Şeref KAÇMAZ
  • 24/01/2022 Son günceleme: 24/01/2022 10:26
  • 4.821

“Beykozlu Beykoz’da Kalacak’’ mı? Yoksa bu vaat bir slogan olarak mı kalacak?

Merhum Başkanımız Yücel Çelikbilek döneminde hazırlanan 1. etap 1/5000 ve 1/1000’lik imar planları 4. İdare mahkemesi tarafından iptal edilmişti. İptal edilen bu planlar, proje alanı ruhuna uygun olarak ve asgari yapılaşma şartlarına uygun olarak 1500 m2 ile 2000 m2 arası imar parselleri şeklinde düzenlenmişti. Bu planlar her arsa sahibinin yerinde dönüşüm yapmasına tam olarak imkân sağlamamasına rağmen, birkaç arsa sahibinin bir araya gelerek inşaat yapmasına imkân sağlıyordu. Bölgede yatırım yapan firmalarda bu durumdan hiç hoşnut değillerdi.  O dönemde Yücel başkanımızın farklı kesimlerden gelen daha büyük imar parselleri taleplerine karşı direndiğini biliyoruz. Bu arada Merhum Yücel abimizi rahmetle anı-yorum.

Planların iptal edilme gerekçelerinin neredeyse tamamı yasal düzenlemelerle ortadan kaldırılarak hazırlanan Gümüşsuyu ve İncirköy mahallelerinin Bakanlık yetkisindeki alanı kapsayan planlar Ocak ayında askıya çıktı. Yıllardır beklenen ve hak sahiplerinin artık ne olacaksa olsun dedikleri imar planları askıya çıktı çıkmasına ancak bir fark vardı, İBB yetkisindeki Geri Görünüm Etkilenme Bölgesi İmar dışında kaldı. Bakanlık ile İBB’nin bir çok ilçede, bir çok projede ortak hareket ettiği bilindiğine göre, gerçekten istenseydi, her iki bölgede eş zamanlı imar çalışması tamamlanır mıydı? Bu sorunun cevabını Adalet ve Kalkınma Partili ve Cumhuriyet Halk Partili yetkililerin vermesini bekli-yorum.

Planların bireysel dönüşüme imkan vermeyen büyük imar parsellerinden oluşması, değeri çok daha yüksek projelerin yapılacağını gösteriyor. Yani nasıl olsa Beykoz’da kalamayacak olan Beykozlular hiç olmazsa daha yüksek değer elde edecekleri projelere ortak olacaklar. Uzun yıllardır slogan olarak kullanılan “Beykozlu Beykoz’da Kalacak” vaatleri de, 2 anahtar vaadi gibi seçim vaatleri arşivine kaldırılacak.

Planlarda % 40 DOP kesintisi olduğunu ve imar hakkının % 60 üzerinden verileceğini görüyoruz, mevcut arsası yol, park, okul vs. sosyal donatı alanında kalan hak sahipleri bile hiçbir hak kaybına uğramadan konut alanlarına taşınacak olması vatandaşımızın lehine bir durum. Bölgenin sit derecesinin değiştirilmesi, yoğunluğun düşürülmesi, kimsenin hak kaybına uğramaması, donatı alanlarının yeterli düzeyde olması vs. gibi nedenlerle itirazların en düşük seviyede olacağı, itiraz olsa bile iptali gerektirecek bir sonucun alınmayacağı bir imar planı olduğunu söyleyebilirim. Planlardaki tek sorun, işin sonunda Kalıyor muyuz? Gidiyor muyuz? Sorusunun cevabının isteğe bağlı bir tercih olmadığı, çok büyük arazi sahibi olmayan herkesin KAL-MI-YOR olacağı gerçeğidir. Bu da sırayla, planlanan bölgedeki demografik, sosyal ve kültürel yapının değişeceği, hemen arkasından siyasi tercihlerin değişeceği gerçeğini getirecektir. Şu tespitimi de sizlerle paylaşmak istiyorum, bölgede bundan 5-6 yıl önce Beykoz’da kalmak için irade gösterenlerin sayısı bir hayli fazlaydı ve bunun gereğini bireysel tepkilerle dile getiriyorlardı, bu da siyasileri bu konuda söylemlere yöneltiyordu. Bu gün geldiğimiz durumda maalesef komşularımızın büyük kısmı Beykoz’da kalamayacaklarını kabullenmiş ve imarlar çıksın da artık ne olacaksa olsun düşüncesindeler. Bir kısmı da hala direnmeye devam ediyor. Bu konuda farlı düşünenlerin, Beykozlu Beykoz’da kalacak iddiasını sürdürenlerin, bunun nasıl olacağını da hemşerilerimize açıklaması gerekir.   

Tokatköy mahallemizin bir bölümünde planlanan dönüşümle alakalı olarak  bölge sakinlerinin kaygı ve endişelerini ortadan kaldıracak önlemlerin alınmasını Belediye Başkanımızdan bekli-yorum. Muhtemelen kendisi de hemşerilerine, bu karda kışta zulüm olacak bir davranışın içinde olmak istemez. Ancak mesele tam olarak adaletli olması açısından, bölge insanımızın tapularının ivedilikle verilip, işgalci durumundan, patron konumunda masaya oturmalarının sağlanmasının, Hükümete ve Belediyemize yakışan bir davranış olduğunu düşünüyorum.

İşten çıkarmaların gerekçesi ne olursa olsun, Ülkemizin mevcut durumunun malum olduğu bir ortamda, kendimize yapılmasını istemeyeceğimiz hiçbir davranışı başkalarına yapmamalıyız. Empati lütfen.      

Sahil düzenlemesi konusunda Belediye Başkanımız Sayın Murat Aydın’ı tebrik ediyorum. Vatandaşın lehine olan bu meselede tabiri caiz ise önce ateş açıp sonra dur demesi, gözünü budaktan sakınmaması ve cesareti takdire şayan. Bu kararlılığı ve cesaretini imar konusunda da Beykozluların lehine kullanacağını ümit ediyorum.

Adaletin Güçlü, Güçlünün de Adil Olduğu Bir Dünya’nın kurulması duası ile Allah’a emanet olunuz.

Yazarın Yazıları