Çetin ÜNLÜ
  • 01/01/1970 Son günceleme: 13/10/2013 00:11
  • 13.462

Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı Demokratikleşme Paketi’ni memnuniyetle karşılayanlar gibi memnuniyetsizlik gösterenler de oldu elbette. Yeterli mi? Kişisel bakış açısına göre değişir tabi.

Ben de yeterli bulmasam da önemli bir adım olarak değerlendiriyorum. Paketin içindeki bazı maddeler benimde içime sinmedi, açıkça söylemek gerekirse… Fakat en azından gelinen nokta ile geçmiş arasındaki farkı da görebilmek lazım. Yeterli bulmamak, hiç beğenmemek gibi de algılanmamalı.

MHP, bu paketin PKK-BDP’ye hizmet ettiğini düşünüyor, BDP ise hiç beğenmediklerini, hatta paketi hiç tanımadıklarını vurguluyor. Onların beğenmemesindeki sebep paketin neler kazandırdığı veya nasıl bir olumlu etki yaratacağı değil, inandıkları ve olmasını istedikleri gelişmelerin tümüyle avuca bırakılmamasıdır aslında.

İsteyen ve arzu edenlere; misafir örneği gibi, umduğunuz değil bulduğunuz! Bir dahaki pakette buluşmak üzere…

Lakin demokratikleşmenin en önemli adımlarından biri olarak değerlendirdiğim bu paketin, gelecekte daha cesur ve istikrarlı şekilde devam edeceği inancımı da paylaşmak isterim.

Ve gelelim, AB Bakanı Sayın Egemen Bağış’ın deyimiyle, “ana muhalefet müdürü” Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaklaşımlarına…

Kemal Bey, paketin açıklandığı günün ertesinde (salı günü) bir açıklama yaptı ve gelenekselleştirdiği “Hükümeti ve Başbakan’ı eleştirme kültürüne” yeni envanterler kazandırdı(!)

Sıraladığı bazı hususlara karşılık kendi değerlendirmemi paylaşacak olursam;

Kemal Bey, “Uluslararası gazeteciler ve uluslararası basın kuruluşlarına göre Türkiye açık bir hapishane” diyor.

Bugüne kadar darbe yapanların maşası olan kimi gazetecilerin hapishanede olması neden şaşırtıyor ki sizleri? Tutuklu oldukları için darbe yapacak zemini oluşturan kimselerin kalmamasından mı yakınıyorsunuz acep? Yoksa sizi hükümete karşı güçlü gösterecek kişilerden yoksun oluşunun sancısı mı var?

Kemal Bey diyor ki, “2002 yılı öncesinde tutuklu milletvekili yoktu, bugün milletvekilleri ve yüzlerce yönetici hapiste.” Bende bir vatandaş Çetin olarak soruyorum:

Peki neden? Durduk yere mi konuldular hapse? Bu millete en büyük acıları yaşatan darbecilerin yargılanması ve bunlar arasında yine partinizce el üstünde tutulup milletvekili yapılmak suretiyle kurtarılmak istenen kişilerin halen size hizmet edecek özgürlükte olmamasımı sizleri üzüyor?

Kemal Bey devamında da ekliyor; “2002 yılı öncesinde 59 bin tutuklu varken bugün 135 bin dolayında insan hapiste.”

2002 öncesine kadar tutuklu bulunanların çoğunluğu irtica gerekçesi ile hapse mahkûm edilendindarlardı. Hepse atılamayıp işsiz bırakılanlar, TSK’dan namaz kılıyor diye uzaklaştırılanlar, daha da sayabilirim. Bugün ise tutuklu bulunanların çoğunluğunu darbe teşebbüsündebulunanlar ile hükümeti devirmeye yönelik siyasi ve provokatif hamlelerde aktif rol alanlardır. Ne demek oluyor bu? Bu ülkede dinini, milletini ve bayrağını sevdiği için irticacı gösterilenlerin sayısı, ülkenin bölüneceği yaygarasını yayıp bundan nemalanan, darbe yapmateşebbüsünde bulunanlardan sayı olarak daha azmış!

Sormak lazım Kemal Bey’e;

Bu ülkede darbeleri gerçekleştirenler, Adnan Menderes’leri idam eden, Erbakanları tehditle,28 Şubat Sürecini hayata geçirenler hangi parti etrafından konuşlanıyordu?

Ulu önderimiz; Mustafa Kemal Atatürk’ün arkasına sığınıp, bunun üzerinden kendine yer yapan, yıllarca bu milletin kanını emerek hayatını sürdürenler hangi zihniyetti?

Yıllardır dindar insanlarımıza karşı, ‘irtica hortladı’ diyerek yapmadık zulüm bırakmayan, 28 Şubat ta tanklarımızı Sincan da kendi halkına karşı yürüten zihniyet, Bunların yanı sıra bankaları bir gecede hortumlayanlar hangi partinin aynasına bakanlardı?

Başı kapalı olan analarımızı ve bacılarımızı bu ülke için tehdit gören, “başlarını açmaları halinde zararsız ve ülkeye faydalı” olacaklarını düşünen cılız bir zihniyetin savunucusu kimlerdir?

Çok iyi hatırlıyorum; Laikliği bir din gibi dayatıp, emirlerini yerine getirip yoldan çıkanlarıödüllendirerek özendirme politikalarını uygulayan, emirlere itaat etmeyenleri de bir tehditunsuru gösteren ve ‘gereğini yapın’ diyen, hangi zihniyetin aktörleriydi?

Hey gidi Kemal Bey!

Bu ülke vatandaşına yapılan çirkinlikler o kadar fazla ki, bu beyaz sayfayı daha fazla kirletmek istemiyorum! Fakat şunu iyi bilin ki, dünya dönüyor, devran değişiyor! Bileğini bükemediğiniz bir iktidar, onun da arkasında size göre azınlık olan dindarlar var! Dün acıya dayanamayıp gözyaşı dökenler, inanıyorum ki bugün sizin halinize de o merhametli yürekleriyle üzülüyorlardır!

Son olarak size, “varlığınız AK Parti’nin varlığına armağan olsun” diyorum. İyi ki varsınız:)

 

Yazarın Yazıları