A. Raif ÖZTÜRK
  • 09/12/2018 Son günceleme: 09/12/2018 17:21
  • 9.243

Bakınız bu yazı 8 Aralık 2018 Cumartesi günü yazıldı, ancak ne zaman yayınlanacağını da bilemiyorum.

Yani ciddi tehlikeyi, olaylardan önce vurgulamak istedim. İnşallah halkımız ve devlet ricalimiz ön tedbir alırlar da bu tuzak ve tehlike akim kalır…

Herkesin malumu olduğu gibi; güzel ülkemizin coğrafi zenginlik ve avantajlarına, tabîi güzelliklerine ve stratejik konumuna ağız şapırdatan despot, saldırgan ve işgalci ülkeler, ülkemizi kıskaca alıp paylaşabilmek için, el birliği ile akla hayale gelmeyen tuzaklar kurma peşindeler. Bu durum dün böyle olduğu gibi, bugün de aynıdır. Belki bugün, daha da âşikâr uygulanmaya çalışılıyor...

Konu Vatan ve Millet bekası olunca, bu konuya Allah rızası için girmek zorunluluğu var, asla siyaset adına değil. Çünkü Yüce Dinimiz bu konuya; yani Vatan ve Millet adına mücadele sırasında ölene ŞEHİD, yaralanana da GAZİ unvanı verecek kadar çok önem veriyor.

Ben de işte bu maksatla arz ediyorum:

Ülkemizi kan gölüne ve yangın yerine çeviren gezi olaylarını hatırlayınız.

Sadece 5-10 ağaç bahane edilmişti, fakat hükümet ile uzlaşmaya oturulunca, öne sürülen şartlar dudak uçuklatmıştı, değil mi?

O şartlardan sadece bir kaçını ve Dolmabahçe camiine ayakkabı ile girerek işgal ettiklerini ve camide içki içtiklerini de hatırlayalım. Her gün ellerine 250’şer lira veren yabancı mikser misyonerlere rağmen, gezicilerin alınlarından öpen gafil veya proje maşaları da hatırlayınız.

İşte o şartlardan bazıları:

AVM inşaatı ve Topçu kışlası durdurulsun. 3. Hava Limanı inşaatı durdurulsun. 3. Köprü iptal edilsin. Kanal İstanbul projesi iptal edilsin. Yani, kısaca ülke kalkınması için yapılan tüm hamleler durdurulsun. Ülkeyi karıştırma olaylarının engellenmemesi için de; İstanbul, Ankara, Hatay olmak üzere geziye müdahale eden tüm Vali ve Emniyet Müdürleri görevlerinden alınsın. Emniyet güçlerinin gaz bombası ve diğer kimyasal silahları kullanımı yasaklansın. Yani, isyan ve ayaklanmalar serbest olsun. Gezi olaylarında gözaltına alınanlar, hemen serbest bırakılsın. Ayrıca her şeyi yakıp yıkmayı ve kışkırtmaları serbestçe teşvik adına; “ifade özgürlüğünün önündeki tüm engellerin kaldırılmasını” bile talep ettiler.

Hani gezi olayları sadece ağaç kesilmesine karşı, çevreci ve masum bir direniş idi?

Oysa taksimde kesilen 8-10 ağaç yerine, İstanbul’un çeşitli yerlerine ONBİNLERCE ağaç dikilmişti. Üstelik te diğer yandan, kendi belediyeleri, sadece bir beldede onlarca asırlık ağaçları kestiklerinde, hiç te sesleri çıkmıyordu…

Bu girizgâhtan sonra gelelim bugünkü ciddi tehlikeye:

Bilindiği gibi Siyonist güçler büyük bir bütçe ayırarak, Avrupa devletleri üzerindeki güç ve baskı potansiyellerini vurgulamak amacıyla, Fransa’da da sadece “benzin zamlarını protesto adına” diye başlattıkları “sarı yelek” isyanlarını, “benzin zamları iptal edildiği halde” gezi olaylarında olduğu gibi, 42 maddelik bir talepte bulundular. Hani gâye benzin zamları idi?...

Fransa’daki bu ayaklanmaların işe yaradığı görülünce de, oyun ve tuzaklarını genişleterek, diğer Avrupa ülkelerini kapsayacak şekilde yaymaya başladılar. Fransa, Hollanda, Belçika derken, komşumuz Yunanistan’a kadar bulaştırıldı…

Dikkat ettiniz mi bilmem ama Ana muhalefet lideri Almanya’ya gidip ülkemiz hakkında şikâyetlerde bulunarak ve oradaki Türkiye düşmanları ile görüşerek döndükten sonra, ülkemizde de binlerce SARI YELEK siparişleri verildi.

Üstelik te bedelinin nasıl karşılandığı şimdilik bilinmiyor, fakat halka (24 TL yerine, sadece 5 TL’na) %80 iskontolu verileceği de ayyuka çıkmış durumdadır.

Haber portallerine bakınız:

Sarı yeleklere yüzde seksen indirim

Sarı Yelek skandalı

Skandal olay sarı yeleklerde yüzde seksen indirim

Türk-iş Send. Bşk.’nın, dünkü haberlerdeki tehditvâri sözleri de dikkate alınmalıdır.

ÖZETLE: Sarı yelek ayaklanması için ülkemizde de hazırlıklar yapılmaya başlandı.

E.Y.T. veya Asgari Ücretin bahane edilmesi gündemdedir. Ancak devletimizin ve halkımızın feraseti nedeniyle tedbir alınsa bile, başka sudan bahanelerle bundan vazgeçileceği sanılmamalıdır. Su uyur düşman uyumaz. Hatta SOL partiler ve Sol örgütlerin bu konuda hazırlıklara başladıkları da alınan haberler arasındadır.

Ülkemizin kalkınmasının durdurulmasını ve zarar görmesini isteyen, ABD, Almanya, PKK, PYD, FETÖ vd. gibi tüm iç ve dış şer güçler, bu ayaklanmalara çanak tutacağı da unutulmamalıdır.

Üstelik te bu güzide halkın %50’den fazlası bu konularda şuurlandığı için, Fransa, Hollanda, Belçika, Yunanistan gibi değil, ülkemizde sadece polis mukavemetine bırakılmaz.

15 Temmuz Darbe girişiminde olduğu gibi, bu milletin sabrı taşarsa, 15 Temmuz gibi çok pahalıya mâl olsa bile, bir “kahramanlık destanı” daha yazılabilir.

Mühim olan ise önceden tedbirler alınarak, işi bu raddeye getirmemektir.

Bu devletin işi… Bizlere düşen ise; evlâtlarımızdan başlayarak, bütün dost ve kardeşlerimizin, sesimizin ve paylaşımlarımızın ulaştığı herkesin, bu konuda da bilinçli ve uyanık olmalarını sağlamak ve bu tür oyun ve tuzaklara karşı, teyakkuz halinde bulunmaktır. Vesselâm…

Yazarın Yazıları
Yorumlar (1 Yorum)

Adanalı (6 yıl önce)

Allah’ını seversen hakikaten darbe mi yapacaksınız siz bize? Mermiye kafa atan, tankın altına yatan, jete ıslık çalıp levye fırlatarak gel lan buraya diyen tüpün gaz kaçırıp kaçırmadığını çakmakla kontrol eden bir millete darbe yapılabilir mi ya?! Bunlar hakikaten kiminle uğraştığını bilmiyorlar. Bizim Adanalıların lafıyla “Adanalıyık olum lan biz mermiye kafa atıyoruk olum” diyen bir millete sen gel darbe yapmaya çalış. Rahatsız bunlar ya

Yorum Yaz