Saadettin KILIÇ
  • 19/07/2020 Son günceleme: 20/07/2020 10:06
  • 4.669

“Sen Ne güzel Bir Kadındın Fahriye Abla” şarkısında ki gibi, bir zamanlar hakkında en çok dedikodu yapılan Beykoz Belediyesine ait turistik işletme BEYTAŞ, Ak Parti döneminde taammüden çok yalnız bırakıldı…

Denize sıfır, muhteşem konumuyla, martıların kanat çırptığı bu güzelim tesis kimi zaman TRT çekimleri için pazar günleri plato olarak kullanıldı fakat çoğu zaman hep boş kaldı…

Defalarca tadilat; tadilat, sök, tak, sök tak yeniden, yeniden inşaatlara maruz bırakıldı ve hala inşaata… İşletmecisi, kim, kaç kez el değiştirildi o da her zaman ki gibi muallâkta…

Ve çok uzun zamandır Beytaş’ın masalarında önceki Sosyal Demokrat Belediye Başkanları döneminde olduğu gibi mis gibi çay kokusu, kaşık sesleri, parası olanın hesap ödediği, parası olmayanın ödemediği koşullar yok artık.

Sorunu olan Beykozlular, daha az sorunlu olan arkadaşlarıyla sorunlarını paylaşmak için bir araya gelemiyor…

Memleket meseleleri, geçim sıkıntıları tartışılmıyor, yardımlaşma yaşanamıyor, farklı renkler, farklı düşünceler yan yana gelip, düşünceleriyle çarpıştıktan sonra ön yargılardan arınamıyor artık Beytaş’da…  

Ne ilginç değil mi?

Onlarca Şehir Hastaneleri, Üçüncü Boğaz Köprüsü, Osmangazi Köprüsü, İstanbul Hava Alanı ve sayısız tüneller, metrolar bitti ama Ak Partili Beykoz Belediye Başkanlarının hiç biri ama hiç biri Beytaş’ta inşaatları hala bitiremedi…

Yeni Belediye Başkanı da gelir gelmez milyonlara kıyıp Beykoz’un sahillerini görmek istediği gibi düzenledi ama ne BEYTAŞ, ne de denize sıfır, Boğaziçi’ne muhteşem konumda öz sahibi 1908 AŞ. Beykoz Spor Kulübüne yüksek gelir getirecek Beykoz Spor Kulübünün binasını da taammüden hala bitiremediler, bitirmediler, bitirmeyecekler, bitiremezler…

Çoktan bitmiş olsaydı belki de o kompleksten elde edilecek ciddi düzeyde gelirlerle takım yıllar önceden daha paralı transferler yaparak daha üst liglerde olabilecekti.

Fakat belli ki 1908 AŞ Beykoz spor Kulübünün daha yukarılarda olmasını istemeyenler var.

Neden acaba?

Aşağıdaki şıklardan hangisi olabilir?

(a) Ak Partili Beykoz Belediye Başkanları, nitelikli, niteliksiz Beykozluların bir araya gelerek sosyalleşmelerini istemiyor.

(b) Ak Parti hem iç, hem de dış turizmi bilmiyor ve gelişmesini de istemiyor. Beykozluların varlık içinde yokluk yaşaması ve iktidara biat etmeyi sürdürmesini istiyor.

(c) Ak Parti, en az mukavemet gördüğü bir ortamda İlçe sınırları dışından insanlara Beykoz’un satışı için ön hazırlıklar yapıyor. (Tekel, Deri Kundura örnekleri gibi)

(d) Ak Parti Tekke, Zaviye, Cami ve Evler dışında insanların kontrol edilemez halde bir araya gelmelerini doğru bulmuyor.

(e) HEPSİ…

(f) Size göre? Vs. vs…

Beykozluların çok iyi bildiği gibi; Ak Parti öncesi, Sosyal Demokrat Partiler döneminde her dünya görüşünden Beykozlular BEYTAŞ’TA yan yana oturur ve sosyalliklerini heyecan içinde geliştirmeye çalışırlardı.

Hayat, sokaktadır deyip heyecanla evlerinden çıkar her yaş ve her cinsten yan yana kadın, erkek bir araya gelir Boğaza sıfır çaylarını yudumlardı.

Zaman, zaman bir cami hocasıyla, felsefe hocası sohbet eder, tartışır ve sonunda hemşerilik bağlarını her zaman cilalı tutarlardı.

Her Beykozlunun futbol, din, felsefe, siyaset, -2-B, Tapu Tahsisi, sanat, kültür sorunlarını saygıyla konuştuğu bir mekândı burası; çay, kahve bahane…

Ama Ak Parti döneminde, sadece TRT ve Fehmi Koru ekibinin hizmetine sunuldu ve tesis anti sosyal kalsın diye yıllarca tadilat ve inşaatlarla insansız bırakıldı.

Ak Partili Belediye Başkanları bilerek, planlayarak veya burayı farklı amaçlarla kullanarak Beykozluları bir birlerinden uzaklaştırdı… Ve Beytaş onların döneminde her zaman zarar etti…

Çünkü Beykozluların 80 yıldır ihmal edilmiş Mülkiyet Ve İmar sorunları vardı.

Eğer Beykoz genelinde sosyalleşme ve tartışmalar geniş kitlelere yayılsaydı, ne hayal kırıklığı yaratan 2-B, ne de İmar Affı’ndan bu kadar kolay para toplanabilirdi. Vs. vs…

Oysa tüm nitelikli Beykozlular haklarını çok iyi biliyorlar; imar ve tapu sorunlarına bir posta pulundan başka hiçbir borçları olmadığını ve yanlışı, yanlışla tartışmayacaklarını da biliyorlar.

Doğal olarak bu sorunlarına devleti tarafından adil ve kalıcı çözümler getirmesini bekliyorlar.

Nasıl mı?

Belki çok kolay olmayacak ama bütün Beykozlulara göre en adil olanı; çok zorunda olmayan haller dışında hiç kimseyi toprağından ayırmadan, tek, tek uzlaşarak kentsel dönüşümü gerçekleştirmelidirler.

Türkçe yazıyorum; “birilerini haksızca kayırarak, ya da birilerine haksızca kıyarak değil…

Üzerinde bir asra yakın yaşadığımız bu yerlerin imar kararlarını bir oldubittiyle Zeytinburnulu Beykoz Belediye Başkanı ve Ankaralı Bakanların tek başlarına belirlemeleri kabul edilemez; aksi halde 250 bin Beykozluya hakaret ve demokrasiye ihanet sayılır bu…

Hiç vakit geçirilmeden hem Beykozluların, hem de devletin çıkarlarını gözeterek planların halk ile gözden geçirilmesi ve aynı halkın planlar konusunda ikna edilmesi gerekir.

Bütünü ele alıp, en uygun mikro ve lokal projeler üreterek tek, tek ağaçlardan ormana ulaşmak gerekir Toptancı bir anlayışla diktatörce değil

Masa başlarında yapılan karalamalara göre değil, tek, tek hakları olanları masa başına taşıyarak ve daha fazla emek harcayarak olmalı kentsel dönüşüm…

Beceremeyiz ve tembeliz”  diyenler geri çekilsin.

Evet, tek, tek ve hiç kimseyi incitmeden, kimsenin hakkını yedirmeden, insanlara değer vererek, rızaları ve gönülleri alınarak yenilik ve değişikliklere gidilmelidir…

Bu yol; hem daha insani, hem daha çağdaş, hem de daha ahlaki olandır.

Ve bu yolla Beykozluların razı edilmesi belki biraz daha fazla zaman alır ama çok kolay ve çok daha helal yoldan olur.

Ancak çok daha kestirme ve çok daha vahşi bir yol daha vardır ve genellikle demokrasi düşmanları tarafından en çok uygulanandır.

Ne millete, ne bilime, ne akla, ne de en halis uyarıları bile hiç dinlemeden, iktidar gücünü en sert biçimde kullanıp, Büyük İskender gibi düğümleri kılıcıyla keserek çözmek isterler...

Bekçiden, polise, askere, belediye başkanı, kaymakam, vali, savcı, hâkime, Yüksek Hâkimler Kurulu, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’a kadar bütün kadroları harekete geçirirler.

İşte olası bu süreçte Beykoz’da toplumsal mukavemet en az olsun diye başta Beytaş ve 1908 AŞ Beykoz spor kulübü gibi sosyal yerler olmak üzere pek çok benzeri merkez yıllardır taammüden atıl hale getirildi.

Devlet tafrandan kapanamayacak ve satılamayacak kafeler, barlar, restoranlar, sinemalar, tiyatrolar gibi işletmeleri de hissettirilmeden cezalandırdılar.

Her şey apaçık ortada Ak Partili Beykoz Belediye Başkanları ve Kaymakamlar, kendi kontrollerinin dışında ne tiyatro, ne sanat, ne kültür, ne de spor faaliyetine asla şans tanımıyorlar. Kontrolleri dışında sosyalleşmelerin önünü kesecek ne varsa yapıyorlar.

Adım attın kimlik kontrol, neden attın kimlik kontrol!

Sultaniye gibi merkezi bir yerde İki büyük Spor Kompleksi, Binlerce Belediye Personeli, Hükümet Konağı çalışanları ve üç ayrı büyük okul öğrencileri olmasına rağmen sayıları topu, topu üç adet olan kafeteryalar elektrik ve su paralarını bile çıkaramıyorlar…

Bağımsız tiyatro, bağımsız müzik, bağımsız şiir yapabileceklerin hepsi izole edildi, tüm sponsorluk ihtimallerine dolaylı sürgüler çekildi…

Oysa toplumun moral ve beden sağlığı açısından çok önemli bir hobi olan futbol kulüpleri içinde üç büyüklerden sonra ülkemizde kurulan dördüncü asırlık büyük kulüp 1908 AŞ Beykoz spor’dur

Fenerbahçe’den bir yıl sonra kurulmuş, 112 yaşında asırlık bir çınar…

Bugün düşürüldüğü yer 1.Amatör Küme de olsa Süper Lig Şampiyonu Başakşehir Spor’dan çok daha fazla seyircisi vardır.

Ayrıca Beykoz ilçesinin önemli bir özelliği de; üç kuşak bir arada yaşayan büyük fabrikalarda, büyük kitlelerle grevler görmüş sağdan, soldan çok sayıda nitelikli aydın, emekçi ve sendikacı kadrolara sahip olmasıdır. Fakat ne yazık ki; bu kadrolar bugün tarumar ve yalnızdırlar…

Oysa sosyal ve siyasal deneyime sahip bu insanlar, Belediye Başkanları Muharrem Ergül ve Yücel Çelikbilek’ten önce alt kültür ve üst kültür arasında çok başarılı birer köprüydüler...

Beykoz’un Siyasi Partileri, Sivil Toplum Örgütleri, Vakıflar, Dernekler, Yerel Medya Ve Yöneticilerinin sık, sık gerçekleştirdikleri etkinliklerle zengin, fakir Beykozluları çok sık bir araya getirirlerdi…

İlçemiz hala; Acarlar, Beykoz Konakları ve Göksu Evleriyle de İstanbul’un en çok zengin ve en çok ünlünün yaşadığı bir ilçedir.

Fakat villa ve benzeri evlerde yaşayan yeni Beykozlularla, eski Beykozlular arasında; (Muharrem Ergül ve Yücel Çelikbilek’ten sonra) aşılmaz bir set oluştu…

Beykozlular iyi hatırlar; DSP'li Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler döneminde, hem Beykoz spor kulübünün, hem de tüm Beykozluların Acarlar, Beykoz Konakları ve Göksu Evlerinde yaşayan güçlü iş adamları ve eşraf ile ilişkileri imrenilecek düzeydeydi.

Beykoz İlçesi için unutulmayacak çapta yatırımlar yapan İsmet Acar ve diğer iş adamlarını icraatları ve fiziksel varlıklarıyla her fırsatta görebilmek mümkündü. Cenazelerde, düğünlerde, sergilerde, gecelerde ve pek çok sosyal etkinlikte Beykozlularla bir araya gelmekten kibirsizce mutluluk duyarlardı.

Örneğin; 1998 yılında, Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler ve Beykoz spor Başkanı Zeki Aksu’nun çabalarıyla TEPE Grubu 1908 Beykoz Spor Kulübüne sponsor olmuştu…

O yıllarda Beykozlu sporseverlerin morali yükselmiş, kulüp için yüksek istikballer düşlenmişti... Bu desteklerin arkası gelir, Beykoz'da işler yoluna girer diye sevinilmişti…

Ama 2002'de AKP iktidara gelince, TEPE Grubu birden bire, fındıkkabuğu doldurmaz mazeretlerle sponsorluktan vazgeçti ve eski Beykozlularla arasına pek kolay aşılmaz bir set çekti…

Açıkçası 2002 yılından itibaren Beykoz ve Türkiye'nin kimyası da aynı anda ve sessizce değişmeye başladı. Duble oto yollar, binalar, zinalar, tüneller ve hatta tecavüzler çoğaldı…

Muharrem Ergül ile Yücel Çelikbilek göreve gelince; sanki Beykoz halkı eşrafa layık değilmiş gibi, Eski Beykozluları, Yeni Beykozlu eşraftan uzaklaştırdı…

Artık eşraf; tüm güçleri elinde bulunduran bu siyasilerin onaylamadığı insanlarla; çok zorunda olmayınca bir araya gelmez oldu…

Önce Muharrem Ergül,  sonra da Yücel Çelikbilek Eski, Yeni, Zengin, Fakir Beykozluları kaynaştırmayı taammüden engellediler.

(Devam edecek)…

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz