Ülkemiz bir yerel seçim atmosferine daha girmiş durumda.
Siyasi liderler her seçimde olduğu gibi 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimine de ‘tarihi’ ‘önemli’ ‘kritik’ gibi bir takım benzetmelerle taraftarlarını ve teşkilatlarını motive etmekte ve seçim stratejilerini belirlemekle meşguller. Yerel seçimleri, siyasilerimizin tutum ve davranışları neticesinde bir bakıma hükümete güven oylaması havasında yaşamaktayız.
İktidardan memnun olmayan ama başka alternatif bulamayıp kerhen oy veren kitle, bir nevi güçlü olanı ‘istikrar’ için destekleyen halk; yerel seçimlerde beğendiği muhalefet adaylarını tercih edebilmektedir. İktidar kanadı da var oluş/yok oluş sarmalına işi sokarak oy geçişlerini en aza indirgemektedir.
AK Parti’nin iktidarda olduğu 2002 yılından bu tarafa, yerel oy geçişlerinde önemli ölçüde değişiklik göze çarpmamıştır. Bunun sebebi de yukarıda ifade ettiğim gibi yerel seçimlerin adeta genel seçim havasında geçmesidir. Buda en çok AK Partiye yaramaktadır. Çünkü iktidar çok güçlü bir şekilde arz-ı endam ederek bir taraftan halkı kutuplaştırıp kendine yakın seçmeni blok halinde ikna ederken, diğer taraftan da ilçelerdeki sorunların hükümet desteği olmadan çözüme kavuşamayacağı algısını oluşturmaktadır.
AK Parti iktidarlarındaki geçtiğiniz üç yerel seçimde de, Vatandaş ilçe/Büyükşehir/Hükümet üçgenine ve ülkenin kritik dönemecindeki sevdiği lider Recep Tayyip Erdoğan’ın güç kaybetmemesi algısına sıkıştırılarak oy kullanmak durumunda kalmıştır.
MHP’nin Muhterem lideri Devlet Bahçeli’nin tabiriyle; ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi’ ATV’nin ifadesiyle ‘Başkanlık Sisteminin’ hayata geçirilmesinden sonraki ilk yerel seçimde ‘Cumhur ittifakı’ başarısız olursa sistem sorgulanır hale gelir iddiası: ne olduğu belli/belirsiz bir ittifak daha orta yere çıkardı. Bu belli/belirsiz ittifak ne işe yarar? Bilen varsa beri baksın.
Bu ittifakın 31 Mart 2019 Seçimlerine yansıması toplumu kutuplaştıracaktır. Genel seçimlerde mantıklı ve sürdürülebilir olan bu oluşum yerelde hiç mantıklı durmuyor. MHP; İstanbul, Ankara ve İzmir’de aday göstermeyerek AK Parti’ye katkı sunmaktadır. Ama MHP seçmeni aynı düşünecek mi? AK Parti’nin kendi seçmeni bile yerelde başka adayları tercih edebiliyorken, MHP seçmeninin ne kadarı adayı olmadığı vakit AK Parti’ye destek verecek? Hem de İYİ Parti gibi bir alternatif varken ve bu parti MHP’nin adayı olmayan yerlerde ülkücü seçmeni cezp edici bir aday çıkartırsa!
AK Parti iktidarlarındaki 4. Yerel seçimi yaşamaktayız. Bu da iktidar açısından bir dezavantaj oluşturmaktadır. Sorunları çözüme kavuşmamış, yerel sıkıntılarla boğuşan, ülkedeki malum ekonomik şartların ezdiği önemli bir kesim var. Haberlerde göremesek de bunlar bizim kaçamayacağımız gerçeklerdir. İnsanlar yüksek sesle dile getirmeseler de, kendi aralarında ‘ne olacak bu halimiz?’ diye birbirlerine sorar oldular. Vatandaş yüksek gelen; elektrik, doğalgaz ve su faturalarını ödeyemez duruma geldi. İşte bu bunalım iktidarın önüne yerel seçimlerde olumsuz olarak dökülecektir.
Bu sefer de yerel aktörler ön planda olmaz ve genel seçim havasında gidilirse AK Parti en çok kaybeden taraf olur. MHP’nin desteği de ters teperek kösteğe dönüşür. Liderlerin sözünü teşkilatı dinlese de seçmeninin dinleyeceğinin garantisi yoktur. Bu süreçte MHP aday göstermeyerek İYİ Parti’nin değirmenine su taşır. Bu sebeple; AK Parti’nin adayları önceki yerel seçimlere göre daha da fazla önem arz etmektedir. Vesselam.