Çetin ÜNLÜ
  • 28/06/2017 Son günceleme: 28/06/2017 14:24
  • 5.339

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz ay yapılan kongre ile birlikte tekrar AK Parti Genel Başkanlığı'na seçildi.

Basına verdiği  ilk demecinde; hakkında şikayet olan ve referandum sürecinde istenilen performansı gösteremeyen belediyelerde, il ve ilçe yönetimlerinde değişikliğe gidileceği yönünde ifadeler kullanmıştı.

Anlaşılıyor ki, AK Parti ruhuyla özdeşleşen, metal yorgunluğu olmayan, sen, ben, öteki ayrımı yapmayan, isimlerle 2019’a yürümek istiyor Erdoğan…

Dolayısıyla, geçtiğimiz günlerde bu tür nedenlerden ötürü üç belediye ve yönetiminin görevlerinden uzaklaştırılmasının bir gösterge olduğuna inananlardanım.

Zira Beykoz'da da buna benzer bir olay nedeniyle İçişleri Bakanı, Beykoz Belediyesi'nin 2014 yılında yapmış olduğu Edirne Gezileri ihalesini incelemek üzere bir mülkiye başmüfettişi görevlendirmiş.

Sonucunu bizde merak ediyoruz. Umuyoruz ki bizleri üzecek bir sonuç çıkmaz.

Erdoğan’ın tekrar Genel Başkan seçilmesiyle birlikte, ülke kamuoyunda sıklıkla dile getirilen yolsuzluk iddialarının, gerekli girişimler yapılarak ortadan kaldırılacağını düşünüyoruz... Derken, tekrarlanmaması gerektiğinin de altını çiziyoruz.

Yeter mi? Yetmez. Belediye Başkanı, yardımcıları, ilçe başkanları ve meclis üyeleri de 657 Sayılı Devlet Memurları Yasası kapsamında şeffaf olmalı, mal varlıkları her yıl incelenmeli, onlara da devlet memurları gibi mal beyanında bulunma zorunluluğu getirilmelidir...

Bir başka dikkat çekmek istediğim husus ise 2B ile anılan il ve ilçelerde son zamanlarda parasal ilişkilerin çok fazla konuşuluyor olmasıdır...

Buradan yola çıkarak, AK Parti ve makamların zan altında olduğunu, mevki ve makamlarının gücüyle yakınlara sağlanan menfaatlerin arık çizgiyi aştığını düşünüyorum.

Üç yılı aşkın bir süredir Beykoz'da yine sürekli konuşulan bir başka konu, geçmiş dönemlerde çeşitli partilerde üst düzey görev alan ve kendi partilerinden kırmızı kart gören isimleri AK Parti'ye danışman etiketiyle toplamanın da faydalı bir iş olduğu kanaatinde değilim.

Görevini üç dört danışmanla yürüten belediyelerin olduğunu biliyoruz... Fakat tüyü bitmedik yetimlerin haklarını, danışman kadrolarını şişirmek suretiyle heba etmekte kamuoyunda pek hoş karşılanan bir anlayış olmasa gerek.

Beykoz'u yönetenlerin artık ayakları yere sağlam basmalı... Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi referandum sürecinde vatandaşlarla el sıkışırken verilen vaatlere yönelik ortaya çıkan beklentileri karşılama zarureti görmemezlikten gelinmemelidir.

Tapuların verilmesi, planların bitmesi, imarın açılması, kentsel dönüşümün başlaması gibi.

Artık projelerin maketlerde kalma devri kapanmıştır ki, o maketlerin sadece maketleri yapan şirketleri zengin etmekten başka bir işe yaramadığının sağır sultan bile farkında....

Belediyeler; davet, yemek ve gezilerle ayakta kalmaya çalışırken, bu hizmetlerin satın alınmasının dar bir alana sıkıştırılmasının da sürekli tartışılan bir husus olduğuna dikkat çekmek isterim.

Özellikle tanıtım giderlerinin kabarttıkça kabartıldığına dair ciddi tartışmaların olduğuna, dergi, bülten, afiş, organizasyon ve çeşitli programlar için ciddi kaynaklar aktarıldığı zaten belediyenin faaliyet raporlarında da yer alıyor.

Kalın sağlıcakla

Yazarın Yazıları