Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Kader Gür
Kader Gür

İstanbul ve Beykoz’da; risk, bedel ve ders

31 Mart Yerel Seçimleri'nin en önemli verisi bence İstanbul sonuçlarıdır. Seçimlerin bitmesine rağmen mahkeme sürecinin devam ediyor olması bir çok tartışma konusunu da içinde barındırıyor.

AK Parti'ye bir ders verelim diye düşünenlerin, haklılık payları olsa da, maalesef dersi kendileri almak zorunda kaldı. İpin ucunu kaçırdılar. Aslında işin bu boyuta gelmesini bize ders vermek isteyenlerde istemedi. Ama onlar sandıklarda dönme ihtimali olan filmleri hesaba katmadılar. Bize ders verme hevesiyle oy kullananlar, sandıklarda dönen filmleri çevirenlerle istemeyerekte olsa aynı safta buluşunca ders büyük oldu.

Olsun, hepimiz için vardır bunda da bir hayır! Bundan sonra bizimkiler her halde ders almayı gerektirecek bir tutum içine girmez, seçmenlerimizde bize ders vermeyi düşünmez. Bu açıdan baktığımız zaman şerden hayır çıkarmak mümkündür…

Bu sonuçlar, seçim öncesi gelecek vaat ettiği söylenen Ekrem İmamoğlu'nun da geleceğe yürüyebilecek bir siyasi olmadığını ortaya çıkardı. İmamoğlu, İstanbul Seçimleri'nin mahkeme aşamasında tamamen provokasyona yönelik çıkışlar yaptı. Üstelik bir Karadenizli olarak, PKK'yı terör örgütü olarak nitelendiremeyen HDP ile dost olduğunu söylemesi hiç yakışık almadı. Trabzonlu ve doğal bir insan olmasıyla öne çıkan İmamoğlu, Eren Bülbül'ünde bir Trabzonlu olduğunu göz ardı etmemeliydi.  Eren Bülbül güvenlik güçlerine yardımcı olduğu için PKK'lı hainlerce şehit edilmiş ve Karadeniz'de sembol bir isim olmuştu.

İmamoğlu İBB'ye Başkan adayı olurken, bizim ülkemizde; siyasetin bedel ödemek olduğu konusuna hiç kafa yormamıştı anlaşılan. Görülüyor ki, İmamoğlu'nun daha pişmesi gerekiyor. Oyuncağı elinden alınmış çocuk gibi ikide bir basın açıklaması yaparak, dostluktan kardeşlikten bahsetmesi zamanla inandırıcılığını yitirdi. Çünkü, hırçınlaştı. Saldırıya geçti. Buda kısa sürede siyaseten çok yönlü bir propaganda yöntemi izlediğini ortaya koydu. Bu saatten sonra İmamoğlu sadece şişirilmiş bir siyasi figür olmaktan öteye gidemeyecektir.

İstanbul seçimlerinin mahkeme süreci İmamoğlu'nu daha iyi tanıyabilmek anlamında seçmen açısından faydalı olduğu gibi, İmamoğlu da bu yaşadıklarından sonra halkın kendisine gösterdiği ilgiyi yapması gereken fedakarlıklarla harmanlayarak, kalıcı kılma yolunu tercih edecektir. Bundan sonra daha sakin sağduyulu düşünecek, seçim sonrası oluşturduğu kötü imajı silmek için daha olgun, daha bir devlet adamı olma yolunda gayret sarf edecektir.  

Bu sonuçlar ve yaşanan tartışmalar, siyasetin boşluk kabul etmediği gerçeğini bizim AK Parti'li gençlerin anlaması bakımında da ele almaya değerdir. Tıpkı 15 Temmuz hain darbe girişimi gibi.

Hep söyleye geldik, ta başından beri. 'Mirasçı olmayın, hazırı tüketmeyin, üzerine koymaya çalışın, partinize sahip çıkın. Makam mevki peşinde koşmayın. Bedel ödemekten korkmayın' diye. Ama gel gör ki, rehavetin nelere mal olabileceği ortada. Hakemin taraf tutma ihtimali her zaman vardır ve bu ihtimali göz ardı etmek büyük bir gaflettir. Bu gaflete düşenler kesinlikle İstanbul'da bedel ödeyecektir. Çünkü, İstanbul sonuçları ve sandıklarda dönebilecek entrikaları görememek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için affedeceği bir ihmal asla değildir.

Hayatımızın her alanında olduğu gibi siyasette de risk almak başarının en önemli yoludur, bunun karşılığı da bedel ödeyebilmektir.  

Bu anlamda en yakınımızı analiz edecek olursak, Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın'da, Türkiye'de henüz faydaları tescil edilmemiş Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni yerel ölçekte uygulayarak büyük bir risk almıştır.

Seçilmişlerden Başkan yardımcısı yapmaması Beykoz'da hali hazırda tartışılan bir durum olduğu gibi yardımcılarını riskten uzak insanlardan belirlemesi parti içinde olası tartışmalarında önüne geçmiştir. Çünkü seçilmişlerin böyle bir beklenti içinde oldukları yadsınamaz bir gerçektir.

Eminim ki İlçe Başkanı Muhammed Hanefi Dilmaç ile istişare edilerek alınan bu kararla; Murat Aydın, bedel ödeyecek isim olarak açıkça kendisini işaret etse de olası bir olumsuzluk karşısında Muhammed Hanefi Dilmaç'ta bedel ödemekten kaçamayacaktır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yerel ölçekte uygulanması başarı getiren bir model olursa, Murat Aydın'ın Beykoz'da yazmak istediğini söylediği yeni hikaye zannediyorum bu olacaktır.

Kader Gür
Kader Gür HAKKINDA

1972 yılında Rize’nin Güneysu ilçesinde doğdu… Eğitim hayatını orada tamamladı… Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine yapmış olduğu birçok seyahatinde çeşitli araştırmalar yaptı. Libya, Cezayir, Tunus, Fas, Beyrut, Suriye, İtalya, İspanya, Rusya, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi ülkelerde seyahatleri sırasında Türkiye ile ticari ilişkiler üzerinde çalışmalar yürüttü. Kader Gür, Refah Partisi Gençlik Kollarında siyaset yaptı. 1997 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde kamuda çalışmaya başladı. 1997 yılında Akit Gazetesinde, Recep Tayyip Erdoğan’ı konu alan bir makalesi nedeniyle 28 Şubat aktörleri tarafından soruşturmaya tabi tutuldu. Daha sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevi’nde başlatmış olduğu parti çalışmalarına Beykoz’da destek verdi. Partinin kuruluş aşmasında aktif rol oynadı. AK Parti Kurucu Beykoz İlçe Başkanı Dr. Ahmet Hulusi Batu, Salim Kararmaz ve Adem Sefer’in basın danışmanlığını uzun yıllar yürüttü… 1998 yılında yazmaya başladığı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatını konu alan, “Esaretten Zirveye” isimli kitabı 2002 yılında yayınlandı. Kader Gür'ün yine kendi yazılarından oluşan 2 kitabı bir de Yayın Yönetmenliğini yaptığı toplamda 4 kitabı raflardadır. Beykoz Rizeliler Derneği’nin kurucuları arasında da yer alan Gür, halen Beykoz Polis Hizmetlerini Koruma Derneği Yöneticisidir. Kader Gür, Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği ve Yüzüncü Yıl Gazeteciler Derneği üyesidir. 2024 yılında kamu çalışma hayatını sonlandıran Gür, evli ve 3 çocuk babasıdır… Kader Gür, yine 2002 yılında bir araya geldiği arkadaşlarıyla Dost Beykoz’u kurdu.

YORUMLAR

Bir adet yorum var

  1. seçilmişler derken? ak parti beykoz seçti aday gösterdi millet de meclis üyelerine değil hatta büyük bir kısmı murat aydın a da değil recep tayyip erdoğan a oy verdi.adam istediği çalışma ekibini kurmakta serbest ki öylede yaptı.başkan adayının bile çıkmadığı bir beykoz da ak parti teşkilatı içinden nitelikli vasıflı başkan yardımcısı çıkarmaya çalışmak absürd olurdu.çıkardıklarının da pek bir işe yaramayacağını sadece vitrin süsü olarak çıkardıklarını düşünüyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER