Metin AYDIN
  • 17/01/2022 Son günceleme: 17/01/2022 09:44
  • 4.131

Gerçek kurtuluş ancak cehaletin ortadan kaldırılmasıyla olur. Cehalet kaldırılmadıkça toplum yerinde kalıyor demektir, yerinde duran bir şey ise geriye gidiyor demektir.

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK.

İngiliz büyükelçisi Jane Marriot avam kamarasında okuduğu Arap dünyasındaki eğitim ile ilgili raporunda aşağıdaki gözlemleri sıralamıştır.

En zeki öğrenciler tıp ve mühendislik bölümlerini seçiyorlar. İkinci derece mezunlar ise iş idaresi ve iktisat gibi bölümleri tercih ederek birinci derecedeki mezunların yöneticisi oluyorlar. Üçüncü sıradaki öğrenciler ise siyaset bilimlerine yönlendirilip eğitim alması sağlanarak, ülkenin siyasetçileri olarak birinci ve ikinci derecedekilere hükmediyorlar. Fakat eğitimde tamamen başarısız olanlar ordu ve emniyete girerek, siyaset ve iktisata tahakküm ederek, onları makamlarından indirip, isterlerse öldürüyorlar. En vahşet verici olan ise asla hiçbir okula gitmeyenler, din adamı oluyorlar ve herkesin onlara itaat etmesi sağlanıyor. (alıntı)

Allaha Şükür ki bizde tamamen böyle değil. 8 inci sınıftan sonra notları yüksek olan öğrencilerin çoğu meslek liselerine kayıt yaptırıyor.  Diğer öğrencilerden, ebeveynleri eğitimli olan çocukların zeki olanları ve eğitim alabilecek çalışkan öğrenciler klasik liseye gidiyorlar. Dini düşünceleri galebe çalmış ailelerin çocukları yeteneklerine bakılmadan imam hatip okullarına gönderiliyorlar. Son dönemde ise hükümetin ince politik manevralarıyla çocuklar imam hatip okullarına sıkı bir şekilde yönlendiriliyorlar.  Önceki iktidarlar da kendi görüşlerine göre yönlendirme yapmışlardır.

Milli eğitim maalesef ki ülkemizde iktidarlara göre eğitimdir. Yani bir eğitim sistemsizliğidir.  Aslında Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Sistemi bir olmalı, her gelenin çomak soktuğu bir eğitim olmamalı. Türk Milli Eğitim Sistemi olmalı.

Almanya eğitim sistemini kendi toplumunun yapısına göre gayet güzel ayarlamış bir ülkedir. Sanayii devrimini yaşamış bir ülke olan Almanya, eğitim konusunu kendine göre mükemmel bir hale getirmiştir. İlkokula başlayan öğrenciler arasında hiçbir fark yoktur. İlkokulda gözlemleme başlamaktadır. Zeki ve çalışkan öğrenciler diğer öğrencilerden yavaş yavaş ayrılmaktadır.

4üncü sınıfta ilkokul biter ve 5. sınıfta okullar ayrılır.

Hauptschule: 4. sınıfta başarı durumları iyi olmayan çocuklar bu okula giderler. Bu okulda çocuklar 18 yaşına kadar meslek öğrenirler. Çoğunlukla göçmen ve misafir işçi çocukları yani entegrasyonu tamamlayamayanlar bu okullara giderler. Bu çocuklar 10 uncu sınıftaki başarılarına göre ikiye ayrılır. Not ortalaması düşük öğrenciler bu okuldan diploma alırlar. Not ortalaması yüksek olan öğrenciler için 10 uncu sınıfın son döneminde bir sınav yapılır. Bu sınavı geçerlerse realschule veya gymnasıum da eğitimlerine devam ederler.

Realschule (genel eğitim): Genel eğitim okulu için, klasik lise, teknik liseye geçiş okulları da denebilir. Burayı bitirebilenler meslek okullarına veya teknik liseye geçme hakkını kazanırlar. Kalifiye eleman olarak işe girebilmek için bu okul bitirilmek zorundadır. Bu okullarda gösterdiği performansa göre hauptschule, realschule  diploması alırlar. Gymnasiuma geçen başarılı öğrenciler iki sene okuyup diploma alırlar.

Gymnasium: Bilimsel eğitim verilen bu okullar, 11 ve 13 sınıfta öğrencileri yüksek öğrenime hazırlarlar. Orta öğrenimde gidilebilecek en iyi okuldur.  Burada 12 inci sınıfta aldığınız diploma ile meslek yüksek okuluna gidebilirsiniz. 13üncü sınıfta aldığınız diploma ile üniversitede eğitim hakkına kavuşursunuz. Yüksekokul ve üniversiteye gidebilmek için bir iş yerinde bir yıl eğitim yapmak zorundasınız.

İngiltere’de eğitim okul öncesi eğitim ile başlar. Sırasıyla ilkokul, ortaokul, kolej veya lise. Öğrenciler ilk üç seneyi tamamladıktan sonra okullar tarafından yapılan sınavlara girerler. Sonuçlara göre GCSE sınavı için hangi konudan gireceklerse o konuyu seçerler ve iki yıl daha eğitim alırlar ve sınava girerler başaranlar üniversiteye geçerler. Başaramayanlar kendilerine göre bir mesleğe yönelirler.

Ülkemizde eğitim yazboz tahtası gibi. Meslek liseleri bizim okula gittiğimiz yıllarda imtihan yapıp ona göre öğrenci alırlardı. Lise ve imam hatip liseleri ise müracaat edenleri alırlardı. Üniversite imtihanları olur bu imtihanlarda meslek liseleri teknik bölümleri, diğer meslek lisesi mezunları da kendi dallarına yakın bölümleri seçerlerdi. Lise mezunları ise puanları hangi okulun hangi bölümünü tutarsa o bölüme giderlerdi. O konuda yetenekleri varmış yokmuş hak götüre. Daha sonra sayısal sözel bölümler çıktı. Meslek liselerine artı puan v.s karmakarışık veya meslek liselerinden mezunlarından not ortalaması yüksek olanlar meslekleriyle ilgili bölüme alındılar. Yapanın bile anlayamadığı bir sürü sistem. Bu güne kadar bu kargaşa devam etti geldi.

Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Ülkeyi eğitim karmaşasına sokmaya da hiç gerek yok. Kabiliyetine göre öğrencileri yönlendirirsin olur biter. İlkokulda öğrenciyi gözlemlersin, 4 üncü sınıftan sonra ayırmaya başlarsın. Vasat çocukları meslek öğrenecekleri, kalifiye eleman olacakları kalifiye eğitim okullarına, vasatın üstündeki çocukları da üniversite ve yüksekokul yolu açık meslek liselerine. Zeki ve çalışkan çocuklar da üniversite yolu açık liselere. Eğitim dönemi içinde gözlemlenen çocuklar başarılı olabilecekleri okullara yönlendirilir. Üniversiteye gidecek çocukları da mezun olduklarında kabiliyeti ve becerileri olduğu fakültelere gönderirsin. Bunun için yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti’nde bu milletin karakteristik yapısına göre medeni bir Türk Eğitim Sistemi geliştirilir. Bunun için eğitimde başarılı olmuş gelişmiş ülkelerin eğitim sistemi analiz edilerek, Türk Milleti’ne göre eğitim sistemi kurulur. Bu sistem oluşturulurken politize olmuş siyasetçi ve akademisyenlerden yararlanılmaz. Başarılı olmuş eğitimci, iş insanı, ilim insanı, bilim insanı ve dalında çok başarılı olmuş insanlardan faydalanılır. Bu insanlar belirlenirken çok ince eleyip sık dokumak gerekir. Seçilecek insanların arasına çürük (milli değerleri zayıf olmamalı, dini değerlerinde hiçbir cemaate, tarikata meyilli olmamalı) alınmamalı.

Gayri safi milli hasıladan eğitime ayrılan pay (2018) olarak, Avrupa ülkeleri arasındaki sıralamada sondan dördüncü sıradayız. Bizim altımızda Bulgaristan, Romanya ve İrlanda var.

Aşağıda üç ülkenin eğitime harcadıkları miktar.

Almanya GSMYİH sının %4,2 si 159.806 milyar dolar

İngiltere GSMYİH sının  %4,8 i 136.752 milyar dolar

Türkiye   GSMYİH sının  %3,8 i   29.580  milyar dolar

Yazarın Yazıları