Çok değil bundan 11/12 yıl önce Beykoz’u başörtülü bir kadın kaymakam yönetecek denilseydi birçok kişi zayıf ihtimal olarak değerlendirirdi. Şimdi normal olan bazı durumlar 10 yıl veya 15 yıl öncesinde hayal dahi edilemezdi.
Beykoz Belediyesi’nin 6. Dönem Meclisinde başörtülü bir meclis üyesi gördüğü baskı sonucu istifa etmek durumunda kalmıştı… CHP’li Meclis üyeleri, çalışmaları boykot ediyordu. Çok değil, 12 yıl öncesinden bahsediyoruz. Hatta bazı AK Partili yerel yazar/çizer takımı; ‘şimdi sırası mı?’ ‘Ne gerek vardı?’ gibi yaklaşımlarla başörtüsü engeline bir nevi destek oluyorlardı. Beykoz Belediye Meclisinde yaşanan başörtüsü geriliminde; dönemin Belediye Başkanı Rahmetli Yücel Çelikbilek dışında, AK Partili neredeyse kimse başörtüsü takan Meclis üyesini desteklemedi.
FETÖ; o zamanlar bu tarz çıkışlara karşı AK Parti içerisinde çok sinsi bir politika izliyordu. “Büyük hedeflere ulaşmak için, Füruata takılmayalım” zehiriyle, meselenin ötelenmesini sağlıyordu. Bunda da başarılı oldular. AK Parti’nin 21 yıllık iktidarının biz 11 yılında Başörtüsü yasağını yaşadık. 2007 yılında, başörtülü eşi sebebiyle ‘uzatmalı seçilen’ Abdullah Gül ile Çankaya Köşküne 2. sefer başörtüsü girmiş olsa da (İlki Atatürk’ün eşi, Latife Hanım) Kamuda, Üniversitelerde ve TBMM’de sorun çözülememişti.
Bu çağdışı yasakta, birçok kişinin veya çevresinden bir tanıdığının acı hikâyesi oldu. Geriye dönüp baktığımızda; ne kadar gereksiz konularla gündemimizi meşgul etmişiz, daha iyi anlıyoruz.
Türkiye’nin ilk başörtülü Kaymakamı; 2016 yılında, Eskişehir’in Sarıcakaya ilçesine atanan Neslihan Kısa’dır. Yani başörtülü bir Kaymakamla tanışalı daha 7 yıl oldu. Gerçi Türkiye’de kadınlara Kaymakam olma hakkı 1991 yılında verildiği göz önünde bulundurulursa; çok ta geç kalmış sayılmayız.
Türkiye’nin ilk Kadın Kaymakamı, 1995 yılında Çankırı’nın Orta ilçesine atanan Özlem Bozkurt Gevrek. Bu atamadan 21 yıl sonra çağı yakalamamız iyi bir gelişme olarak yorumlanabilir. 100 yıllık Cumhuriyet; 72. Yılında Kadın Kaymakamla tanışıyorsa, 93. Yılında Başörtülü Kaymakam atanabilmesi gayet tabidir. Hele de bu 21 yıllık süreçte; 28 Şubat gibi bir Postmodern Darbe yaşanmışsa.
1999 yılında TBMM’de Merve Kavakçı’ya ‘Had Bildirerek’ yemin ettirilmemesi, sonrasında, Savcıların gece yarısı ev baskınları vs... Bu travmalardan 14 yıl sonra, 2013 yılında, 4 AK Partili Kadın Milletvekili Başörtülü olarak Meclis oturumuna katıldılar ve bu anlamsız, mesnetsiz, saçma yasak rafa kalktı. Bitti demiyorum, çünkü anayasal bir düzenleme hala yok.
Ama halk olarak aramızda hiçbir zaman bu konuları sorun etmedik. Tabii bazı yobaz, örümcek kafalı, medeniyet yoksunu, tek dişi kalmış, nesli tükenmiş, ne olduğu belli olmayan, azınlıkta kalmış, ara/sıra salya ve sümüklerini akıtan tiplerle de karşılaşmıyor değiliz. Bunlar istisnai durumlar. Nasıl ki; bazı dindar görünümlü, İslam’ı şeklen yaşayıp, dini hassasiyetleri çıkarı için kullanıp, yaşam tarzı farklı olan insanlara düşmanca tutum ve davranışları körükleyen din tüccarları yüzünden, tüm muhafazakarları töhmet altında bırakamazsak; örümcek kafalı bir kaç kokuşmuş sebebiyle de genelleme yapamayız.
Günümüz Türkiye’sinde; başörtülü bakan da var, milletvekili de, kaymakam da, genel müdür de. Ama başörtülü mayoyla girilmesi yasak olan biçlerde var. Şimdi ki güncel sorununuz bu. Başörtülü ablalarımız; barlara gidebiliyor ama biçlere giremiyor. Başörtüsüyle üniversitede okuyamama sorunumuz artık yok. Ama daha farklı sorunlarımız var. Nereden nereye?
Beykoz’un ilk Kadın Kaymakamı Esengül Korkmaz Çiçekli Hanımefendiyi, Ankara’nın Pursaklar ilçesine uğurlayacağımız bu günlerde aklıma düşenler…
Vesselam..
