Özge ŞİMŞEK
  • 08/04/2016 Son günceleme: 08/04/2016 08:59
  • 6.091

Bazen desem değil, arada bir desem hiç değil, oysa hep sürekli bir düşünme halinde ya insan... Bir bakıyorum avuçlarım, bir bakıyorum İstanbul Boğaz'ı, bir yanda canlı tvde canlı patlama, öte yanda tepe bayır herkes aynı duayı sayıklamakta. Kim vurdu kim etti derken, gözler aynı dertlere açılıp kapanırken, körebe oynayan insan delirmeden dururken, döner mi yine dünya kendi etrafında ey Fatiha!

Belki de yeni şeyler lazımdır. Kalpleri, gelecek olan misafire açtığımız sofra gibi açmak, bahar temizliği gibi içlerimizi temizlemek, canımızı korur gibi insanlığımıza sarılmak, doğruluğu testlerle değil atalarımızdan miraslarla zenginleştirmek ve hayallerimizin olabileceğine inanmak kadar gerçek şeyleri yeniden yapılandırmaktır...

Bir gözünü açıp diğerini kaparken tilki uykusundaki anne babaların çekirdek ailelerinde ilk adımlarını atan çocuklarına bakışlarındaki mutluluğu kopyalayabilsek de korku ve ölüm dolu hayatlara yapıştırabilsek... Hep bir iç geçiriş, hep bir başka aleme öykünüş bizimkisi... Atalarımızı özleyiş, aşkı kaybediş, paraya aldanış ve dini esir ederek bilimi hor görüş biraz da.

Ah içimizdeki biriciklik! Onu korumak, iyileştirmek ve sarmalamak isterken nasıl da üşütür insanı. Zaman zaman kendimizi eksiltip topluyor sonra da iç dünyamızı dış yüzeye yansıtmak niyetiyle rüyalardan uyanıp gerçeklik dediğimiz bir başka rüyada kendimizi kandırıyoruz ve bunu öylesine kabulleniyoruz ki bir kurtarıcı için dua ediyoruz.

Ezilip büzülen önden düğmeli beyinler ile 'kaka' 'kötü' 'ıyk' demeler arası basamak yapılmış nice örnekleri tarih boyunca bulmak için kah gerilemek kah ilerlemek mi, bir içeriden bir dışarıdan bakmak mı gerekli? Sanatı, bilimi ve sporu içi boşalan terimler olarak mı algılamak yoksa yeniden bu dallara akan kanalları beslemekten mi bahsetmek sözlerimize konmalı?

O kadar ses -içinizden dışınıza, kafanızdan bir sonraki insana ve oradan mutfağa, okuldan işyerine, sokaklardan yatağınıza kadar- dolaşırken tüm bunlar tek sessizlikte birleşse ne olurdu? Olsa olsa çığlıkların en irisi, en yahşisi, en inanılmazı patlardı. Ufak bir galaksi içinde maaile, cümbür-cemaat yatıp kalkıp şükrediyoruz. Bir o yana şimdi bir bu yana çünkü ölüm doğuştan ama yaşam, el ele verdiğimizde anlamlı ve cümlem ebediyete kadar devam edebilecekken 'pit stop' diyorum. Oyundan çıkmak yok seyre devam!

Yazarın Yazıları