Beykoz'da yeni dönem toplumcu belediyecilik başladı. Yeni yönetim tüm eksikliklerin giderilmesi için mahalle mahalle halkın ayağına gidiyor, sorunlar tek tek dinlenerek çözümleme faaliyetlerine başlamaları takdire şayandır.
Toplumcu belediyecilik oluşumundan şunu anlıyoruz ki, artık kibir belediyeciliği Beykoz’da sona erdi.
Alışagelmiş bir durum değildi bu daha öncelerinde. Tabi ki hakkını yememek lazım iki dönem önceki Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek halk toplantıları yapıyordu hakkını teslim edelim. Fakat yerinde değil, Belediye binasında birkaç saatliğine haftada bir defa halkın sorunlarını dinliyordu. Bir sonra ki Belediye Başkanı Murat Aydın bırakın dinlemeyi, zaman zaman tesadüfen de olsa karşılaştığında verilen fikirlere bile saygı duymamakla birlikte sadece tebessüm edip geçiyordu. Bazı anlarda ise olmaz yaptırmam gibi cümleleri de duymuyor değildik.
Hele hele yüz yılın Beykoz Spor kupası anıtını inadına Riva Meydanında mevcut Atatürk anıtını kaldırarak herkesin tepkisine rağmen dikmesi ayrı bir ironi.
Ben yaptım oldu.
Bunun adına kibir mi benlik mi ne desek bilmiyorum ama maalesef öyle.
Daha önce özellikle pandemi dönemi yazı yazmıştım. Riva'nın Meydanında yıkılan çeşmenin yerine mevcut olan tarihi çeşmesi yapılsın kitabesi üzerine yerleştirilsin diye. Maalesef kitabesini bile işin ehline, uzmanına değil taşeron müteahhitlere orijinal olmayan mevcut yerinden sökmeye kalktılar. Anıtlar kurulunun 1976'da almış olduğu tescil kararına takıldılar.
Kupa Beykoz Meydanına yakışır, Riva'ya 230 yıllık kitabeli çeşmesini yerleştirin diye yazmamıza, söylememize rağmen inadına yapmadı. Eski mevcut Atatürk büstünü de kaldırdılar. Unutmadan şu konuyu dile getirmekte fayda var. Riva Meydanında diktiği anıt üzerinde Gazi Atatürk'e benzeyen bir suret olmadığı için, milli bayramlarda okul korteji saygı töreni için toplamadan önce Atatürk portresi koymak zorunda kalıyorlar.
Tarihimize ve İstiklal ruhuna saygımız bu kadarmış onu da anladık.
Beykozlular da hayatı Belediye Başkanlığı ile geçen Murat Aydın'ı tarih yaptı!
Yeni dönem, yeni başkan.
Başlangıcı harikulade, sorunları dinleyip yerinde çözüm üretme politikası gayet halka pozitif enerji veriyor.
Tabi ki Beykozlularında beklentisi büyük Mimar Alaattin Köseler'den.
Büyük olmasına büyük ama Belediyelere ait alanlar dışında Beykoz'da kurumlar arası kopukluk var. Vakıflar, Boğaziçi ön görünüm, Orman, Milli Emlak, sit alanları gibi.
Büyükşehir ve Beykoz aynı çatı altında fakat diğer kurumlar merkezi otoritenin sorumluluğunda. Umarım bir konsensus sağlanır da bunların da üstesinden gelirler.
Mülkiyet sorunu zirvede umarım bunu bu süreçte aşarlar.
Yurt sorunu ciddi bir sorun sakın hükümetin sorunu deyip kulak arkası yapmayın halkın mağduriyeti hat safhada.
Yeni evlenen çiftler ev bulamadığı ve kira maliyetleri yüksek olduğundan Beykoz'u terk ediyor. Beykozlu Beykoz’da kalamıyor bu tez de çürüyor. Beklentiler yüksek çözüm Sayın Köseler'den.
İşsizlik ayrı bir sorun.
Camcılık her belediye başkanının ve kaymakamın geldiğinde ele aldığı konu olsa da kulak arkası yapılan bir argüman olmuştur.
Camcılıkta yağ var, un var, şeker var hatta helva da var.
Fakaaat sahip çıkacak güçlü bir irade yok.
Dericilik var ona paralel dericiliğe sahip çıkan irade yok.
Tarla var, gübre var, inek var, sebze meyve de var sahip çıkacak irade yok.
Asya’yı Avrupa’ya bağlayan iki köprü var şehirlerarası otobüs terminallerine Ataşehir'e, Dudullu'ya ve Harem’e giden Beykozlular var.
İstihdam sorunu için cep otogarları ve antrepo yapıp işsizliğe katkı sağlayan irade yok.
On seneden beri söz verilen, her seçimde vaat edilen ancak yapımı gerçekleşmeyen hastanemiz yok. Beykoz Devlet Hastanesini saymıyorum orası büyük sağlık ocağı.
İki tarafında deniz var gençlere eğlence yeri yok.
Riva'da plajlar var çadır kurulacak kamp yok, konaklama alanı yok.
Deniz sezonu var oda günübirlik, akşam olunca in cin top oynuyor.
İstanbul'un en büyük deresi var içinden lağım akıyor.
Ayrıca en önemli bir konu Beykoz'a AMETEM şart.
Yerinde çözüm yerinde hizmet başarılı.
Fakaat çözüm odaklı olmalı halkın sorunlarına eğilip sorunları sözde değil, özde çözerek gönlüne nakşetmeli.
Sağlıcakla Kalın
