Av. Ferda KAZANCIBAŞI
  • 25/10/2019 Son günceleme: 25/10/2019 12:14
  • 6.379

Uluslar ayakta durabilmelerini ve kendilerini kalıcı kılabilmelerini kültürlerini korumaları ile mümkün kılarlar. Bu nedenle ulusal kültürler saldırılara açık hedef halindedir. Bu doğrultuda emperyalizm, mazlum ülkeleri sömürü pençesinin altında tutabilmek için saldırı yöntemlerinden biri de mazlum ulusların kültürleridir. Türk Milli Kültürü de 1980’li yıllardan itibaren emperyalist saldırıların açık hedefi haline gelmiştir.

 

Burada kastetmek istediğimiz maddi ve manevi kültür değerleri kapsamındaki  halk kültürüdür.

İlim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat eserleri, sinema eserleri ve benzer eserler gibi 5846 sayılı yasa ile düzenlenmiş fikir ve sanat eserleri konumuzun dışındadır. Ayrıca 2863 sayılı yasa ile düzenlenmiş camiler, çeşmeler, sebiller, dikili taşlar, kitabeler gibi taşınmaz kültür varlıkları ile kılıç, kalkan, tablolar, kullanılmış eşyalar gibi taşınır kültür varlıkları da konumuzun dışındadır.  

 

Konumuzu ilgilendiren Halk Bilimi’nin inceleme alanına giren maddi ve manevi kültür değerleridir. Konuyu biraz açarsak ;  Halk giyimleri, halk mimarisi, halk el sanatları, halk yemekleri, halk müzik aletleri gibi Etnografya Bilimi kapsamındaki  maddi kültür değerleri ile inançlar, gelenekler, görenekler, asker ve hacı uğurlamaları, ramazan ve kurban bayramları, Sofra adabı, sünnet merasimleri,  büyük küçük konu komşu saygısı, halk türküleri gibi Etnoloji Bilimi kapsamındaki manevi kültür değerleri konumuzun kapsamındadır.

 

Manevi Kültür Değerleri 19.01.2006 tarih ve 5448 sayılı yasa ile koruma atına alınmıştır. Fakat Maddi Kültür değerlerine gelince her hangi bir yasa tarafından korunma desteğinin dışında olup  akıbetine terk edilmiş durumdadır.  Bu nedenle yerli ve yabancılara sunulmak üzere Etnografya Müzeleri’nde yer alması gereken maddi kültür değerlerimizin yurt dışına kaçırılmaları önlenememektedir.  

 

Diğer taraftan Milli Kültür Değerlerinin araştırılmaları, derlenmeleri, değerlendirilmeleri, sistemleştirilerek müze ve arşiv malzemeleri olarak gelecek kuşaklara sunulabilir hale getirilmeleri önem arz etmektedir.  Ülkemizde Kültür Bakanlığı’nın Arşivinin yanı başında sizlere Türk Folklor Kurumu’nun ARŞİVİ’Nİ tanıtmak isterim. Türk Folklor Kurumu kurulduğu 1964 yılından itibaren Türk Halk Oyunları ve Türk Halk Müziği’nin yanı başında sinesinde yetiştirdiği öğrencilerini Milli Kültür’ün araştırılması, derlenmesi, değerlendirilmesi, Müze ve Arşiv değerleri konusunda eğitmiştir. Bu nedenle Türk Folklor Kurumu ülkemize arşiv bilincine sahip bireyler kazandırırken  aynı zamanda ülkemizin en zengin Halk Kültürü Arşivi’ne de sahiptir.   

 

Şimdiki aşamada mevcut  Arşiv zenginliğinin topluma açılması ve toplumun yararlandırılması doğrultusunda yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Çalışanlar ise, Derleme Araştırma Arşiv Başkanlığı kapsamında kurumun sinesinden yetişmiş gönüllü elemanlarıdır.   

Somut bir örnek vermek isterim ;

Okulda öğretmeni çocuğa “ Balıkesir’in Sındırgı Kazası, Eşmedere Köyü’nden Kök boya Kültürü “ hakkında bilgi edinmesi için ödev vermiştir. Çocuk bu ödevin altından nasıl kalkacaktır ?  Akşam konuyu babasına aktarır. Babası Türk Folklor Kurumu’na telefonla başvurur. Kendisini ve edinmek istediği bilgiye ilişkin  amacını tanıtır.  Gerekiyorsa bir miktar sembolik ödemede bulunur. Buna karşılık Kurumun yetkili biriminden talep edilen bilgiler ekrana gelir. Bir gün sonra çocuk eriştiği bilgileri kaynakları ile birlikte hocasına teslim eder.

Değerli okurlarım Türk Folklor Kurumu’nun ARŞİV’İ yukarda açıkladığım hedefe çok yaklaşmıştır.  Gönüllü elemanlar fedakarca çalışmalarını sürdürmektedirler.  Kısa bir süre sonra sizlere müjdeyi vermek isterim. 

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz