Beykozlu vatandaşlarımız Mart ayından itibaren su faturalarını yaklaşık yüzde kırk beş zamlı ödeyecek. 2012 yılıyla birlikte uygulaması zorunlu olan yasanın mimarı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı.
Başka bir pencereden baktığımızda; yerel seçimlere 2 yıl gibi kısa bir süre kalmışken merkezi yönetim yerel yönetimlerin elini kolunu bağlamak ne lazım geliyorsa onu büyük bir titizlikle yerine getiriyor.
Tıpkı 2-B alanlarının raiç bedelin yüzde yetmişiyle faturalandırılması gibi… Belediye Başkanı çok mücadele verdi, çok kavgalar etti ama görünen o ki değişen bir şey yok.
Ya da kaçak tüketilen elektrik bedelinin dürüst vatandaşların faturalarına yansıtılması gibi…
Zirve AK Parti’nin başını mı döndürmeye başladı nedir bilinmez ama; dürüstlerin cezalandırılmasının yanında, fakirliğin de cezalandırılması hoş değil.
Zira Beykoz fakir! Beykozlu işsiz, güçsüz!
Beykoz’da yaşayan binlerce aile bu yasanın mağduru olacak. Çoğunun suları kesilecek. Malum bu yasa Beykoz Konakları veya Acarlar’da oturan vatandaşlarımızı etkilemeyecektir.
Anlayacağınız, Beykozlu akşam eve üç tane ekmeği götürebilmenin hesabını yaparken, hükümetin uygulamaya koyduğu bu yasa sofralardaki ekmeklerin sayısını azaltacak.
2014 seçimleri
2014 yılında yapılması planlanan Mahalli Genel Seçimlerle ilgili yavaş yavaş kulisler hareketlenmeye başladı. Önümüzdeki üç yıl boyunca gırtlağımıza kadar siyasete bulaşacağız. İhanetin, adam satmanın, kalleşliğin her tüslüsünü göreceğiz. Gerçek saflar, gerçek suratlar tek tek ortaya çıkacak. Hep birlikte göreceğiz.
AK Parti ve CHP arasında geçecek olan yarış yine çok sert olacak. Zira bence CHP’nin adayı yine Alaattin Köseler. Tabi karşısında da yine Yücel Çelikbilek.
CHP’nin belediye meclisini kazanabilmesinin yolu Alaattin Köseler’den geçiyor gibi görünse de, Köseler bu sefer başarabilir mi? Bunu tahmin etmek çok zor. Ancak 2009 seçimlerinden önemli dersler aldığı kuşku götürmez bir gerçek.
Yücel Başkan omzunda taşıdığı üç yıldızla yine en güçlü aday. Ancak merkezi hükümetin aldığı bir takım kararlar işini güçleştiriyor.
Böyle zorlu bir coğrafyada Belediye Başkanlığı hakikaten ateşten gömlek giymek gibi. Ülke genelinden çok farklı bir pozisyonda olan Beykoz’un gündemi de farklı. İstanbul’un neredeyse tamamını ayrı bir kefeye koyarken, Beykoz’u koyacağınız kefe maalesef farklı.
O kefede yalnızlık var. İşsizlik var. Yoksulluk var. Barınma hakkı gibi en doğal hakkının yıllardır verilmeyişi var.
Bu durumun değişmesi için elinden geleni yapan yerel yöneticilerin aslında yapacakları şeyler de çok sınırlı. Zira Ankara’dan Beykoz sanırım filler ve çimen gibi görünüyor…
Vesselam.
