Recep ÖNCEL
  • 10/07/2023 Son günceleme: 10/07/2023 10:07
  • 4.951

Vakıf sözcüğü; V-K-F kökünden mastar olup, sözlükte ‘durmak, alıkoymak, hapsetmek’ anlamına gelir.

Biz Sayın Ticaret Bakanımız Ömer Bolat Bey’in takdim yazdığı ‘Örnek Medeniyetimiz’ isimli kitabımızda bu konuları detaylı bir şekilde izah ettik.

Vakıf muamelesinin meşru olduğuna dair, Kur’an-ı Ker’im de, ‘sevdiğiniz şeylerden Allah için harcamadıkça iyiliğe erişemezsiniz’ ve Hz. Peygamber Efendimiz, ‘Âdemoğlu öldüğü zaman amel defteri kapanır. Üç kimse bunda müstesnadır. Devam eden sadaka (sadaka-ı cariye) meydana getirenler,  topluma yararlı bir ilim bırakanlar ve kendine hayır dua eden bir evlat bırakanlar’ Hadis-i Şerif’te geçen sadak-ı cariye vakıf müessesini kapsar.

Vakıf medeniyetimizin kökü Hz. İbrahim (as)’a dayanır. Meleklere, Allah’ı zikretmeleri karşılığında sürülerini vermiştir. Melekler, ‘ama biz meleğiz, bunları almayız’ deyince, Hz. İbrahim (as), ‘bende Allah’ın Halil’iyim, verdiğim bu sürüleri vakfediyorum’ demiştir.

Daha sonra,  Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav) Medine’de bulunan hurmalıklarını vakfetmiştir.

Selçuklu ve Osmanlı İmparatorlukları dönemleri ‘Vakıf Medeniyetimizin’ zirve yaptığı zamanlardır. Ve eşi bulunmaz, zarafet, muhabbet örnekleriyle doludur.

Cumhuriyet dönemiyle bir müddet vakıf eserleri talan edilmiş, 3500 âdeti aşan cami imaretler ve vakıf eserleri satılmıştır. Bunların bazıları meyhane  olarak kullanılmış, camilere at bağlanmış ahır ve samanlık yapılmıştır.

Zaman içinde, muhafazakâr iktidarların gelmesiyle bu işe biraz çeki düzen verilmiştir.

Günümüzde birçok vakfımız, güzel hizmetler yapmaktadırlar.

Biz geçtiğimiz günlerde Süleymaniye’de bulunan Ensar Vakfımız da bir konferans verdik. Bu vesileyle uzun zamandır gidemediğimiz Süleymaniye Camiinde namaz kıldık.

Camide namaz esnasında Sultan Süleyman’ı düşündük. O Batı’da,  Muhteşem Doğu’da ise Kanuni diye anılmıştır. 46 yıl hüküm sürmüş, algı operasyonları yapıldığı gibi haremde değil, seferde ömrü geçmiş ve sonunda sefer de vefat etmiştir. Yine, ‘kalfalık eserim’ diyerek bu muhteşem camiyi yapan Mimar Sinan’ı hatırladık.

En sonunda Mehmet Akif’in, yıkmak insana yapmak gibi kıymet mi verir? O’nu en çolpa herifler de emin ol becerir, sade sen gösteriver işte budur kubbe diye, iki ırgatla iner şimdi Süleymaniye. Ama gel kaldıralım dendi mi heyhat, o zaman, bir Süleyman lazım yeniden bir de Sinan dizelerini tekrar ettik.

Bendeniz, 21 yıl vakıf hizmetinde bulundum. Üniversite yıllarında İslam Ekonomisi, Vakıf müessesesi konularında araştırmalar yapmıştım… Daha sonra teoride, öğrendiklerimi uygulama imkânı buldum elhamdülillah.  Görevimiz esnasında kişilerle ve 28 Şubat sürecinde resmi kurumlarla birçok tecrübeler yaşadık, zorluklar gördük. Burada yönetim kurulu başkanı olduğum okulun şadırvanı var diye, açılısına bir yıl izin verilmediğini hatırlatmak isterim.

Gerçekten konuşmak kolay, yıkmak kolay ama yapmak için para verecek arkasında duracak bir Süleyman, bir de bilgisini becerisini sanatını ortaya koyacak Sinan lazım oluyor.

Hepimiz için örnek olsun, yapmak zordur!

Aşk ister, gayret ister.

Sevgi, emek ister. Fedakârlık ister.

Bunun için, ‘tasavvufta efendim himmet diyenlere evladım hizmet.’ denmiştir.

 Tarihimiz çok güzel vakıf örnekleriyle doludur.

Malum Hz. Fatih’in vakfiyesi ve Ayasofya’da bir vakıf eseridir ve tapusu Fatih Sultan Mehmet’e aittir.

İstanbul’da hepimizin kullandığı Galata Köprüsü de, Bezmi Âlem Valide Sultan tarafından yapılmış ve vakfedilmiştir.

Günümüzde, vakıflarımız çok önemli hizmetler yapmaktadırlar. Fakir guraba yardımları, öğrenci bursları, aşevleri ve kültürel faaliyetlerle memlekete faydalı olmaktadırlar.

Özellikle son deprem felaketinde (malum Türkiye Dünyada sayılı depremlerden birini yaşadı) devletimizin kurumları, Afad, Kızılay, Asker, Polis vb. birlikte Vakıflarımız, deprem bölgesinde çok iyi işler yaptılar.

Ensar Vakfında ki sohbetimizde,  Hüseyin Kader, Vasfi Kösebey, Ali Gürbüz beyler bize yakın alaka gösterdiler. Kendilerine teşekkür ediyoruz.

 Genel müdür Hüseyin beyin, deprem bölgesinden dönüşte yazdığı şu yazı dikkatimizi çektiği için,   sizlerle paylaşıyoruz;

“6 Şubat 2023 sabah saat 04.17 de, Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7,7 ve aynı gün saat 13.24 de Elbistan Merkezli 7,6 büyüklüğünde iki büyük deprem 11 ilimizde yaşandı. Milletçe hepimizin yürekleri yandı.

Asrın felaketi olarak yaşadığımız depremde,  depremzedelerin yanında durmaya gayret ettik.

Devletimiz tüm kurumlarıyla, milletimize hizmet etmek için canhıraş şekilde çalıştığını gördüm.

Vakıf, dernek, sendika, STK, birlik,  belediye, oda, cemaat, tarikat, cemiyet, sivil üstünlük, onlarca gönüllü gurupların hayırda birbiriyle yarıştıklarını gördüm.

Bir anda bütün varlığı kaybedenleri, sevdiklerini toprağa veren metanetli gönülleri gördüm.

Elinden bir tas çorba, verdiğine şükür diyen hamd eden inançlı insanlar gördüm.

‘Hikmetinden sual olunmaz bunda da bir hayır vardır’ diyen teslimiyet sahibi müminler gördüm.

Sofraya oturmanın, birlikte paylaşmanın,  sevgiyle muhabbetle kucaklaşmanın, mütebessim bir yüzün, güzel bakan bir gözün, söylenen bir sözün, hatıraları biriktirmenin, iyilik yapmanın, önemli paha biçilmez bir erdem olduğunu gördüm’’.

Hülasa; Vakıflarımız dün olduğu gibi bu günde fevkalade güzel hizmetler üreten kurumlarımızdır.

Ve Medeniyetimizin önemli müesseseleridir.

İslam‘ın sosyal güvenlik kurumları vakıflardır desek abartmış olmayız.

Vakıflar, Sivil Toplum Kuruluşu olarak ta demokratik açılımlar için,  önemli kuruşlardır.

Çok şükür, Ülkemizde seçimler yapıldı. Sayın Recep Tayyip Erdoğan Başkanlığında bir Hükümet kuruldu.

Pandemi, deprem, konjoktürden kaynaklanan ekonomik problemler,  dünyadaki savaşlar, terör, dış politika vb. problemleri çözmeye çalışıyorlar. Başarıları için dua ediyoruz.

Ancak, Vakıflarımızın yeniden eski hüviyetlerine kavuşturulmasının, talan edilen vakıf mallarının (Ayasofya örneğinde olduğu gibi) vakfiyedeki şekline uygun kullanılmasının önemli olduğunu düşünüyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği şekliyle, ‘Kökü Mazide Olan Ati’ noktasından hareketle, ‘Türkiye Yüzyılı Perspektifiyle, Vakıflar Bakanlığı’ kurulmasının, bu kurumların kabinede temsil edilmesinin daha faydalı olacağını mülahaza ediyoruz.

Ve Cenab-ı Hak Vakıflarımıza sabah-ı haşre kadar ömür ihsan etsin diye niyaz ediyoruz.                     

Yazarın Yazıları