Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Prof. Dr. İsmail KOCAÇALIŞKAN
Prof. Dr. İsmail KOCAÇALIŞKAN

Görünmeyen enerji santralleri

“Biz farkında olsak da olmasak da hücrelerimizde binlerce enerji santrali var ve her an enerji üretmek için harıl harıl çalışmaktadır” desem, ne dersiniz?

Evet, hücrelerimizde var edilmiş olan mitokondri isimli organel, görünmeyen bir enerji santrali gibi, vücudun ihtiyacı olan enerjinin üretilmesinde görevlidir. Enerji, yediğimiz besinlerin mitokondride oksijenle yakılmasıyla elde edilir. Bu yanma, bildiğimiz ateşin yanması gibi gözle görülen bir kimyasal yanma olmayıp mitokondride görevlendirilmiş enzimler marifetiyle basamak basamak gerçekleştirilen biyolojik bir yanmadır.

Mitokondri, kapsül görünümünde tasarlanmış önemli bir organelimizdir. Bir hücrede onlarca hatta hücrenin büyüklüğüne veya enerji ihtiyacına göre binlerce mitokondri bulunabilir. Mitokondri, görevi koruyuculuk olan düzgün bir dış zarla kuşatılmıştır. İçerisinde ise hikmetin gereği olarak derin kıvrımlarla katlanmış bir iç zar yerleştirilmiştir. Enerji üretimi, iç zarın “krista” denilen körfezimsi zar kıvrımlarında belli bir sıraya göre dizilmiş görevli enzimlerce gerçekleştirilir.

Mitokondriden bir kesit.

Mitokondrideki iç zarın kıvrımlı olmasının hikmeti yüzey genişletmeye yöneliktir. Eğer iç zar düzgün olsaydı üzerinde yeterli enzimi barındıramayacaktı ve mitokondri görevini tam yapamayacaktı. Bütün bunları bilen Yüce Allah dış zarı düzgün, iç zarı ise kıvrımlı yaratmıştır. Üzerinde yaşadığımız dünyaya baktığımızda da benzer durumu görürüz. Dağlar yükseltilirken, ovalar aşağıda bırakılmış ve denizler çukurluklarda yerleştirilmiştir. Bu şekilde Rabbimizin kudretiyle yeryüzü genişletilmiş ve daha da istifade edilir bir hale getirilmiştir.

Hem yeryüzünün hem de mitokondri iç zarının benzer şekilde düz değil de kıvrım kıvrım yaratılmasında çok gayeler saklıdır. Bu eğri büğrü yaratılışta bir doğruluk vardır. Demek ki; yeryüzünü bu şekilde istifade edilir tarzda yaratan kim ise, mitokondriyi de benzer gayeyle yaratan odur. Bu, hem makro alemde hem de mikro alemde vurulmuş bir tevhid mührüdür.

ismail hoca resim 2 NCRMNCtRrF

Güney sahillerimizde, denizin içinden dağın tepesine doğru inişli çıkışlı yükselen bir yeryüzü görüntüsü.

Bir enerji santrali binlerce metrekarelik alan üzerine kurulmaktadır. Yüce Rabbimiz binlerce metrekare yer kaplayacak bir santrali gözle görülemeyen bir hücrenin içine nasıl sığdırmıştır? Hem de bir hücreye onlarca! Hatta binlerce!.. Meselâ; karaciğer hücrelerinde mitokondri sayıları 2500 adet civarındadır. Kas hücrelerinde daha fazladır. Bu santrallardan tam 2500 adeti, çalışır vaziyette iken, gözle görülemeyecek kadar küçücük bir hücreye sığdıran ve işleten Kudretin büyüklüğünü düşünelim!

Ayrıca mitokondri, hücre içerisinde bölünüp çoğalabilme özelliğine sahiptir. Diyelim ki zengin bir patronsunuz. Bir enerji santralı kurduğunuzu var sayın. Sonra bu santral belli aralıklarla bölünüp çoğalarak yeni santrallar ortaya çıkıyor. Ne kadar harika bir şey olurdu değil mi? Herkes bu santralı görmek isterdi ve bunu kim yapmış diye merak ederdi. İnsanoğlunun yaptığı böyle bir santral örneği var mıdır? Yoktur. Ama hücrenin içinde binlerce görünmez mitokondri santrali bölünerek çoğalmakta ve yeni hücrelerde iş başı yapmaktadırlar. İşte insanın sanatı ile Rabbimizin sanatı arasındaki fark!

Bir enerji santralinin içine girmesek de sadece yakınından geçsek bile ne kadar gürültü çıkardığını, etrafa toz duman yaydığını ve zehirli gazlarla havayı kirlettiğini düşünün!

Bir termik enerji santrali.

Bir hücrede en az 10 tane mitokondri bulunduğunu farz edersek, insanda yaklaşık 100 trilyon hücre bulunduğuna göre, bir insanda 1 katrilyon mitokondri bulunuyor demektir. Farkında mıyız acaba! Resmini gördüğünüz enerji santralinden 1 katrilyon var vücudumuzda. Fakat ne bir gürültü ne de bir kirlilik yapıyorlar. Düşünsenize vücudumuzdaki bu santrallar gürültüyle çalışsaydı ve etrafa zehirli gazlar yaysaydı; içimizdeki takırtı tukurtudan ve toksik gazlardan ne uyku uyuyabilirdik. Ne de rahat edebilirdik. Hayat bize zindan olurdu. Kudreti sonsuz Rabbimizin büyüklüğüne ve merhametine bakın.

Hücrelerimizdeki bu görünmeyen enerji santralleri İzn-i İlahi ile bizim çalışabilmemiz, yürüyebilmemiz, düşünebilmemiz gibi yaşamsal faaliyetlerimiz için sürekli enerji üretmektedirler. Mitokondriler bizim enerjiye olan ihtiyacımızı bilmezler. Çünkü akıl ve bilinç sahibi değildirler. Demek ki bu ihtiyacımızı bir bilen var ki böyle cevap veriyor. Buradan bir çıkarım yaparsak, bizim enerji ihtiyacımızı bilen ve ona göre mitokondrileri bu işte görevlendiren Kerim Rabbimizin varlığını ve üzerimizdeki sürekli tasarrufunu anlamaya çalışmalıyız.

Prof. Dr. İsmail KOCAÇALIŞKAN
Prof. Dr. İsmail KOCAÇALIŞKAN HAKKINDA

İsmail Kocaçalışkan, Akademik, Bilim, Doğa Bilimleri kategorilerinde eserler yazmış bir yazardır. Başlıca kitapları alfabetik sırayla; Bitkiler Bize Neler Söyler?, Biyoistatistik, Doku ve Hücre Kültürü Teknikleri olarak sayılabilir. İsmail Kocaçalışkan kitapları; LP Akademi Yayınları, Nobel Akademik Yayıncılık aracılığıyla kitapseverlerle buluşmuştur. İsmail Kocaçalışkan tarafından yazılan son kitap "Biyoistatistik", Nobel Akademik Yayıncılık tarafından okurların beğenisine sunulmuştur. E-posta: [email protected] Eğitim Bilgileri Doktora, Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi / Fen Bilimleri Enstitüsü, Moleküler Biyoloji Ve Genetik, Türkiye 2010 - Devam Ediyor Araştırma Alanları Yaşam Bilimleri, Bitki Biyolojisi, Bitki Fizyolojisi, Temel Bilimler Yönetilen Tezler Bursa Uludağ'ın Arabis drabiformis Boiss., Aubrieta olympica ve Erodium sibthorpianum Boiss. subsp.sibthorpianum endemik bitki türlerinin doku kültürü yöntemleriyle çoğaltılması, Ceviz yaprak özütleri ve juglon’un bazı mikroorganizmalar üzerine etkileri, Juglon’un kavun ve hıyarda bazı fizyolojik, biyokimyasal ve anatomik parametreler üzerine etkisi, Dormansi kırıcı yöntemlerin yabancı ot tohumları üzerine etkileri, Çam fidelerinin büyümesi üzerinde bazı süs bitkilerinin allelopatik etkileri, Çeşitli şiddetteki gök gürültüsü seslerinin tohum çimlenmesi üzerine etkileri, Juglon’un hıyar fidelerinde protein ve enzim parametreleri üzerine etkisi, Ceviz yapraklarından mevsimsel olarak elde edilen özütlerin tohum çimlenmesine etkileri, Juglon’un kavun fidelerinde protein ve enzim parametreleri üzerine etkisi, Kozalaklı bitkilerde amonyum ve nitrat beslenmesinin kozalaklı bitkilerde büyüme üzerine etkilerinin karşılaştırılması, Kütahya kaplıca sularının tohum çimlenmesi üzerine etkileri, Saponin’in buğday tohumlarının çimlenmesi üzerine olan etkilerinin polifenol oksidaz ve amilaz aktiviteleriyle ilişkisi, Çeşitli çözücülerde hazırlanmış ceviz yaprak özütlerinin tohum çimlenmesi ve fide büyümesi üzerine etkileri, Bazı allelokimyasal maddelerin Kütahya yöresinde yaygın yabancı otlar üzerine herbisit etkileri, YTÜ Davutpaşa Kampüsü Fen Edebiyat Fakültesi avlusundaki çamların kurumasında çimlerin allelopatik rolünün araştırılması, Ceviz yapraklarında Juglon ve toplam fenolik madde miktarlarındaki mevsimsel değişimin belirlenmesi, Düşük sıcaklık stresinin kışlık buğday ve karalahana yapraklarında çözünebilir ve apoplastik proteinler ile prolin ve klorofil üzerine etkileri, Fenolik allelokimyasalların mikroorganizmalar üzerine etkileri, Ceviz yaprak özütlerinin bazı tohumların çimlenmesi üzerine allelopatik etkileri, Yonca özütlerinin çimlenme üzerine allelopatik etkileri, Bitkilerin tuz stresine toleransında prolin'in fizyolojik rolü ve öneminin doku kültürü şartlarında araştırılması, Büyümeyi düzenleyici maddelerin bazı bitkilerde soğuğa dayanıklılık üzerine etkileri, Bazı tohumların çimlenmesi sırasında polifenol oksidaz enzim aktivitesindeki değişmeler,

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER