Kurban, Allah’ın emrine bağlanmaktır. Kurban, fedakârlık ifadesidir. Kurban ile mazlumların yanında olup mal ve can ile Allah’a yaklaşmaya çalışılır.
Ayet-i Kerime buyurulur; ‘’Onların(kurbanlıkların) ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır; fakat O’na sadece sizin takvanız ulaşır. Sizi hidayete erdirdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız diye O, bu hayvanları sizin istifadenize verdi. (Resulüm ) Güzel davrananları müjdele!’’ (el Hac,37)
Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlıkları, belirlenen günlerde kesecekleri zaman üzerlerine Allah’ın adını alsınlar. Artık onlardan, siz de yiyin yoksula yedirin. (Buhari Edep 62)
Sevgili Peygamberimiz Kurban Bayramı günü Hz. Fatıma (ranha)’ya; Ey Fatıma! Kalk, kurbanın yanında bulun, şunu iyi bil ki; onun kanından yere ilk düşen damla ile işlemiş olduğun günahların tümü affedilir.’ buyurmuşlardır.
Gerçekten Kurban çok özel bir ibadettir.
Hz. İbrahim (as)’ın teslimiyeti, Hz. İsmail (as)’ın itaatini, bıçağın Hz. İsmail’i kesmeyişi ama taşı parçalaması, Cenabı Hakk’ın bu ihlas ve samimiyet karşısında, Cebrail (as) vasıtasıyla ‘Kurban etmek için Koç göndermesini’ anlamaya çalışmak lazımdır.
Kurban ibadeti, kulluk boyutunun ötesinde sosyal ve ekonomik özelikler taşır. Fakirlere bu vesile ile ‘et yardımı’ yapılır. Onların gönlü alınır. İnsanlar arasında, sevgi ve muhabbet artırılmış olunur.
Kurban Bayramında, Arife günü sabah namazından itibaren bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar, teşrik tekbiri getirilir. Arife günü oruç tutmak ise çok sevaptır.
Kurban keserken, hayvana çok edepli ve nezaketli davranmak, gözünü kapatmak, canını acıtmadan keskin bıçakla kesmek, temizlik hijyene dikkat etmek gerekir.
İslam’a ve bu Milletin değerlerine düşman olanlar, her yıl kurban aleyhine söz söyler ve davranışlarda bulunurlar. Kimse onlara, sizin Etiler de lokantalarda yediğiniz etler, ağaçta mı yetişiyor? Diye sormaz. Onlar da terbiyesizliklerine devam ederler. Ama yılbaşında hindi eti kesmeyi ihmal etmezler.
Kurban eti üçe ayrılır. Üçte birini fakirlere vermek, üçte birini akrabalarla ve üçte birini ev halkı ile yemek makbuldür. Kurban eti yerken ölçüyü kaçırmamak, fazla yiyip hasta olmamak lazımdır. Ama, fakire verilen etin sevabının, Arş-ı Alaya yükseleceğini gözden kaçırmamalıdır.
Son yıllarda Vakıflarımız hem Türkiye sınırları, hem de farklı coğrafyalarda Afrika’da Avrupa’da Balkanlar’da kurban kesip, etlerini ihtiyaç sahiplerine vererek sevgi köprüsü oluşturmaktadırlar.
Bu alanda, göz yaşartan çok güzel tablolara rastlanmaktadır. Yılda bir kez et yiyebilen insanlar, mutlu edilmekte ve muhabbetler artırılmaktadır.
Zilhicce ayında Hac yapılır. Bu ay da yapılacak salih ameller Allah katında çok kıymetlidir.
Birileri cahilce ‘Kurban bu yıl Hac mevsimine denk geldi’ deseler de, Kurban ve Hac her yıl birlikte olur.
Hac Kıyametin ve mahşer gününün provasıdır.
Arafat ta bir araya gelmek, Yüce Rabbimize ‘Lebbeyk Allahümme lebbeyk’ diyerek, davetine icabet ettiğimizi ifade etmek çok anlamlıdır.
Kâbe’yi tavaf etmek, Haceril Esvedi selamlamak çok güzeldir.
Ravza’da Sevgili Peygamberimizi ziyaret etmek, Cennet Bahçesinde namaz kılmak çok özeldir.
Bunlar ve bu duygular ancak yaşanır, anlatılamaz!
Hz. Mevlana; Mesnevide; Namaza başlarken Allahü ekber demek, Allah’ım biz senin huzurunda kurban olduk, kurban keserken Allahü ekber demek nefsi öldürmek anlamına gelir’ diyor.
Kurban Bayramı vesilesi ile küslük ve kırgınlıklar ortadan kaldırılmalıdır. Müslümanlara küs olmak yakışmaz. Kucaklaşmak yakışır.
Bayramda vefat edenlerin mezar ziyaretleri yapılmalı, Fatihalar, Yasinler, Hatimler okunmalıdır.
Sağ olanlar, Ana, Baba, Kardeş, Akraba, Hoca, Eş dost, Arkadaş ziyaretleri yapılmalı, özellikle mazlum ve gönlü kırık olanların, yetimlerin öksüzlerin gönlü alınmalıdır.
Kısaca; Kurban Bayramı, Kurban Olmak hassasiyeti ile idrak edilmelidir.
Bu duygularla, Ümmet-i Muhammed’in Bayramını tebrik ediyoruz.
Kurban Bayramınız Mübarek Olsun!
Not: Ankara’nın güzel insanı Abdülbaki Oral Ağabey vefat etmiştir. Allah rahmet eylesin mekânı cennet olsun. Çok hukukumuz vardı. Allah ve Resulullah yolunda hizmetle geçen bir ömür sürdü.
