Yaklaşık yirmi yıldır makaleler yazan, amatörce gazetecilik yapan, yazı dizileri, seçim analizleri, mahalle ve köylere özel belgesel haberler; sokak röportajları ve kanaat önderleriyle özel yazı-haber dizileri yapan bir kardeşiniz olarak, Beykoz’un sosyolojik yapısını, siyasal eğilimlerini ve hassasiyetlerini yeterince bildiğimi düşünüyorum.
Son günlerde çok ciddi bir şekilde ortalıkta dolaşan, Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın’ın üç dönem kuralı nedeniyle Beykoz’a kaydırılacağı haberleri beni bu makaleyi kaleme almaya itti.
Murat beyi şahsen tanımam, lakin Zeytinburnu’nda çok güzel çalışmalara imza attığını öğrendik. Tayyip Bey’in böyle bir tasarrufta bulunmasının sebebi de buymuş zaten. Beykoz’u vizyon sahibi ve tecrübeli bir Belediye Başkanı’yla 2023’e taşımak. Bunu başarabilir mi? Evet başarabilir. SİT kaldırılırsa, Boğaziçi Yasası en azından yumuşatılırsa, Anıtlar vs kaldırılırsa bunu başarabilir. Aslında bu dediğim garabetler on beş sene önce kaldırılsaydı Beykoz 2023 hedeflerine çoktan ulaşırdı! Demem o ki; bu garabet yasalar durduğu sürece değil Murat Aydın, Binali Yıldırım’ı Beykoz Belediye Başkanı yapsanız bir on beş sene daha geçse de değişen hiçbir şey olmaz Beykoz’da! Beykoz’un sorunu Başkanlar değil, yasalar! Dolayısıyla, Beykoz’u İstanbul’un başka ilçeleriyle karıştırmamak lazım.
Hani biz hep insanlardan; “Hükümet bizde, İBB bizde, Beykoz’u da bize verin görün bakın nasıl uçuruyoruz Beykoz’u” diye oy istedik ya. İşte biz AK Parti Beykoz olarak ne hükümetten ve ne de İBB’den ihtiyacımız olan bu desteği gerçek manada alamadık. 250 bin nüfusu bürokratik oligarşi ve gündem yoğunluğuna kurban ettik. Sonuçta, geçen on beş senede Beykoz’da 2-B dışında pek bir değişiklik olmadı maalesef. On beş senenin muhasebesini inşallah ilerleyen yazılarda yapacağız, şimdilik geçelim…
Beykoz için yıllar önce şöyle bir analiz yapmıştım; “Küçüksu Deresi’ne atacağınız taşın sıçrattığı çamurlu su Riva’ya düşer” diye.
Dolayısıyla böyle kapalı, sosyal dayanışma ve dernekçilikle iç içe girmiş, harmanlanmış; mahalle aralarında halen nişan ve düğün eğlenceleri yapan toplumlarda Belediye Başkanı’nın kim olduğu çok önemlidir. Eğer dışarıdan birini dayatırsanız bu tutmaz. Beykozlu bu duruma “ithal aday” adını takmıştır. Zira geçmişte de bunu çok deneyenler olmuş ve sonu hüsranla bitmiştir.
Az önce dedim ya, “sosyal dayanışma ve dernekçilikle iç içe girmiş” diye… Bir de özellikle Paşabahçe, Beykoz, Yalıköy, Ortaçeşme ve Çamlıbahçe’de oturan; “ben üç kuşaktır, 150 yıldır Beykoz’da yaşıyorum. Beykozlu olmayan hiçbir adaya babamın oğlu olsa oy vermem!” diyen bir kesim var Beykoz’da.
Evet, bunlar var ve siz bunlara rağmen Beykoz’da seçim kazanmak istiyorsanız inanın durumunuz çok zor.
En büyük rakibiniz CHP. Aday adayları Beykozlu. Muhtemelen tahmin ettiğim isim aday yapılacak. Eğer bu gerçekleşirse Beykoz’u altın tepside CHP’ye teslim ettiniz demektir.
Beykoz’un oy deposu olan mahalleleri; Çavuşbaşı (2014 seçmen sayısı: 14 867),
Merkez-Yalıköy: 8705, Tokatköy: 10 696, Yenimahalle: 13 966, Çubuklu: 15 987, İncirköy: 14 146, Gümüşsuyu: 11 447. Bu mahallelerdeki toplam seçmen sayısı 89 814 kişi. Yani 178 998 olan toplam seçmen sayısının yaklaşık yarısı.
Beykoz’un oy deposu olan bu mahalleler aynı zamanda dışarıdan dayatılacak bir adaya (hangi parti olursa olsun) sıcak bakmayacak mahalleler.Tek başına Çavuşbaşı bile seçim kaybettirmek için yeterli bir potansiyele sahipken, bu mahallelerde yaşanacak % 15’lik bir kayıp Beykoz’da onarılması imkansız sonuçlara yol açar.
MHP ile yapılan ittifakın Beykoz’da çok fazla bir karşılık bulmadığını geçtiğimiz seçimlerde gördük. Kaldı ki son ana kadar aday çıkartma beklentisinde olan Beykoz MHP’nin son görüşmelerle artık aday çıkartmayacak olması beklenen desteğin daha da aşağıya inmesine yol açacaktır. Bu yorumları akşama kadar onlarca kişiden dinliyor ve izliyorum. Sokağın nabzı hiç de yukarıdan gürdüğünüz gibi değil.
Ha unutmadan… Murat Beyin Giresun kökenli olması belki sizin için avantaj gibi görünüyor olabilir (Ali Bilir bile topa girdiğine göre), ama inanın Beykoz’da bunu avantaj olarak görmek de büyük hata…
Sizler her zaman olduğu gibi yine bildiğinizi yaparsınız, lakin biz uyarı vazifemizi yapalım ve bu değersiz yazıyı da şuracığa not edelim…
Allah ömür verirse, 1 Nisan 2019 sabahı bu yazıyı tekrar okumak zorunda kalmayız inşallah.
Vesselam…