Sinan KAVRAKOĞLU
  • 01/01/1970 Son günceleme: 17/12/2010 23:11
  • 17.590

“Ben dostlarımı ne aklımla, ne kalbimle severim…

Olur ya; kalp durur…

Akıl unutur…

Ben dostlarımı ruhumla severim.

O ne durur, ne de unutur…”

Hz. Mevlana’ya ait olan bu sözlerin üzerine ne söylenebilir ki! Bir önceki sayımızda “Dostum”Mustafa Öztürk’ün en yakın dostlarını satanların feci sonlarını anlatan hikâyesinden o kadar etkilenmişim ki, klavyemin tuşları beni aynı konuya yönlendirdi.

Öztürk’ün hikâyesinde -kendisini sırtında taşıyan en yakın dostlarını satanların cennetin kapısından girdiğini sanıp nasıl cehennem çukurlarına düştüğü- anlatılıyordu.

Bu güne kadar hakkımda türlü türlü dedikodular çıkarıldı, iftiralar atıldı, hatta “dostum, ağabeyim”diye bildiğim, inandığım birçok isim bu dedikodu ve iftiraları sahiplendi, koşulsuz kabullenerek bana ve sevdiklerime, aileme ağır bedeller ödetti. Ama hamdolsun ki bu güne kadar  “dostlarını sattı”diyen asla olmadı. İnşallah da olamayacak.

“Vefa, sadece ‘has’ların vasfıdır! Nisyan yani unutmak ise ‘ham’ların… Bedene tutsak olmuş, tutku ve heveslerinin peşinden koşan hoyratların ise nasibi yoktur!”

                                                           *   *   *

Beykoz, bildiğiniz Beykoz!

Evet, değişen hiçbir şey yok.

Zeki Aksu yine aynı Zeki Aksu; yapıştı mı koltuğa bırakmaz.

Beykozspor 1908 aynı Beykozspor 1908; mehteran bölüğü gibi ama tersten; bir yukarı, iki aşağı. Herkes ciyak, ciyak! Ama bir Allah’ın kulu çıkıp, “bir kulpundan da ben tutayım” demez. Herkes en iyi yaptığı şeyi yapar; bol laf, eleştiri, iftira ve sıfır icraat.

İftira demişken Beykoz’da en iyi yapılan şeydir.

İcraat demişken; bol bol vaat edilip en az yapılan şeydir. Neyse ki Yücel Çelikbilek var da tamamı doğal SİT alanı olan bu çileli arazide vaziyeti biraz kurtarıyor. Beykoz’un birçok mahallesinde yapılan prestij çalışmalarıyla en azından Beykoz’u geleceğe hazırlıyor ama bunu anlamak istemeyenler de az değil. Yücel Çelikbilek demişken; her şeyi iyi hoş ta, insanlara biraz daha sevgiyle yaklaşsa ne yakışırdı kendisine…

Şaban Tören aynı Şaban Tören; kendisi koltuk olmuş, adına da Beykoz Vakfı diyorlar… Yine projeler üretmeye devam ediyor. Sağda solda projelerini görüyoruz ama üzerlerini iki parmak toz kaplamış. Beş yıl önce açıkladığı Beykoz’un AB’ye entegrasyonu için sunduğu iki projeye topladığı bağışların hesabını verememesi Tören’e pahalıya patlamış olacak. Ama ben inanıyorum ki o yine de yolunu bulacaktır… Sahi ne oldu o “Beykoz kart” ve “AB projesi” için toplanan paralar?

*   *   *

Beykoz’da yavaş yavaş saflar sıkılaşmaya, kulislerden mırıltılar giderek daha çok yükselmeye başladı. Yedi ay sonra genel seçimler ve ondan iki yıl sonra da mahalli genel seçimler geliyor. Tabi mahalli genel seçimler öncesi yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi çok önemli. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın köşke çıkması durumunda yerel seçimlerin de kaderi kökten değişecek.

Anlayacağınız, o tarihlerde Beykoz siyasetinde çok radikal değişiklikler olma ihtimali kuvvetle muhtemel.

Değişmesi neredeyse imkânsız gibi görünen iki şey; Şaban Tören’in Beykoz Vakfı Başkanlığı ve Zeki Aksu’nun Beykozspor Kulübü Başkanlığı’dır.

Vesselam

Yazarın Yazıları