Sinan KAVRAKOĞLU
  • 01/01/1970 Son günceleme: 11/04/2008 00:11
  • 25.360

Dost Beykoz’a bu güne kadar çeşitli bahanelerle saldırılar oldu, olmaya da devam edecek. Kaldı ki bunu normal görenlerdeniz. Ama uğradığımız hiçbir saldırıda seviye bu kadar düşmemiş, bu kadar kişiselleştirilmemişti. Beykoz Belediye Meclisi’nde gıyabımda verilen ve ekmek paramı kazandığım mesleğimi ilgilendiren soru önergesinden bahsediyorum. Dost Beykoz Yönetim Kurulu olarak gelişmeleri yakından takip ediyoruz…

Ticari hayatım Dost Beykoz’u yıpratmak isteyen bazı enteresan zevatlar tarafından zaman zaman gündeme getirilmiştir. Ancak, son meclis toplantısında bir parti tarafından iş oldukça büyütüldü ve meclis gündemine taşındı. Hatta sözleşmemin feshini talep edecek kadar işi ileri götürdüler.  

Son zamanlarda Beykoz Belediye Meclisi’nde yaşanan, seviyesi pek de hoş görünmeyen tartışmalardan dolayı üslup konusunda meclisi uyaran haberler yaptık. Bu haberlerimizi beğenmeyen belli bazı siyasilerin bizlere telefon açıp yayın politikamızı, köşe yazılarımızı eleştirmesini “gerçekler acıtır” realitesine bağlıyoruz.

Bütçe görüşmelerinin yapıldığı meclis toplantısında şirazesini iyice kaybeden bazı politikacıların “Gömlek bol gelince!” başlıklı köşe yazımdan sonra cep telefonumdan beni arayıp yaklaşık bir saat boyunca kendilerini anlatmaya çalışmasını ne kadar yapıcı buluyorsam, yardımcısının telefon açıp “önümde bir sözleşme var. Bu sözleşmeyi neye göre yaptınız vs…” gibi saçma sapan sorularla bana aba altından sopa göstermesini ve ilk meclis toplantısında hakkımda önerge vermesini o kadar bayağı buluyorum.

İnsanların ailelerini, inançlarını, farklılıklarını, sosyal ve ekonomik olanaklarını suçmuş gibi algılatıp; dedikodu, yalan ve iftiralarla süsleyip, dezenformasyonla kamuoyunda tartıştırmayı doğru bulmadığımızı da altını çizerek belirtmeliyim.

*  *  *

Hakkımda verilen önergeden dolayı meclis gündemini meşgul ettiğimin farkındayım ve bu yüzden gerek meclis üyeleri ve gerek locadaki konuklardan özür dilemeliyim. Adı geçen partinin İlçe Başkanı’nın eleştiriye karşı bu kadar sığ olabileceğini açıkçası hiç tahmin etmemiştim. Gerçi, sayın başkan “Gömlek bol gelince!” başlıklı köşe yazımın verdikleri önergeyle alakası olmadığını telefon açarak bana bildirmişti. Ama ne hikmetse aynı telefon görüşmesinde yayın politikamızdan duyduğu rahatsızlığı da dile getirmişti. Kendisine söylediklerimi burada tekrarlamakta sakınca görmüyorum;“lütfen birbirimizi kandırmayalım.” İlçe Başkanı’na telefon görüşmemizde yaptığım teklif halen daha geçerlidir: “Bilgi veya belge peşinde koşmanıza, meclisin değerli zamanını boşa harcamanıza gerek yok. Gelin ben size benim konumla ilgili istediğiniz bilgi ve belgeyi vereyim.”

*  *  *

Bu arada, Beykoz’da fotoğrafçılık işiyle uğraştığımı bilmeyenler varsa hatırlatayım. 1969’dan beri aile şirketimiz bu işi yapıyor. Ve ben bu konudaki eğitimimi yurt dışında aldıktan sonra Beykoz’a yerleştim. Malumunuz yaşanan ekonomik krizler sonrası biz de küçülmek zorunda kaldık. En son, dönemin başbakanının kafasına yazar kasa atılınca küçülecek kütlemiz de kalmadı ya...

Beytaş AŞ ile ilk olarak 1999 yılında Beykoz Belediyesi Düğün Salonu’nda fotoğraf ve kamera hizmetleri vermek üzere protokol yapmıştık. 2001 yılında dönemin Belediye Başkanı sözleşme şartlarında hiçbir aykırılık bulamayınca zabıta gücüyle bizi salondan attırıp kendi adamını yerleştirmişti (hatta salondan atıldıktan 8 gün sonra sözleşmemizi fesih etmişti). Ben de Kadıköy Ticaret Mahkemesi’ne bu konuyla ilgili tazminat davası açmıştım. Dava sonuçlandı, Akyol Fotoğrafçılık gibi çok astronomik olmasa da tazminat davasını kazandım. Bir kısmını tahsil ederken, bir kısmından feragat ettim ancak kararı da temyize götürdüm. Temyiz benim lehime bozulurken, 2004 yerel seçimleri oldu ve Belediye yönetimi değişti.

Bunun üzerine dönemin Beytaş Genel Müdürü’ne gittim. Kendisiyle tanıştım ve lehime bozulan temyiz kararını ve durumu açıkladım, belgeleri verdim. Elimden alınan haklarımın tekrar tarafıma verilmesi durumunda davada ısrarcı olmayacağımı, şirketi ibra edeceğimi ve makul bir kira ödemeye de hazır olduğumu anlattım. Teklifim kabul edildi ve çalışmaya başladım. Kiralarımı ödüyorum ve işimi iyi yaptığımı düşünüyorum.   

*  *  *

Şahsım ve mesleğim hakkında Belediye Meclisi’nde önerge verip çalışma özgürlüğümü kısıtlayıp ticari itibarımı sarsmaya çalışan siyasi parti İlçe Başkanı’na tekrar hatırlatmakta fayda görüyorum: Dost Beykoz’un yayın politikası asla değişmez, değiştiremezsiniz. Dost Beykoz hiç kimsenin emrine, yörüngesine girmedi, asla girmez. Sadece size değil hiç kimseye şirin gözükmek gibi bir derdimiz yok ve olmaz da…

Dedikodularla üretilip, yalan ve iftiralarla beslenen iddiaların Belediye Meclisi’nde gündeme getirilmesini Dost Beykoz’u yıpratmaya yönelik güdük girişimler olarak değerlendirdiğimizi defalarca dile getirdik.

Şunu da hatırlatmakta fayda görüyoruz: Bazı siyasetçilerin çok iyi bildikleri dönemde, Belediye Düğün Salonu ve Nikâh Salonları’nı bir kuruş kira vermeden işleterek haksız kazanç elde edenleri görmezden gelenlerin, Dost Beykoz’da yapılan haberler ve köşe yazımdan duyduğu rahatsızlık üzerine beni ve mensubu olduğum yayın organını karalamaya çalışması beyhude çabalardır. Bu girişimlerde bulunanların Beytaş AŞ’ye haciz getiren paravan şirketlerden ne farkı kalır? Eleştirildiği zaman ayranı kabaranların bu çarpık ilişkileri bildiği halde sessiz kalması neyle izah edilebilir? Hele bu kişiler politikalarını dedikodu ve duyumlar üzerine kuruyorsa…

Yoksa siz bu bakış açısıyla üreteceğiniz politikalarla mı Beykoz’un sorunlarını çözmeye talip olup, beş ay sonra meydanlara ineceksiniz?

Not: Gelen tehdit ve hakaret dolu yorumlardan dolayı “Gömlek bol gelince!” başlıklı köşe yazımı değerli yorumlarınıza kapatmak zorunda kaldım. Özür…

Yazarın Yazıları