Sinan KAVRAKOĞLU
  • 01/01/1970 Son günceleme: 06/01/2013 23:11
  • 23.421

İKON Araştırma ve Dost Beykoz’un imzaladığı protokolü bu sayfalarda okudunuz. Beykoziçin çok önemli bir proje ve şu an sahada geniş kapsamlı bir çalışma yapılıyor. İnşallah sonuçlarını yine Dost Beykoz sayfalarından okuyabileceksiniz. Böylece en azından kerameti kendinde meçhul belli odakların ucuz politikalarına karşı kendi değerlendirmenizi yapacak argümanınız olur. Tıpkı 2014 seçimlerine köylerin yansımasıyla ilgili yaptığımız araştırma gibi…


2014 Mahalli Genel Seçimlerine 15 ay gibi kısa bir süre kalmışken, kulislerden yükselen cılız sesler giderek güçleniyor. Öz güveni son derece yüksek bazı aday adayları bunu gerek Dost Beykoz’a verdikleri -bence son derece başarılı- röportajlarda, gerekse özel günlerle ilgili kutlama ilanlarında açık açık dile getiriyorlar. Bazı risk almayı seven siyasiler de “aday adayı olmanın önünde hiçbir engel yok. Dileyen olabilir.” diyerek kesin adayın kendisi olduğunu peşinen ilan etmiş durumda.

Yeni Belediye Kanunu’yla birlikte köylerin mahalle statüsü kazanmasının yerel seçimlere etkisini çarpıcı bir biçimde anlatan son araştırmamızı sanırım okumuşsunuzdur. Araştırmayı İlçe Seçim Kurulu’nun 29 Mart 2009 ve 11 Haziran 2011 seçim sonuçlarına göre hazırladık. 
Bu sonuçlar üzerine çok fazla yorum yapmaya gerek duymuyorum zira araştırmada bunları okumuşsunuzdur. Sadece şunu söyleyeyim köylerin toplam oyu Çavuşbaşı’nın iki katı. 
 
Benim üzerinde durmak istediğim konu adaylar…
 
Yücel Çelikbilek’e Genel Merkezi “devam” dedikten sonra AK Parti’de aday adaylığı gibi bir süreç yaşanacağını sanmıyorum. Her ne kadar bazı kesimler aksi bir algı oluşturmaya çalışsa da AK Parti Genel Merkezi’nin Başkan Çelikbilek’e “devam” diyeceğini düşünüyorum. Bu kesimleri de bir türlü anlayabilmiş değilim; bir taraftan “Yücel Çelikbilek’in aday olması bizim en büyük şansımızdır” söylemleriyle arz-ı endam ederler, öbür taraftan da Çelikbilek aday gösterilmesin diye kendilerini paralar, akla vicdana sığmayacak tezgahlar kurarlar. 
 
Başkan Çelikbilek’in aday gösterileceğini düşünmemin en önemli sebebi; 2009’da başlayan ve neredeyse tamamı bitme aşamasına gelen projeleri. Bu projelerin yanına gerek üniversite, gerekse turizm alanlarında önümüzdeki 5 yılda hayata geçecek devasa yatırımları koyduğumuzda Beykoz’un bir dünya kenti olmasının önündeki tek engel anlayış ve vizyon eksikliği olacaktır. Hani şu mahkeme kapılarında yatan bazı tiplerdeki eksiklik gibi… Bu arada bazı aklı evvellerin Türk-Alman Üniversitesi’ni yargıya taşıdığını hatırlıyorsunuzdur. Bu davayla ilgili bilirkişiler önceki gün Beykoz Fidanlığı’nda keşifteydiler. İnşallah sonu hayırlı olur.
 
Önümüzdeki dönemde bilhassa 2-B, özel proje alanları, İBB ve hazine arazilerinin takası sonucunda imar konusunda çok önemli bir rahatlama olacağı da kuşku götürmez. İlk kazmanın vurulması için onay aşamasına gelen birçok devasa projeyi de bir kenara koymak lazım. 
 
Şüphesiz tüm bu çalışmalar miadını çoktan doldurmuş, eli kolu köhnemiş yasalarla uzun yıllardır bağlanmış olan Beykoz gibi bir yerde ancak kişisel çaba ve ilişkilerle tesis edilebilirdi. Başkan Çelikbilek’in burada hakkını teslim etmek boynumuzun borcudur.
 
Başkan Çelikbilek’i eleştirenlere bakıyorum da söyleyebildikleri tek şey Başkan’ın kişisel özellikleriyle alakalı; “yüzü hiç gülmüyor, çok sert” gibi. Bu düşüncelerde haklılık payı olduğunu kabul etmekle birlikte Başkan’ın yanında on dakika kalanların ağzı kulaklarında çıktığına da çok kere şahit olduk.  Tabi burada çalışma arkadaşlarının bu eksikliği gidermek adına hiçbir kaygılarının olmaması da hoş değil. Şu unutulmamalı ki devletine baba diyen bu halk seçtiği insanlardan o şefkati bekliyor. Bir Başkan’ın ekibi de bu noktadaki eksiklikleri gidermek mecburiyetindedir. O’nun gülen yüzü olmak çok da zor olmasa gerek. Olur olmaz yerlerde “durumdan vazife çıkarmaya bayılan” bürokratlarımız en gerekli durumlarda nedense hiç üretken olamıyor. Bir de eğri oturalım, doğru konuşalım; Başkan’ın sürekli olarak ağzı kulaklarında halini hayal bile edemiyorum. Eskilerimiz boşuna dememişler“taş yerinde ağırdır” diye. Bir de şu var; hem “klasik siyasetçilerden ve söylemlerden bıktık!” diyeceksin, hem de Yücel Çelikbilek gibi bir adamı siyasetin bu dar kalıplarına sığdırmak isteyeceksin. O’nun böyle bir kaygısı yok ki. Son derece yalın; “ben elimden gelenin en iyisini yaparım. Hiçbir şaibeye fırsat vermem. Kör kuruşu doğru yere harcarım. Gerisi ilahi takdirdir. Olursa olur.” diyen ve siyasete de misyon olarak bakan bir insandan bahsediyoruz. Aklındakini de yüreğindekini de eyleme dönüştürürken çok fazla hesap etmemesi de bundan kaynaklanıyor sanırım. Yani Yücel Çelikbilek belli kırmızı çizgileri olan bir insan. Ve siyaset uğruna o çizgileri yıkacak, ödün verecek bir insan kesinlikle değil.

Mesela CHP İlçe Başkanı Hızır Yılmaz’ı düşünün. Adam son derece dobra. Doğru veya yanlış kafasında ne varsa, dilinde de o var... Yani bir tarafı “köçek” oynarken, başka bir tarafı“gum gum style” oynamıyor. Klişe değil en azından. Üstelik son derece aktif; bir ayağıBeykoz’dayken bir ayağı Ümraniye-Çekmeköy’de. Hem yanlış yapınca da çıkıp özür dileyebiliyor ki bu da çok önemli bir erdem. CHP’ye ve Beykoz siyasetine farklı bir enerji kattığı da apaçık ortada. Belki bazen hırsı mantık ve duyguların önüne geçebiliyor ama hangimizinki geçmiyor ki! Tabi laf aramızda yakın çevresindeki bazı şaibeli tiplerden uzaklaşması lazım diye düşünüyorum. Bu tipler üç kuruşluk çıkarı için Gazi Mustafa Kemal’i aksesuarlara meze eder. Liderlere en büyük zararı hep bu tipler veriyor zaten. Evet Hızır Yılmaz her ortamda çok rahat bir şekilde CHP’nin adayı benim diyebiliyor. Ama;  
 
2014 seçimlerinde CHP’den Hızır Yılmaz aday gösterilir mi? Açık söylemek gerekirse ben gösterileceğini düşünmüyorum -bu asla bir temenni değildir-. 2014 seçimlerinde BeykozCHP’de bu anlamda çok büyük sorunlar ve tartışmalar yaşanacağını düşünüyorum. 
 
“CHP’nin adayı 2009 seçimlerinde CHP oylarına zirve yaptıran Alaattin Köseler”olacaktır dersem çoğunuz buna gülersiniz…
 
Bekleyin. 2014’e 15 ay kaldı sadece.
 
Su gider, yazı kalır…
 
Vesselam.
Yazarın Yazıları