Süleyman ÇALIK
  • 20/02/2023 Son günceleme: 20/02/2023 11:51
  • 5.365

Ülkemizin 11 şehrini etkileyen deprem meydana geldi, Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet yaralılarımıza acil şifalar dilerim.

Keşke olmasaydı diye düşünüyorum. Fakat ülkemiz, 21. yy. da, 100. Yıl Türkiye’sinde  depremle yaşamayı idrak edemedi veya ciddiye alınmadı.

Öncelikle şunu aktarmak istiyorum; maalesef kamu baskısı, yani toplum, bizler,  günübirlik veya geçici olarak taleplerini yerine getirdiğimizi  zannettiğimiz  anda,  inşa ettiğimiz binaların depremle  yerle yeksan olmasıyla bilim gerçeğini ve bilim adamlarının ikazlarını bir kez daha anladığımızı pek zannetmiyorum.

Çok üzgünüm ve çok üzülüyorum acı bir gerçektir.

Asıl konumuza girecek olursak.  

Devlet büyüklerimiz arama kurtarma faaliyetleri biter bitmez en fazla 1 yıl içinde on şehrimizi yeniden  inşa edeceği sözünü verdi.

Tarımdan başlayalım;

Tütün üretimi  dünya’da,  Türkiye’nin üretimi 0.14 milyon ton, Adıyaman  ve Malatya’da tütün üretimi Türkiye’nin  6.07 tonunu üretiyor. Pamuk üretimi dünya ihtiyacının  954 milyon metrik tonu  Adana Çukurova’da  yetişmektedir.

Türkiye’de yer fıstığının % 34’ü, portakalın % 29’u Adana’da yetişmektedir. Sanayi saymakla bitmez. Hatay İskenderun limanı dersek ekonomik ve istihdam oranını yazmakla bitmez.   

Çünkü depremin vurduğu 11 şehrin tarım, hayvancılık ve sanayi üretimin ihracatı buradan sağlanmaktadır.

Esas olan bir gerçek, yeniden yapılaşmanın tarım, hayvancılık ve sanayiyi yeniden canlandıracak şekilde planlanması, yerli halkın psikolojik sorunlarını kökten çözüp, demografik yapısını bozmadan eski  halinden daha iyi inşa edilmesi gerekmektedir.

Aksi taktirde ülkenin gıda ve istihdam sorunu, ekonomik olarak ağır bedeller ödemesi kaçınılmazdır.

Daha şimdiden hayvansal gıdaya zam geldi.

Önümüzdeki aylarda tarıma da destek verilmez ise tarım krizi kaçınılmaz olacaktır. Sonuç olarak da, deprem öldürmez bina öldürür, tarım alanına, nehir kenarına, gölet arazilerine ve alüvyon zemine şehirleşme yapılmaz.   

Bilimle yaşamayı, tabiatla dost olmayı artık öğrenme vakti geldi.  

Artık nehir ve gölet alanlarını doldurmayalım.  

İnsanın en büyük düşmanı kendisidir.   

Sağlıcakla kalın.

Yazarın Yazıları