Kader GÜR
  • 01/01/1970 Son günceleme: 18/11/2014 23:11
  • 9.275

Allah'ım bu ne rezilliktir. AK Parti'nin 29 Kasım'da yapılacak kongresi yine birilerinin iştahını kabarttı. Ortalık fino köpeği doldu.

Yahu sizde hiç mi karakter yok, hiç mi adamlık yok? Etrafınızdaki herkes mi geri zekâlıdır, nedir? Size hiç kimse, “Yahu arkadaş! 12 yıldır bu kadrolarla savaş ediyorsunuz da elinize bir şey geçmiyor. Boş yere ele güne kepaze etmeyin kendinizi… Oturun oturduğunuz yerde… Siyaset masa başında değil sokakta yapılır” diye söylemiyor mu? Hadi siz ‘adam’ değilsiniz, kabul. Peki, etrafınızda da size adamlığı hatırlatacak bir tane olsun ‘adam’ yok mu?

Merdiven dibinde oturup akşama kadar vaktinizi dedikoduyla geçirerek nereye varacaksınız? Bir insanda hiç mi omurga olmaz? Bir insanın hiç mi onuru, izzeti, haysiyeti, şerefi olmaz? Bir insan nasıl böyle fırıldak gibi ‘fır fır’ dönebilir? Anlayamıyorum… Anlamlandıramıyorum… Doğrudur, geçmişte oturup bir bardak çay içmişliğimiz vardır. Doğrudur, biz ‘ADAM’ olduğumuz için her defasında alttan almışızdır. Yeniden bir şans vermişizdir. Ancak bu kadar onursuzluğu da artık içimize sindiremiyoruz arkadaş! Şiştik! Siz boş yere bizleri ‘aptal’ yerine koymaya çabalıyorsunuz. Biz Beykoz’u sizden de sizin akıl aldıklarınızdan da çok daha iyi biliriz! Kimin arkadan küfür ettiklerine yüzünü dönünce el pençe divan durduğunu iyi biliriz. Bir şeyler düzgün giderken her türlü mızıkçılığı yapan ve işler bozulsun diye kenarda köşede avuç ovuşturanları da iyi tanırız; iyi biliriz…

Birileri içinde bulunduğu kurumun tabir yerindeyse on yıl boyunca ‘anasını ağlatmış’ şimdi de ‘akil adamlığa’ soyunmuş. Aslında ‘ne mal’ olduğu ortada güneş gibi parlıyor da bu efendi kuyruğunu dike dike gezip, kemik peşinde koşturuyor. Şimdiye kadar yediklerin yetmedi mi be Allah’ın kulu! He, yetmedi mi? Birilerine çamur ata ata siyaset yapıyorsun, yer ediniyorsun. Ama nerede yer ediniyorsun, farkındasın değil mi? Kendin gibi fırıldakların yanında yer ediniyorsun. Doğru, düzgün ve dürüst insanların yakınına bile yaklaşamıyorsun. Eh, ne diyeyim, layık olduğun yerdesin. Allah’ım yolunu bizden uzakta tutsun da yine açık etsin. Duvara toslayana kadar ipinden boşanmış deli dana gibi koştur dur…

Bunlar yetmez gibi benim şahsımla ilgili yorumlar yapan adamlar türemiş. Kendileri ‘beş paralık’ adam olduğundan, bizi de dostlarımızdan 3-5 paraya satın almaya uğraşıyorlar. Bu yüzsüzler, bu onursuzlar “Abi Abi…” dedikleri günleri çabuk unutmuşlar. Biz kaale almadıkça, biz görmezden geldikçe hadsizliklerini gram gram arttırma yoluna girmişler. Dedikodularla süsledikleri hayatlarında, sata sata insan bırakmamışlar; şimdi de kendilerini pazarlamaya çalışıyorlar. Oturdukları yerden kalem oynatıp, ilçede ne kadar ‘eskimiş, buruşmuş kafa varsa’ muhabbet kurmuş, “Vay bee… Abi bak gör şimdi nasıl Beykoz’da yer yerinden oynayacak!” diyerek, ‘gazetecilik’ oynamaya başlamışlar. Şans oyunu oynar gibi Hızır Yılmaz’ın peşine takılmışlar, “Ya tutarsa?” diye göle maya çalma telaşındalar. Tutmadığını gördükçe de bir yoğurtçuya bir kazancıya saldırıyorlar. Ey iki paralık adam! Kendine bir gel! Senin güttüğün koyun kadar benim kapımdan çevirdiğim çoban var! Bırak bu ‘yavşak edebiyatını’ bırak! Sana bu diyardan iş çıkmaz artık… Sen kredini tükettin 30 Mart’ta… ‘Ne mal’ olduğun ortaya çıktı. Kapalı kapılar ardında yaptığın muhabbetler deşifre oldu. Şimdi ‘dilencilik’ yapamıyorsun da tehditle mi para toplamaya başlayacaksın? Yemezler delikanlı! Seni hâlâ seven ve yakınında yer alanlar var ise bizim senin hakkında bildiklerimizi öğrenmemiş demektir. Biz senin gibi ‘dedikodu’ sevmeyiz. Seni ifşa etmeyiz, korkma! Ancak senin ‘ortalara çıkmaya yüzün olmadığı’ bu kadar açıkken, kendi kendini sen ele veriyorsun; oyununu dikkatli oyna. Aman ha…

Bitti mi? Bitmedi… Bize dost görünüp arkamızdan kin kusanlara da iki çift laf etmek isterim. Yalnızca bize muhalefet olsun diye AK Parti’ye ve onun üst yönetimine karşı her türlü alçaklığı ‘mazur’ gören insancıklar… İnsan müsveddeleri… Nedir derdiniz kardeşim sizin? Ne oldu? Kapıdan içeriye mi almıyorlar? Yahu siz kapının içindesiniz ya? Her türlü dümeni çevirmiyor musunuz içeride? Kimse farkında değil mi sanıyorsunuz? Birileri ‘bir kenara’ yazmıyor mu sanıyorsunuz? Yanınıza kâr mı kalacak sanıyorsunuz? Etmeyin yahu… Etmeyin… Bir de helalden haramdan dem vurursunuz… E, hak etmeden maaş alıyorsunuz? Siz ne iş yaparsınız yahu? Sizin ideolojiniz nerde kaldı? Arkasından konuştuğunuz adamın elinden maaş alırken hiç yüzünüz kızarmaz mı? Daha geçen hafta söyledim: “En büyük muhalefet vicdandır” diye… Yahu sizde vicdan yok mu be kardeşim? O kadar uğraştın da olmadı işte 30 Mart’ta değil mi? Daha önce de uğraşmıştın, yine olmamıştı… Yani parti içinde hoşgörülü adamlar var diye, kin tutmayan adamlar var diye; daha doğrusu ADAM GİBİ bir partinin içindeyken neden şımarırsın? İlle sokağa çıkamayacak hale ne diye sokarsın kendini? Hayırdır? Beykoz’u mu terk edeceksiniz? Hazırlık turları mı bunlar? Yahu artık dünya küçüldü be kardeşim! Gittiğin yere biz gelemesek de CV’ni göndeririz, sen rahat ol… Beykoz’da yaptıkların memleketin her neresine gidersen git karşına çıkacaktır; bunu sakın ola unutma!

Allah (CC) size fırsat vermedi hiç… Bundan sonra da vermesin inşallah! Boş yere çırpınmayın. Bizimle de kendinizi bir tutmayın! Biz Allah’a şükürler olsun, hayatımız boyunca yandaş olmadık! Kurum olarak büyüdük, yeni ADAMLAR getirdik; hiçbirisine haram lokma yedirmedik! Buna bir fırsat da vermedik. Bize öyle caka satmayın! Biz günün 20 saati çalışıp 4 saatimizi uykuya veriyoruz. Ne evimiz var, ne köyümüz var; ne de bedavadan para kazanmaya niyetimiz! Bize sövenler, bize çamur atanlar, zamanında oturup birlikte yediğimiz ve içtiğimiz insanlar… Her gün ofisimizdeydiniz. Ne yiyoruz, ne içiyoruz; kimden ne kadar para alıyoruz bellidir. Biz aldığımız parayı kuruşuna kadar da söylemeyi erdemden saymış insanlarız. Öyle seçim zamanı binlerce lirayı cebe atıp sonra utanmadan ortalıkta pişkin pişkin dolaşmayız! Bizi başka gazetelerle, başka gazetecilerle karıştırmayın! Beykoz’un halkı bizi biliyor, siz gidin de onlardan bir sorun.

Öyle ‘çamur at, izi kalsın’ devri geçmişte kaldı artık… Beykoz’da kim kimdir; tartsan kaç gram ağırlık verir, biliniyor. Bilmeyenler belki ilçeye yeni gelenlerdir ki, onlar da zamanla kimin ne olduğunu öğrenecektir. Ancak eğer birileri Beykoz’u terk etmeye ve başka yerlerde ‘sıfırdan başlamaya’ karar verdiyse, azıcık teknolojinin, bilginin, vefanın da farkında olsun! Nereye gitseniz peşinizden gelir şu geçmişiniz… Tarih bir yerlere not düşer hep ve size bu notu çıkarır zamanı gelince.

Ben şunu söylüyorum. Sizin adamlığınıza asla güvenmiyorum. Çünkü size ne zaman zeytin dalı uzatıldıysa sinsice planlar yaparak farklı manevralar içine girdiniz. Onun içindir ki, ben yaşadığım sürece bu Dostbeykoz'u yıkamayacaksınız. Kimseye güvenerek bunu söylüyorsam namerdin ta kendisiyim. Kimseden de maaş alıyorsam dünyanın en şerefsiz insanıyım. Kendi maaşımla geçiniyorum.   İstediğinizi yazın, istediğinizi yapın. Size bir virgül kadar eğilirsem Allah beni kahretsin.

Bundan önce söylediğim ve yaptığım her şeyin arkasındayım. Bundan sonra da dimdik duracağım şüpheniz olmasın!

Hak etmediği yerde bunca zamandır maaş alanlara da, bundan sonra alacaklara da haram, zehir zıkkım olsun! Haydi, var mısınız?

Yazarın Yazıları