Ümit YILMAZ
  • 21/02/2016 Son günceleme: 21/02/2016 15:24
  • 4.517

Büyük bir hevesle başlamıştı sezon Beykoz 1908 için. O sene bu sene olacaktı. Bu defa çok daha fazla inanıyorduk. Geçen sene ki hatayı yapmayacaktık.

Bu yıl önce Playoff’a sonra Bölgesel Amatör Lige çıkacaktık. Sezona iyi de başladık ama evimizde aldığımız Selimiye beraberliği işleri tersine çevirmişti. Sonrasında Küçükçekmece mağlubiyeti ve Batı Trakya beraberliği acaba yine mi hüsran olacak dedirtmişti. Sonra takım yine toparlanmış arka arkaya galibiyetlerle şampiyonluk potasına girmişti. 3 maçımız kalmıştı. 2’si final olan 3 maçımız. Önce muhteşem taraftarımızla sahamızda Kocasinan’ı eli boş göndermiştik. Sonrasında Kaynarca maçımız vardı ama beklenmeyen bir şey olmuş iddiası olmayan Kaynarca’ya kaybetmiştik. Kazansak son hafta beraberlik yetecekti ama maalesef kaybetmiştik.

Takımımızda büyük bir stres olduğu belliydi. Geçen yıl ki hastalık nüksetmiş acaba yine mi endişesi başlamıştı gördüğüm kadarıyla. Taraftarımız çok inançlıydı. Bu defa olacağından şüpheleri yoktu. Tüm hafta boyu takıma moral vermek için yanlarındaydı taraftarlarımız.

Oyuncularımız emeklerinin boşa gitmemesi için Hz. Yuşa kabrine duaya gitmişlerdi. Bu defa olsun diye dua etmişlerdi. Taraftarımızda çok iyi organize olmuştu. Tüm Beykoz tek yürek, tek ses, tek tek nefes olmuştu.

Maç günü gün erken başlamıştı. Sabah 11’de Sultaniye Parkı bayram yerine dönmüştü. Stadın çevresi 3-4 saat öncesinden hareketlenmişti. Bayraklar, şapkalar, atkılar her şey Beykoz 1908 içindi. Maç başlamaya 1 saat kala stadın içi tıklım tıklım dolmuştu. İnanılır gibi değil Çarşamba günü stat da tam 4 bin kişi vardı. Herkes saatin 16:15 olmasını ve Beykoz 1908’in playoff’a çıkmasını bekliyordu. Şarkılar, besteler, tezahüratlar, meşaleler, konfetiler her şey ama her şey muhteşemdi. Basın da büyük ilgi göstermişti. Herkes ama herkes zaferden emindi.

Nihayet maç başlamıştı. Ama beklenmeyen bir şey olmuş daha 17. dakikada yenik duruma düşmüştük. Hem de eski oyuncumuz 1 ay önce aramızda olan oyuncumuzdan yemiştik golü. Fakat fazla beklemeden Onur Kerman tribünleri yeniden bayram yerine çeviren golümüzü atmıştı. Evet olacaktı. Biz de inanmış günler öncesinden “o sene bu sene” diye köşe yazısı yazmıştık. Çünkü hem taraftarlarımızda hem de semtimizde bu inanç fazlasıyla mevcuttu. Uğur hocada da, Fahrettin hocada da bu inanç fazlasıyla vardı. Son antrenmanda oyuncu arkadaşlarımızda bu inancı görmüştük. Özellikle 15-20 yaşlarındaki sarı siyah renge gönül vermiş kardeşlerimizde bu inancı fazlasıyla görmüştük. Maçın ilerleyen bölümünde çevre binaların balkonları ve yeni açılan tribün tarafında bulunan Beleştepe denilen bölümde tıklım tıklım dolmuştu.

5 bin inanan yürek Beykoz 1908 için stada koşmuştu. Kimi işini, kimi okulunu bırakarak stada koşmuştu. Bu insanlar için olmalıydı en azından. Maalesef beklenen gol bir türlü gelmiyordu. Ekimcan’ın kafa vuruşunda direkten dönen top sırasında adeta dünya durmuştu. Olmuyor, olmuyor, olmuyordu. Sağlı sollu ataklarda top bir türlü o üç direğin arasından geçmiyordu. Maalesef son düdük çalmış maç bitmişti. 5 bin kişi büyük bir şok yaşamıştı. Yine olmamıştı. Yine üzülen bizdik. Yine eli boş olan bizdik.

Uğur hocamız, Fahrettin hocamız, oyuncu kardeşlerimiz büyük emek vermişti ama olmamıştı. Sezon boyu ter dökmüşlerdi. Kanlarını dökmüşlerdi. Canları Sağolsun. Bizler yeni sezonda yine peşinizde olacağız. Yine sizi sesimiz kısılıncaya, avuçlarımız patlayıncaya kadar destekleyip, alkışlayacağız. Unutmayalım her bitiş yeni bir başlangıçtır. Bu defa son haftaya bırakmadan, bu defa aynı hatayı yapmadan, çok daha iyi hazırlanarak önümüzdeki sezonu taraftarımızın coşkusuyla, desteğiyle o sene yapmak için yanınızda olacağız.

Son söz olarak beklediğimiz olmadı. Büyük Beykoz taraftarının özlemle, heyecanla beklediği o sene bu sene yine olmadı.

Sağlıcakla kalın.

Yazarın Yazıları