Metin AYDIN
  • 21/12/2021 Son günceleme: 21/12/2021 18:16
  • 2.915

Bazen bizi yönetenler yine bize göre hatalı işler yapabilir. Uyarmak gerektiğinde de oturup uyarı yazısı yazarım. Son yıllarda bu tür yazıları daha çok kâğıda döktüm. Bazı icraatları millet yararına olamayabilecek yöneticileri gerektiğinde kibarca, gerektiğinde de acımasızca eleştiririm. Eleştirirken de geçmişten örnekler vermişimdir. Ama kös vurdum kös dinledim. Bir kişi de yahu bu adam galiba doğru söylüyor dese yeterli. Yöneticilerin etrafını saran dalkavuklar yöneticileri devamlı yanlış yönlendirip onların doğruyu görmesini engellemişlerdir. Yöneticiler kolay gelen yanlış bilgileri araştırmak zahmetine katlanmadıklarından bazen bilgileri yetersiz olmuş, bazen de adam sendecilik ağır basmıştır.

Yöneticilik üst düzey bilgi birikimi gerektirir. Diyeceksiniz ki bu neye yarar. Bu; bilmediğini bilmeye ve çalışacağı arkadaşları vatanperver ve entelektüel kişilerden seçmesine yarar. Bilgi birikimi üst düzey olan kişi de gelen bilgilerin doğru veya yanlış olduğunu bilgi dağarcığında reel olarak süzer, çok az yanılıp, mümkün olduğunca fazla doğruyu görür. Yani yöneten yok denecek kadar az pardon der.

Bilgili yönetici israfı da önler. Bütçesini milletin yararına kullanmasını becerir. Yani önceliği; üretimi teşvik edecek yatırımlara yönlendirmektir. Üretim ülkenin dış alımını azaltıp, dış satımını arttırır.  Bu da bütçe açığı vermemek demektir. Bütçe fazlanız varsa da zenginleşiyorsunuz demektir. Herkesin anlayacağı bir örnek vereyim. Devletin ekonomi yönetimini basitçe şöyle anlayabiliriz. Evinize giren para, evinizden çıkan paradan fazlaysa zenginleşiyorsunuz demektir. Tersi durumunda da fakirleşirsiniz. Bu ülkeler için de geçerlidir. Bunu bilmek için âlim olmak gerekmez.

Rezerv dediğimiz de evinizin kasasında bulunan biriktirdiğiniz paradır. Eğer bu para azalıyorsa tedbir almak zorundasınız. Hele sıfırladıysanız borç alma noktasına gelirsiniz. Borç almaya başladıysanız yavaş,  yavaş ev ihtiyaçlarından kısmaya başlayacaksınız demektir.

Döviz; olduğu yerde duruyor. Türk lirası ise değer kaybediyor. Türk lirası değer kaybettikçe evimizin ihtiyaçlarında da fiyatlar dövizin yükseldiği gibi yükseliyor. Nedenini görmek ise gayet kolay. Tohumu dışarıdan alıyoruz; dövizle, gübreyi veya hammaddesini dışarıdan alıyoruz; dövizle, traktöre koyduğumuz, nakliyede kullandığımız yakıt yani mazot; dövizle, emek; köylüden onun da değerini yok sayıyorlar. Bu durumda da Allah köylüye yardım etsin.   

Yazarın Yazıları