Av. Ferda KAZANCIBAŞI
  • 31/01/2020 Son günceleme: 31/01/2020 18:07
  • 10.957

Vatan, Atalarımızdan bizlere bırakılan kutsal emanettir.

Vatan, şehitlerimize beslediğimiz minnet borcudur.

Vatan, gelecek nesillere doğru koruduğumuz emanettir.                                     

Vatan, uğruna canımızı verdiğimiz namustur.

Türk milleti bu inanç ile geçmişine ve geleceğine bağlı olmuş, her türlü güçlüklere karşı vatanını korumasını bilmiştir.

Gelelim vatan topraklarının satışına;

Vatanın bir karış toprağının ve bir çakıl taşının dahi yabancılara asla satılmaz ahlakı içinde büyüdük. Sonraları yabancılara belli bir yüzde sınırı içinde toprak satışının yolları açıldı.  Şimdi ise, siyasi iktidar tarafından sınır tanımayacak derecede yüzde oranı aşılarak vatan topraklarının yabancılara alabildiğine satıldığı dönem yaşanmaktadır.

Zengin su kaynakları ile verimli tarım topraklarına sahip, üç tarafı denizlerle çevrili dört iklimi ve yedi bölgeyi birden kucaklayan Anadolu Yarımadası üzerinde bütün dünyanın gözünün olduğu ve ağızlarının suyunun aktığı bilinmektedir. Dünyanın dört bir tarafındaki yabancı devletler, şimdiki siyasi iktidar tarafından Türk Milleti’nin hassasiyeti umursanmadan toprakların satıldığını da bilmekte ve bu furyadan pay alabilmek için sıraya girmekteler. Ormanlarımız, limanlarımız,  su ve doğal kaynaklarımız, en verimli tarım alanlarımız dünyanın dört bir köşesinden koşan yabancılara yağmalanırcasına,  insafsızca ve hatta hoyratça satılmaktadır. En vahim olanı Türk Milleti’nin namus inancı hiçe sayılarak vatan toprakları yangından mal kaçırılır gibisine satılarak teker teker elden çıkartılmaktadır.  Mevcut şartlarda vatan toprakları Türk Milleti’nin altından kaydırılmakta ve kendi vatanında yabancıların kiracısı durumuna düşürülmektedir. Mevcut şartlarda bıçak kemiğe dayanmıştır. Vatan elden gitmektedir. İşin şaka götürür tarafı kalmamıştır. 

Milletçe bu kâbustan kurtulmak mümkündür

Hiç telaşa kapılmaya gerek yok. Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içinde bağımsız Türk Mahkemeleri’miz, kanunlarımız hâkimlerimiz var. “ Türk Medeni Kanunun 1024 maddesi “ tarafından mal sahibinin rızasına aykırı olarak satan kişi  “ Vekâlet yetkisini kötüye kullanan “ kişi ve bu durumu bilerek satın alan da “ Kötü Niyetli Üçüncü kişi “ olarak tanımlanmaktadır. Bu tür satışlar kanunun 1024 Maddesi’nde “ Usulsüz Tescil “ olarak tarif edilmekte ve hukuken geçersiz kılınmaktadır.

Somut olayda kanunlarımız tarafından; Siyasi iktidar Türk Milleti’nin rızasına aykırı olarak vatan topraklarını yabancılara satmış olmakla “ Vekâlet yetkisini kötüye kullanmış” bunun karşılığında yabancılar ise, satışın Türk Milleti’nin rızasına aykırı olarak yapıldığını bilerek satın almakla “ Kötü Niyetli Üçüncü kişi “ olarak tanımlanmaktadır. Yargıya başvurulması halinde usulsüz tescil nedeniyle satışlar iptal edilecek, vatan toprakları gerçek sahibi Türk Milleti’ne iade edilecektir.

Her geçen gün vatan elden gitmektedir. Bıçak kemiğe dayanmıştır. İşin şaka götürür tarafı kalmamıştır.  Artık ülke şartlarının olağan genel seçimleri beklemeye tahammülü yoktur. En kısa zamanda acil olarak erken seçim yapılması ve MİLLİ HÜKÜMET’ in iktidara gelmesi kaçınılmazdır.

Milli Hükümet’e kavuşulduğu ilk imkânda Mahkemeler; Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içindeki yetkili Türk Asliye Hukuk Mahkemeleri’dir. Davacı; Türk Milleti adına Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Davalı; vatan topraklarını bilerek satın alan Yabancı Şirketleri’dir.

Satılan vatan toprakları mutlak geri alınacaktır.

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz