Kader GÜR
  • 16/04/2019 Son günceleme: 16/04/2019 18:25
  • 15.282

31 Mart Yerel Seçimleri'nin en önemli verisi bence İstanbul sonuçlarıdır. Seçimlerin bitmesine rağmen mahkeme sürecinin devam ediyor olması bir çok tartışma konusunu da içinde barındırıyor.

AK Parti'ye bir ders verelim diye düşünenlerin, haklılık payları olsa da, maalesef dersi kendileri almak zorunda kaldı. İpin ucunu kaçırdılar. Aslında işin bu boyuta gelmesini bize ders vermek isteyenlerde istemedi. Ama onlar sandıklarda dönme ihtimali olan filmleri hesaba katmadılar. Bize ders verme hevesiyle oy kullananlar, sandıklarda dönen filmleri çevirenlerle istemeyerekte olsa aynı safta buluşunca ders büyük oldu.

Olsun, hepimiz için vardır bunda da bir hayır! Bundan sonra bizimkiler her halde ders almayı gerektirecek bir tutum içine girmez, seçmenlerimizde bize ders vermeyi düşünmez. Bu açıdan baktığımız zaman şerden hayır çıkarmak mümkündür...

Bu sonuçlar, seçim öncesi gelecek vaat ettiği söylenen Ekrem İmamoğlu'nun da geleceğe yürüyebilecek bir siyasi olmadığını ortaya çıkardı. İmamoğlu, İstanbul Seçimleri'nin mahkeme aşamasında tamamen provokasyona yönelik çıkışlar yaptı. Üstelik bir Karadenizli olarak, PKK'yı terör örgütü olarak nitelendiremeyen HDP ile dost olduğunu söylemesi hiç yakışık almadı. Trabzonlu ve doğal bir insan olmasıyla öne çıkan İmamoğlu, Eren Bülbül'ünde bir Trabzonlu olduğunu göz ardı etmemeliydi.  Eren Bülbül güvenlik güçlerine yardımcı olduğu için PKK'lı hainlerce şehit edilmiş ve Karadeniz'de sembol bir isim olmuştu.

İmamoğlu İBB'ye Başkan adayı olurken, bizim ülkemizde; siyasetin bedel ödemek olduğu konusuna hiç kafa yormamıştı anlaşılan. Görülüyor ki, İmamoğlu'nun daha pişmesi gerekiyor. Oyuncağı elinden alınmış çocuk gibi ikide bir basın açıklaması yaparak, dostluktan kardeşlikten bahsetmesi zamanla inandırıcılığını yitirdi. Çünkü, hırçınlaştı. Saldırıya geçti. Buda kısa sürede siyaseten çok yönlü bir propaganda yöntemi izlediğini ortaya koydu. Bu saatten sonra İmamoğlu sadece şişirilmiş bir siyasi figür olmaktan öteye gidemeyecektir.

İstanbul seçimlerinin mahkeme süreci İmamoğlu'nu daha iyi tanıyabilmek anlamında seçmen açısından faydalı olduğu gibi, İmamoğlu da bu yaşadıklarından sonra halkın kendisine gösterdiği ilgiyi yapması gereken fedakarlıklarla harmanlayarak, kalıcı kılma yolunu tercih edecektir. Bundan sonra daha sakin sağduyulu düşünecek, seçim sonrası oluşturduğu kötü imajı silmek için daha olgun, daha bir devlet adamı olma yolunda gayret sarf edecektir.  

Bu sonuçlar ve yaşanan tartışmalar, siyasetin boşluk kabul etmediği gerçeğini bizim AK Parti'li gençlerin anlaması bakımında da ele almaya değerdir. Tıpkı 15 Temmuz hain darbe girişimi gibi.

Hep söyleye geldik, ta başından beri. 'Mirasçı olmayın, hazırı tüketmeyin, üzerine koymaya çalışın, partinize sahip çıkın. Makam mevki peşinde koşmayın. Bedel ödemekten korkmayın' diye. Ama gel gör ki, rehavetin nelere mal olabileceği ortada. Hakemin taraf tutma ihtimali her zaman vardır ve bu ihtimali göz ardı etmek büyük bir gaflettir. Bu gaflete düşenler kesinlikle İstanbul'da bedel ödeyecektir. Çünkü, İstanbul sonuçları ve sandıklarda dönebilecek entrikaları görememek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için affedeceği bir ihmal asla değildir.

Hayatımızın her alanında olduğu gibi siyasette de risk almak başarının en önemli yoludur, bunun karşılığı da bedel ödeyebilmektir.  

Bu anlamda en yakınımızı analiz edecek olursak, Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın'da, Türkiye'de henüz faydaları tescil edilmemiş Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni yerel ölçekte uygulayarak büyük bir risk almıştır.

Seçilmişlerden Başkan yardımcısı yapmaması Beykoz'da hali hazırda tartışılan bir durum olduğu gibi yardımcılarını riskten uzak insanlardan belirlemesi parti içinde olası tartışmalarında önüne geçmiştir. Çünkü seçilmişlerin böyle bir beklenti içinde oldukları yadsınamaz bir gerçektir.

Eminim ki İlçe Başkanı Muhammed Hanefi Dilmaç ile istişare edilerek alınan bu kararla; Murat Aydın, bedel ödeyecek isim olarak açıkça kendisini işaret etse de olası bir olumsuzluk karşısında Muhammed Hanefi Dilmaç'ta bedel ödemekten kaçamayacaktır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yerel ölçekte uygulanması başarı getiren bir model olursa, Murat Aydın'ın Beykoz'da yazmak istediğini söylediği yeni hikaye zannediyorum bu olacaktır.

Yazarın Yazıları
Yorumlar (1 Yorum)

demokles (6 yıl önce)

seçilmişler derken? ak parti beykoz seçti aday gösterdi millet de meclis üyelerine değil hatta büyük bir kısmı murat aydın a da değil recep tayyip erdoğan a oy verdi.adam istediği çalışma ekibini kurmakta serbest ki öylede yaptı.başkan adayının bile çıkmadığı bir beykoz da ak parti teşkilatı içinden nitelikli vasıflı başkan yardımcısı çıkarmaya çalışmak absürd olurdu.çıkardıklarının da pek bir işe yaramayacağını sadece vitrin süsü olarak çıkardıklarını düşünüyorum.

Yorum Yaz