Beykoz’da 28 Şubat'ın 20. yılı

  • 0
  • 7501
Beykoz’da 28 Şubat'ın 20. yılı
Beykoz’da 28 Şubat'ın 20. yılı
Beykoz’da 28 Şubat'ın 20. yılı
Beykoz’da 28 Şubat'ın 20. yılı
Beykoz’da 28 Şubat'ın 20. yılı
Beykoz’da 28 Şubat'ın 20. yılı
Beykoz’da 28 Şubat'ın 20. yılı
Beykoz’da 28 Şubat'ın 20. yılı
Beykoz’da 28 Şubat'ın 20. yılı
Beykoz’da 28 Şubat'ın 20. yılı
Beykoz’da 28 Şubat'ın 20. yılı
Beykoz’da 28 Şubat'ın 20. yılı
Beykoz’da 28 Şubat'ın 20. yılı

28 Şubat mağdurlarından Dr. Merve Safa Kavakçı 20. yılında 28 Şubat'ı ve Türkiye'de bugün yaşanan süreci Beykoz’da katıldığı toplantıda değerlendirdi.

-Dr. Merve Safa Kavakçı
-"Başörtüsü yasağı benimle başlamasa da, 'Kavakçı olayı' milad kabul edildi"
-"Referandumda doğru kararları vererek hep beraber 'Evet' diyerek yolumuzda yürüyeceğiz"

Beykoz Ahmet Mithat Efendi Kültür Merkezi'nde, Beykoz Belediyesi, İlim Yayma Cemiyeti ve HAKADER tarafından organize edilen toplantıda konuşan Kavakçı 28 Şubat ve sonrasında yaşananları, 15 Temmuz'da yaşananları değerlendirdiği bir konuşma yaptı.

“Bayrağı yere düşürmeyenleri saygıyla anıyorum”

Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda Grup Yürüyüş’ün sahnesi öncesi bir konuşma yapan Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı Muharrem Kaşıtoğlu, “15 Temmuz’da vatanı ve milleti için bayrağı yere düşürmeyen anılması gereken herkesi saygıyla anıyorum” dedi.

Belediye Başkanı Yücel Çelikilek’in selamlarını da konuklara ileten Kaşıtoğlu, 28 Şubat üzerinden mağduriyet yaptıklarına dair eleştiriler aldığını fakat bu eleştirilerin kendilerini motive ettiğini kaydetti.

Kültür merkezindeki salonu dolduran çoğunluğu genç ve öğrencilerden oluşanlara konuşan Kavakçı, sadece kendisinin değil anne ve babasının da başörtüsü nedeniyle hayatlarında çeşitli sıkıntılar yaşadığını ifade ederek, "Ben zeki bir öğrenci değildim. Ama çalışkan bir öğrenciydim Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde o dönemde okuyan başörtülü tek öğrenci bendim. O zamanlar Özal Başbakan'dı her gün öğrenci işlerine giderek yeni bir uygulama var mı başörtüsü ile derslere devam edebilir miyim diye soruyordum, ancak okuldan ayrılmak zorunda kaldım.” ifadelerini kullandı.

"Eğitimime Amerika’da devam ettim…"

Bayan Kavakçı şöyle devam etti: “Sadece ben de değil annem ve babam da sıkıntılar yaşadı. Erzurum'da Atatürk Üniversitesi'nde öğretim üyesi olan annem başörtüsü nedeniyle görevine devam edemedi. Babam da başörtüsü özgürlüğüne destek verdiği çok sıkıntılar yaşadı. Bunun ardından eğitimime Amerika'da devam ettim. Bilgisayar mühendisliği eğitimimi tamamlayıp Türkiye'ye döndüm. Ancak kapılar yine bize kapalıydı. O zaman siyasetin içinde bulunarak sorunları en tepeden çözmek gerektiğini düşünerek siyasete girdim.

“Genç lideri hapse attılar”

1999 senesinde işte böyle bir Türkiye içerisinde muhtar bile olamaz dedikleri genç lider Recep Tayyip Erdoğan'ı hapse attılar. Onun hapse girdiği günlerde de yeni seçilmiş bir milletvekiliydim. Mecliste yaşananlardan sonra karalama kampanyaları başlattılar. 'Mühendis olmuş ama adam olmamış' dediler. Bize kan emici vampirler dediler. O günlerdeki devlet siz gençlerin şimdi yaşadığı devlet değildi. O devlet ezerdi, yok ederdi. Şimdiki gibi halkı için olan bir devlet değildi. Müslüman gençlerin karşısında duran bir devletti.

“Yaşananlar sadece benim hikâyem değil…”

Yaşananların sadece kendi hikâyesi olmadığın vurgulayan Kavakçı, "Bu hikâye aynı zamanda Türkiye'nin de hikâyesi. Başörtüsü yasağı benimle başlamasa da, Kavakçı olayı milat kabul edildi. O günden sonra Türkiye sınırları dışında da tanınmaya çözüm yolları aranmaya başlandı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdum. Türkiye Cumhuriyeti devletini seçme ve seçilme hakkını ihlal ettiği için mahkûm edildi. O gün mecliste taktığım başörtüsü özgürlük simgesi olarak sergilendi. Böyle bir Türkiye'den bugünlere geldik. Başörtüsü meşalesi benden kardeşim milletvekili Ravza kavakçı'ya geçti.  Kardeşim  2015'te aynı başörtüsü ile yemin etti. Hakkın savunucuları dimdik ayakta dururken batılın temsilcileri duramadılar bize 15 Temmuz'u yaşattılar. Biz dimdik durup biz de varız mazlumun yanındayız sadece halkımızın değil Suriye'den gelene de Afganistan'dan gelenlere de Irak'tan da gelenlere gönlümüzü, kapımızı, ülkemizi açarız derseniz, Dünya beşten büyük derseniz 'Rabia' ile selam verirseniz, 4, 5'ten büyük derseniz sizin başınıza bomba da yağdırırlar. Boğaz köprüsünün tepesinden atış yaparak insanlarımızı öldürdüler. Suikast da düzenlerler. Bu düzen elbette ki sizin üzerinize gelir ama bizler de buna 15 Temmuz'da hem de şimdi 20. senesini idrak ettiğimiz 28 Şubat'a olduğu gibi karşı duracağız. Ve Nisan ayında yapılacak referandumda doğru kararları vererek hep beraber 'Evet' diyerek yolumuzda yürüyeceğiz" şeklinde konuştu.

Toplantı sonundan Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek’in eşi Ayşe Çelikbilek, Kavakçı'ya teşekkür plaketi verdi.

Haber Merkezi

Çelikbilek her yerde referandumu anlatıyor
Önceki Çelikbilek her yerde referandumu anlatıyor
Beykoz’un komşu ilçesi Şile’de görkemli defile
Sonraki Beykoz’un komşu ilçesi Şile’de görkemli defile