Çetin ÜNLÜ
  • 01/01/1970 Son günceleme: 04/03/2014 23:11
  • 7.784

Bazı insanlar doğarken ölür, bazıları ömrü kadar yaşar.

Ben buradan ömrü kadar yaşayanlardan, bu topluma hiçbir getirisi olmayan, yalnızca bu dünyaya ağırlık verenlerden bahsedeceğim. 

Adam diye bildiğim, tanıdığım Beykoz’da siyaset yapan birisine sordum. Parti değiştirme sezonu açıldı, sende  partini değiştirdin,  bu durumda neyi amaçlıyorsun?

Zatın verdiği  cevap; Vatan için, millet için, tabi iki’de Beykoz’a, Beykoz halkına hizmet için. Bende yedim. 

Taş yerinde ağardır efendi hatırlatayım… Çizginden saptığın takdirde bu Beykoz halkı seni yere göğe çıkarmaz, bilakis itibarsızlaştırır, buda böyle biline… 

Yaşlı insanlarımızın, atalarımızın sözündendir.

Birini tanımak istiyorsan; yolculuk yap, alışverişte bulun ya da onu bir makama, mevkie getir.

Şahsımca, bu sözün içinde “Birlikte siyasete atıl…” maddesi de olmalıydı.

Lakin siyasetin, insan tanıma sanatında çok etkili bir seçenek olduğunu nereden bileceklerdi?

Seçim takvimi devam ederken, yerel meclis üyesi listelerindeki sıralama çalışmaları sürerken bu işe aday olanların ya da aday olanlara taraftarlık yapanların konuşmalarına ve davranışlarına dikkat ettiğinizde değişik insan tiplerini tanımaya başlarsınız.

Kerameti kendinde görenler, arkasında kalabalık bir kitle olduğunu iddia edenler, siyaseti en iyi şekilde kendisinin yapacağını zikredenler, aday olduğu siyasi partinin en kaliteli isminin şahsından ibaret olduğunu söyleyenler.

Bana göre en manidarı ve önemli olanıda, iş hayatında başarılı olup iyi mevkilere yükselmek adına yerel meclis sıralarından bir koltuk kapmanın şart olduğuna inananlar.

Bu minval üzerine uzağa da gitmeye hacet yok, zira bu zihniyet fukaraları, Beykoz’dayaşayan arkadaş, dost ve tanıdıklarımızdır.

Yapılan liste sıralamalarında yer alamayan isimler yerel gazetelere ve gazetemize gelip haksızlığa uğradıklarını beyan edip akabinde de parti ilçe merkezlerinde feryat figan ediyorlar.

Peki, haklı yere mi serzenişlerde bulunuyorlar.

Beykoz’da yaşayan bir birey olarak, cevabım;

Adam mektepli değil. Mektepli olmadığını da yadırgamıyoruz. İşin kötüsü alaylı da değil. LakinBeykoz’daki bütün mektepli ve alaylıları yönetmeye talip oluyor.

Tahsil yok, mesleki kariyer sahibi değil, kamuoyunda sergilediği ve beğeni toplayacağı bir çalışma yapmamış.

Ne denir böylelerine?

“Cahil, cesur olur.”Vesselam

Feryat figan edip serzenişler de bulunanlara da; parti binalarında yapılan hesaplar Ankara’ya uymadıkazdığınız kuyuya düştünüz demekle yetiniyorum.

Sonuç olarak, bir siyasi seçmene karşı nasıl olmalı, nasıl bir duruş sergilemeli;

Siyaset yapanlar koltuğa hevesli olmasın, hizmete talip olsunlar, dolayısıyla partilerinin düşünce ve ideallerini korusunlar.

Herkes, siyaset yaptığı yerde dik ve sağlam dursun ki; sapla saman bir birine karışmasın.

Beni aday yapmadın. O halde, ben de sana gösteririm dercesine aba altından sopa gösteren siyasetçilerin, hangi ruh hali içinde olduğunu söylemeye gerek bile duymuyorum.

Siyasetin aktif çalışmaları içinde olmadan da bir siyasi duruş sergileneceğini her vatandaşımız bilir.

Siyaset anlamında en hoşuma gideni; Seçilmeyi hak ettiği halde seçilemeyip de…“Allah nasip etmedi, bunda da bir hayır vardır.”diyen olgun ve vakur insanlardır.

Bu bağlamda; mesele seçim kazanmak değildir. “Toplumun hafızasında, gözünde, derece olarak nerede olduğudur.”Dolayısıyla bir siyasetçinin kazanımı, seçmeninin gözündeki duruş biçimidir.

Yazarın Yazıları