük bir zümre manayı anlayacak eğitim almış. Onların da büyük bir oranı da menfaatleri icabı din eğitimini Kuranı halkın anlamaması üzerine oturtmuşlar. Yani yaşadıkları yılların teknik, sanat ve çağlarındaki medeni düzeyde eğitimden halkı mahrum bırakmışlardır.  

Tarımını zamanın teknolojilerine uyduramamış, sanayi devrimini becerememiş, ya da siyasi otorite tarafından sanayileşmesi engellenmiştir. Savaşlardan ganimetler de gelmeyince önce vergilere yüklenilmiş o da kâfi gelmeyince borçlanılmıştır. İlk borç 1854 yılında İngiltere’den banker Rotschild’ lerden kırım savaşı sırasında borç alınmış, bir daha da hazine dikiş tutmamış, Osmanlının yıkılışının en büyük nedenlerinden biri olmuştur.

Günümüze geldiğimizde de Cumhuriyet tarihimizin en büyük borcu oluşmuştur. 1950 ler den bu yana her gelen hükümet tarafından borç alınarak bu hale gelinmiştir. Şimdi Merkez Bankası eksi bakiye veriyor. Bunu önce siyasiler körüklemiş, yani birikimlerini döviz ve altınla yaparak halka kötü örnek olmuşlardır. Yani yabancı para ve mallara talepte halk teşvik edilerek ülkenin hem yerli üretimine hem de tasarrufuna büyük darbeler vurulmuştur.

Yoktan sebeplerle sanayi ve eğitim siyasiler tarafından baltalanmış, yetersiz bakanlar devamlı sistemde hatalı oynamalar yapmışlar, daha önceki devam ettirilmesi gereken hamlelerin arkasında durulmamıştır. Köy enstitüleri kapatılmış, öğretmenlerin köylüye tarımda ve eğitimde yardımcı olmaları bitirilmiş, köylünün modernize olması engellenmiştir. Dini eğitim ön plana alınmış, oy hesabı yüzünden teknik eğitim ve sosyal eğitime yeteri kadar önem verilmemiştir. Hatta peygamberimizin İlim Çin’de de olsa gidiniz ve alınız hadisi bile göz ardı edilmiştir.

Uçak fabrikası kapatılmış, havacılık sanayii yok edilmiştir. Buna paralel olarak ağır sanayi hamlesi sekteye uğratılmış, sanayi gelişimimiz darbe almıştır.

Tarımda Anadolu tohumunun ıslahı yapılacağına yabancı tohum alınması teşvik edilmiştir. Köyler mahalle statüsüne alınıp, tarım desteği minimum seviyeye geriletilip dışardan gıda ithal hale gelinmiştir. Hayvancılıkta kesimlik (dinimizde yenilmesi haram olduğundan domuzu saymıyoruz) hayvan nüfusu insan nüfusuna oranla düşmüş, halkın alt ve orta katmanları kırmızı ete hasret olmuştur.

Müslüman ve Müslüman Türk âleminin, ramazanını ve ramazan bayramını kutlar, sağlıklı, mutlu nice ramazanlar ve ramazan bayramları dilerim.

Yazarın Yazıları