Talip ERCAN
  • 01/01/1970 Son günceleme: 27/08/2014 00:11
  • 11.515

Beykoz insanı yılardır, evlerinizi yıkacaklar, size yerlerinizden söküp atacaklar, 10 bin bina yıkılacak dedikoduları ile birileri tarafından oyalana dursun vatandaşlar evlerini, yurtlarını terk etmeye meğerse dünden razı imiş!

 

Bunu Karlıtepe özelinde de konuşabiliriz, birileri yıllar öncesinden gelip konduğu, ya da birilerinden para vererek satın aldığı yerlerini fahiş fiyatlar ile bugünlerde satabilmek için adeta bir birleri ile yarışır durumda...

Tabii ki dışarıda gazel okuması kolay da acaba sizler ya da ben aynı durumda olsan ne yapardım  sorusunu kendimize soralım mı? bir yandan evin mutfak ve diğer masraflarını nasıl karşılayacağı için kafa yoran bir insan olsun ve de 2B arazisi üzerinde otursun. Size geliyorlar, Ey hemşerim al sana 500 bin lira, 75o bin lira sat bize hayatını kurtar, sürünme !” Eee vatandaş da düşünüp taşınıyor ve de Sattım Gitti !” diyerek imzayı basıp ayrılıyor yerinde yurdundan. Sonrasında başlıyor bir apartman hayatı... Ne yazın bahçesinde bir ağaç gölgesinde soluklanacağı bir yeri, ne de o eşşiz doğal manzarasından eser kalmış... Yeni taşındığı apartman dairesinde üst kattaki ailenin sabah-akşam kavga eden sakinleri, alt katta müziği sonuna kadar açıp dinleyen genç çift! İki üste vursan tık tık, iki alta vursan tak tak!

BAŞKAN ÇELİKBİLEK İLE KAHVALTILI SOHBET !

Beykoz Belediye Başkanlığı'ndan gelen davet üzerine katıldığımız Kahvaltılı-Sohbet esnasında bir hayli notumuzu tuttuk. Öncelikle şunu söyleyim ki Başkan Çelikbilek bir kez daha seçilmekten dolayı bir hayli memnun görünüyordu... Eee “Dünya Beykozlular Günü” organizasyonunda Boğazın Yargıçları ve Beykozspor Başkanı Zeki Aksu ile ortaya çıkan barış tablosunu da ilave ettiğinizde değmeyin siz başkanın keyfine! 2B olayı dolayısı ile kasada da bir hayli para birikince, yeni, göze hitap edecek projeler için kolları sıvamıştı. Bizim gazeteci dostlarımız sırası ile sorularını sorup görevlerini ifa ettiler.  Bu arada Özgün Haber’den Sedat Dalar kardeşimiz iğneleyici soruları ile Çelikbilek’i en çok terleten kişi olsa da Çelikbilek’in, Tamam Sedat Kardeşim sen bunları söylüyorsun da var mı bunların bir ıspatı, şahidi !diye karşı atağa kalkınca o da vatandaşların bunları konuştuklarını söyledi.

Şimdi ben bu vatandaşlar konusu gelince Beykoz’daki ilginçliği düşünüp durdum... Çok uzun yıllar önce vatandaş o zamanlar ilçenin tek gazetesi olan Beykoz Haber’e bir gün telefon eder,Falanca mahallede yollara lağım akıyor, günlerdir çektiğimiz çile nedir? Gelin bir çekip haber yapın !” der. Bizde makinamızı kaptığımız gibi o mahalleye haber yapmak için koşturup gittik. Gerçekten de mahalle yolunda lağım suları salına, salına akmakta, etrafı da iğrenç bir koku salmaya başlamış. Resimleri çekmeye başlamış iken, üç-beş mahalle sakini gelip bizlere teşekkür ederken, Gelin sizde bu çirkin görüntünün önüne geçip, şöyle bir elleriniz açıp, gösterin” demem ile o birkaç kişi de sırra kadem basmaz mı! Neyse birini zor bela yakaladım. Yahu hem haber için çağırırsıznı hem de önünde fotoğraf vermez siniz bu nasıl iştir ?  demem ile aldığım cevap enterasan ve de Beykozluların genel bakış açısını bir göstergesi idi. Kardeşim vatandaş resme girmekten çekinir, korkar, yarın öbür gün Belediye ile papaz olmaktan korkar” Allah, Allah ne saçma bir durum ve de bakış açısı. Aradan yıllar geçti yine aynı bakışı görmek fazlası ile mümkün.

Kusura bakmasın benim Beykozlu hemşerilerim, hep konuşur, hep dert yanar, hep dedikodu üretir... Hakkını aramaya geldi mi ortadan sıvışır! Biz gazetecilere her fırsatta neler anlatırlar, neler ağzınız açık kalır.Gel bunu bir haber yapalım, sen anlat biz yazalımdediniz mi o insanları ara ki bulasınız. Ha bir de siz haber yapıp durumu ortaya koydunuz mu da telefon açıp inkar edenler, bahaneler üretenler, sağa sola yalpalayanların sayısını ne siz sorun ne de ben söyleyeyim. Velhasıl zor bir hizmet bu gazetecilik... Ben yıllardır dediğim gibi bunu bir hobi niyetine yapmaktayım. Tam anlamı ile gazetecilik ile uğraşan dostların sıklıkla nelerin muhatabı olduklarını ise gayet iyi bilmekteyim. Üç kuruşluk reklam verdikleri için sizi ömür boyu kendisine mecburmuş gibi bakanlar mı ararsınız? Sen hele büyük ebatlı bir reklamımı gir deyipte, ücret almaya gelindiğinde bin dereden su getiren mi ararsınız, bu sayıda beni çok eleştirmişsiniz diye reklamları kesenleri mi ararsınız... Fazlası ile bu örnekler var. Velhasıl Beykoz’da gazetecilik görevi yapmak bunu ifa etmek zor, mu zor...

Yazarın Yazıları