Av. Ferda KAZANCIBAŞI
  • 01/01/1970 Son günceleme: 21/11/2012 23:11
  • 18.143

Gazetemizin 2012 Kasım tarihli yazımda tarihçi olmadığımı ve haddimi aşmak istemediğimi...

Sadece yakın tarihimizin herkes tarafından bilinen konuları arasından kıyıda köşede kalmış bazı noktalarını ön plana çıkartmak istediğimi, bu doğrultuda mevcudumdaki kaynaklardan edindiğim bilgileri mümkün olduğunca yorum yapmamaya dikkat ederek siz okurlarımızın değerlendirmelerine sunmak durumunda olduğumu belirtmiştim. Bu kere aynı konunun kasım sayısındaki kaldığı yerden devamını siz okurlarımızın değerlendirmelerine sunuyorum.

 
Mustafa Kemal Paşa İstanbul’a geliyor
        
 Mütareke şartları gereği 07 Kasım 1919 günü hükümet Adana’daki Yıldırım Orduları Gurubu Komutanlığını lağvediyor ve Mustafa Kemal Paşa’yı İstanbul’a çağırıyor. 13 Kasım 1918 günü Mustafa Kemal Paşa Haydarpaşa Garında tirenden inip Sirkeci’ye geldiğinde vahim durumu gözleri ile görüyordu. Dolmabahçe önüne demirleyen İtilaf Devletleri’nin savaş gemilerine hazin hazin baktıktan sonra Şişli’deki evine giderek yerleşti. Ülkenin kurtuluşu için İstanbul’dan ümidini kesmişti. Bu tarihten itibaren güvendiği arkadaşları ile toplanıp ülkenin geleceği konusunda görüşmelere başlamıştı.
        
 Aynı tarihlerde İtilaf Devletleri tarafından Samsun ve civar bölgelerinde Türk’lerin Rum köylerine karşı saldırıda bulunduklarına dair iddialar ileri sürülmekte, rahatsızlık veren durumun devam etmesi takdirinde İtilaf Devletleri’nin o bölgeye silahlı olarak müdahale edecekleri İstanbul Hükümeti’ne ihtar edilmektedir. İstanbul Hükümeti telaşlıdır ve İtilaf Devletleri’ni sakinleştirmek için Samsun ve havalisinin emniyet ve asayişini sağlamak üzere disiplinli ve yetenekli bir komutanın görevlendirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.
         
 Vahdettin Samsun bölgesinde görevlendirilmek için aranılan özelliklere en uygun komutanın Mustafa Kemal Paşa olduğu kanaatindedir. Kaldı ki Vahdettin Mustafa Kemal Paşa’yı öncelere dayanan izlenimleri sayesinde yakından tanımakta ve her yönü ile takdir etmektedir.
           
Bu doğrultuda gerek Maarif Vekaleti yayınlarından Türk Ansiklopedisi Cilt 4 90/91 sayfaları, gerek Maarif Vekaleti yayınlarından Türk Ansiklopedisi Cilt 4, 93/2 sayfaları ve gerekse Mehmet Bicik İmzalı 101 soruda bilinmeyen yönleri ile Vahdettin adlı kitabın 57 ve takip eden sayfalarındaki açıklamalardan ;
          
Mustafa Kemal Paşa’nın ordunun siyasete karışmasından ve kişisel çıkarların ön plana çıkartılmasından son derecede rahatsız olduğu için İttihatı Terakki fırkası ile ilişkilerini kestiğini, tercüme ettiği kitaplar ve harbin sonuçlarını önceden kestiren önsezileri ile yüksek bir askeri dehaya sahip olduğunu bilmektedir. Ayrıca veliahtlığı esnasında Alman Kayzerine iadei ziyaret amacı ile 15 Aralık 1917 ile 05 Ocak 1918 tarihleri arasında yapılan yirmi günlük müşterek yolculukları sebebiyle de kendisini yeteri kadar tanımak imkanını bulduğu anlaşılmaktadır.
           
Sultan Vahdettin tüm bu sebeplerle Mustafa Kemal’i ahlaki yapısı ve sahip olduğu yüksek askeri dehası ile takdir etmekte olduğundan Anadolu’ya gönderilmesinde isabet olacak tek komutan’ının Mustafa Kemal Paşa olduğuna karar vermiş ve bu doğrultuda Harbiye Nazırı Şakir Paşa’ya iradelerini buyurmuşlardır.
          
 Gerek Maarif Vekaleti yayınlarından Türkiye Cumhuriyet Tarihi kitabının 29 ve takip eden sayfalarından ve gerekse İbrahim Artuç imzalı Yeni Doğuş yapıtının birinci cilt 60’ncı sayfalarından edindiğimiz bilgilere göre ;
          
 Mustafa Kemal Paşa Harbiye Nazırı Şakir Paşa’nın makamına davet edilmiştir. Samsun ve civar bölgelerine ait yabancı subaylar tarafından hazırlanmış dosya incelemesi için kendisine verilmiş, kısa süren inceleme ve görüşmelerden sonra Şakir Paşa tarafından Mustafa Kemal’e Dokuzuncu Ordu Müfettişi sıfatı ile görevlendirildiği resmi olarak tebliğ edilmiştir.   
           
 13 Mayıs 1919 günü Sadrazam Damat Ferit Paşa’nın konağına akşam yemeğine davet edilmiş, Yemekten sonra Dokuzuncu Ordu Müfettişi sıfatı ile Samsun ve çevresindeki görevleri gözden geçirilmiş, ayrıca 14 Mayıs 1919 akşamı için (Zatı şahaneleri sizi akşam yemeğine davet ediyor) şeklinde Vahdeddin’in Yıldız Sarayı’nda yemek davetinde bulunduğu bildirilmiştir. 14 Mayıs 1919 günü Mustafa Kemal Paşa Padişah Vahdeddin’in yemek davetlisi olarak Yıldız Sarayı’ndadır. Dar bir odada diz dize mesafe kadar yakın oturmaktadırlar. Vahdeddin pencereden dışarıya bakıldığında toplarını saraya çevirmiş yabancı savaş gemilerinden duyduğu rahatsızlığı dile getirmektedir. Devletin düştüğü bu felaket durumdan kurtulacağına dair beslediği inancı dile getirmiş ve Mustafa Kemal’i hayır duaları ile uğurlamıştır.
 
  Bilal Şimşir imzalı 1976 baskılı Malta Sürgünleri isimli kitabın 75 / 76’nci sayfalarına bakıldığında ;
        
  İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiserliği tarafından savaş suçluları olarak tutuklanmaları için hazırlanan 12 Nisan 1919 tarihli (Black List) KARA LİSTE’de Mustafa Kemal Paşa’nın da ismi yer almaktadır. Ancak, kara listenin uygulamaya konması için İngiltere Dış İşleri Bakanlığı tarafından onaylanıp İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiserliğine iade edilmesine kadar aradan bir buçuk ay kadar zaman geçmektedir. İngilizlerin bu şekilde yazışmalarla zaman kaybetmekte olmaları, yok edilme çizgisine getirilen bir ulus adına Allahın lütfu olmaktadır.  
        
 Diğer taraftan, Harbiye Nazırı Şakir Paşa’nın, Sadrazam Damat Ferit Paşa’nın ve Padişah Vahdeddin’in İngilizler tarafından hazırlanan KARA LİSTE de Mustafa Kemal Paşa’nın da yer aldığından habersiz olmaları mümkün değildir. Mevcut şartların zaman kaybına tahammülü yoktu. Onun içindir ki Mustafa Kemal Paşa’yı Anadolu’ya yollarlarken alel acele hareket etmiş olmalarındaki sebep çok açıktır.
         
 Mustafa Kemal Paşa’nın yol hazırlıklarını tamamlamaya çalıştığı ertesi günü 15 Mayıs 1919’da Yunanlıların İzmir’i işgal ettiği haberi bütün yurda yayılmış ve protesto mitingleri yapılmaya başlamıştı.
          
Her an Mustafa Kemal Paşa’nın da isminin bulunduğu Kara Liste İngiltere Dış İşleri Bakanlığı’ndan onaylanmış olarak İstanbul’da ki İngiliz Yüksek Komiserliğinin eline geçebilirdi ve kaybedilecek vakit de yoktu.
         
 Nihayet 16 Mayıs 1919 günü öğleye doğru Mustafa Kemal Paşa ile birlikte Karargah Subayları Kurmay Albay Kazım Dirik, Yarbay Mehmet Arif, Binbaşı Kemal Doğan, Albay İbrahim Tali, Dr. Binbaşı Refik Saydam, Yüzbaşı Cevat Abbas, ve dokuz subay olmak üzere bir filikaya binerek rıhtımdan hareket ettiler. Fırtınalı ve denizin çalkantılı olduğu şartlarda düşman savaş gemilerinin arasından geçerek Kızkulesi açıklarında beklemekte olan ve en fazla saatte 7 mil hız yapabilen eski BANDIRMA VAPURU’na bindiler. Artık bundan sonra 19 Mayıs 1919 günü Samsun’da törenle karşılanacakları ve işgalci devletlere karşı onurlu bir baş kaldırılışın yeryüzündeki ilk örneğini verecek.  İstiklal Mücadelesi adımlarının atılacağı günlere doğru yola çıkılmış olunuyordu.
          
 Bandırma Vapuru’na biner binmez Mustafa Kemal Paşa derhal kaptanı çağırtarak “ Bütün süratinle Karadeniz’e…. Sahile yakın bir rota çiz ve hep buna göre yürü “ talimatını verdi. 
Yazarın Yazıları