Değişik bir Milletiz, hayli değişik…
ABD göz göre göre YPG’ye yüzlerce tır muhimmat verirken, Ortadoğu’nun cehennem bacalarından çıkan lavlar rüzgarın etkisiyle Türkiye’ye savrulurken mizahi konuları gündem yapabiliyoruz….
Haklıyız da belki… Savaşlar, depremler, ekonomik krizler, terör, darbeler ve darbe girişimleri derken son bir asırda ‘çile’nin en katmerlisine bağışıklık kazandığımızdan olsa gerek.
TRT’de yayınlanan ‘Bir Fikrim var’ yarışmasında finale kalan ‘organik hoşaf’ üzerine konuşulanlar kadar konuşulmadı ABD, YPG, Kuzey Kore vs…
Her fırsatta Türkiye’de basın özgürlüğünün olmadığını haykıran gazeteler, "Alzheimer Çipi projesi Organik Hoşafa yenildi" başlıklarıyla kustu zehirlerini… Evet, ‘Zehir’ (!) Konuyu kaçırmış olanlar için hatırlatalım; Yarışmada ‘Organik Hoşaf’ ve ‘Çip Projesi’ finale çıkmış ancak kazanan ise ‘Hız ayarlayan kasis’ projesi olmuştur…
Hoşaftan anlamıyorlar ama ‘algı’ siyasetinin ordinaryüs’ü olmuşlar!
Neden mi? Pastorize edilmeden doğallığını uzun süre koruyabilen organik hoşafıyla yarışmaya katılan gıda mühendisi başörtülü!
Bir saatten sonra kimse incinmesin diye güzel Türkçeden cımbızla çektiğimiz naif kelimeler tam olarak hislerimi aktaramayacağından onların sözlüklerini kullanacağım! Artık yeter!
Bu gıda mühendisi projesini kendisi değil de, tam da gündem sıcakken şort giyen kuzeni sunsaydı; ‘Organik hoşafıma dokunma’ diyeceklerdi!
Hoşaf la bu! Gelişen teknoloji kullanılarak pastörize edildi, üzerine yirmi bir Fatiha, on İhlas okunarak değil! Hoşaftan anlamadığınızı ben taa ilkokul sıralarında atasözleri ve deyimler sözlüğünde şahit olmuştum zaten!
Tüm Dünyanın huzurunu bozan o güçler var ya; hani barış dini İslamiyet’in adını kullanarak, dünyada düzeni bozanlar yerine mazlum topraklarda sözde Cihat eden Işid/Daeş her ne haltsa… onlardan farkınız yok bu oluşturduğunuz algıyla… Onların Global arenada yürüttüğü projenin ulusal bacağını yönetiyorsunuz! Bu kadar açık ve net!
Bul bir sakallı Atatürk büstünü baltalasın, bul bir çarşaflı Cumhuriyet’e sövsün! Yazın Şort, kışın buggy giyen kızları taciz etsin!
Yok, ellerinde malzeme yok!
Şeriat geliyor korkusu salmaktan ve ulu önder Atatürk’ü ucuz gündemlerine alet etmekten başka ‘etkili’ bir malzemeleri yok!
Turizmcilerin iftar davetinde katılıp, ‘çözüm bizde’ diyen, bugün ise yabancı televizyon kanallarına, “Türkiye’de can güvenliği yok, sakın gelmeyin” diyebilen, Türkiye’ye müdahale etmesi için NATO’dan yardım isteyen siyasi liderlerin ‘algı’ siyasetine yeni bir soluk getirmesini bekliyoruz.
Nefret siyasetini bırakın!
Toplum; her sakallıyı Işidci, her çarşaflıyı canlı bomba olarak göreceği güne kadar devam mı edeceksiniz? Türkiye eski Türkiye değil! Her mini eteklinin de yelloz olmadığını kendi gözüyle görüp, kıyafet özgürlüğünü çoktaaaaan hayatın bir parçası haline getirdi bu toplum!
Biz Darwin’in uzun sakallı resmini gördüğümüzde ve ‘Şekerpare’ filmini izlediğimizde ‘inanç’ın sakal ve çarşafla değil, vicdanla bağlantılı olduğunu pekiştirmiştik zaten!
Siz yeni bir şey bulun;
“Türkiye’de Hoşaf hiç organik değil, sakın içmeyin” deyin!
Avrupalı abileriniz bu gelişimi merak edip ilgilendiklerinde de Gezi direnişinde bizimle yürüyen müftünün karısının yeğeni deyip sahiplenirsiniz…