Uzun bir aradan sonra yazmaya başlamak... Hani elini kolunu nereye koyacağını bilemez insan biraz öyle... El yordamıyla kelime bulmaya çalışıyorum.
Elvedası olmayan bir ayrılığın öyle uzun bir merhabası da olsun istemiyorum. Ne der Mevlana“Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendisi gibi bilir”. Biraz öyle. Bu satırlara aşina olan her cana gönülden selam ve muhabbetler.
Yeni tanıştıklarıma ise ne diyebilirim. Öyle büyük iddiaları olan biri hiç ol(a)madım. Bilgilendirmeyi, aydınlatmayı (ki dayatma deyiverin siz) şiar edinmiş köşeli yazılar beklemeyin. Annem “Bildiğin yanıldığına yetmiyor” der. Doğrudur. Sokrates “insanlık bildiğini sanıyor” der. Eh annemde yaklaşmış filozofa. Hasılı benim için Dost Beykoz’da yazmak bir halleşme. İnsanın söyleyebildikleri kadar söyleyemedikleri de acıtıyor çoğu zaman. İşte inşallah takatim oldukça o acıtan kısımları konuşacağız hayata dair... Ve yüzümüzü güldüren ne varsa...
“Yazdıklarım ( konuştuklarım) beni bağlar” söylemi salgın halinde kullanılıyor galiba. Zira her yerde olmadık ağızlardan dökülüveriyor. Bu tavra kafayı takmış durumdayım nicedir. İnsan, sadece kendinin bile bileceği bir iş yapıyorsa eyvallah “kendini bağlar” lakin evinizdeki aile içi bir konuşmanız bile eşinizi, çocuğunuzu hasıl ailenizi bağlar. Hal böyleyken nasıl sosyal medyada, Tv’de ya da köşelerinden (yazı) bu lafı söyleyebilir kişi.
Yolda gördüğünüz birine sadece tebessüm etseniz belki de o kişinin gününü güzel geçirmesine sebep olma ihtimaliniz var iken, kişinin ortaya söylediği hangi laf ortada kalır düşünmek gerekir. Görünüşte masum gibi görünen ama aslında sorumluluktan kaçmanın bir diğer şeklidir bu. Ölçünün rafa kaldırılışının bildirgesi.
Söylenen, yapılan, edilen her şey evet yapana aittir. Eyvallah ama duruma maruz kalmış herkesi etkiler yani “bağlar”.
Yerin altındaki ufak bir hareket gider, bilmem nerede depreme sebep olur mesela. Yağmur yağar kendi halinde ama ya sel olur ya bereket. İnsan konuşur ya yüreklere girer ya da çıkar.
Allah Resulü, “Sözlerde büyü etkisi vardır” der. Hal böyleyken yapıp ettiklerimiz, söylediklerimiz hatta söylemediklerimiz ki işin o tarafı ayrı bir konu nasıl sadece bizi bağlar. Mesela bir adam önünü görmüyor, tehlikeye doğru gidiyor ama siz gördünüz. Adamı tutmadınız, uyarmadınız. Adam öldü. Şimdi bu ölümde sorumluluğum yok mu diyeceksiniz?
Konuya biraz çapraz baktığımın farkındayım. Ama kimse bu kadar rahat söylememeli bu lakırdıyı. Zira her yapıp ettiğimiz kendimizi ve çevremizdekileri bağlar ha “çevremdekiler beni bağlamaz” diyorsanız ala... Söz bitmiştir.
“Merhaba” Farsça kökenli bir kelime olup anlamı “Benden size zarar gelmez” demektir. Bu bağlamda kocaman bir merhaba...
“...Yaşamak
Bizim için dokunaklı bir şarkı değil ki.
Bu yürek gökle barışık yaşamaya alışmış bir kere...”
İsmet Özel
