Prof. Dr. İsmail KOCAÇALIŞKAN
  • 14/02/2021 Son günceleme: 14/02/2021 14:31
  • 4.457

“Biz farkında olsak da olmasak da hücrelerimizde binlerce enerji santrali var ve her an enerji üretmek için harıl harıl çalışmaktadır” desem, ne dersiniz?

Evet, hücrelerimizde var edilmiş olan mitokondri isimli organel, görünmeyen bir enerji santrali gibi, vücudun ihtiyacı olan enerjinin üretilmesinde görevlidir. Enerji, yediğimiz besinlerin mitokondride oksijenle yakılmasıyla elde edilir. Bu yanma, bildiğimiz ateşin yanması gibi gözle görülen bir kimyasal yanma olmayıp mitokondride görevlendirilmiş enzimler marifetiyle basamak basamak gerçekleştirilen biyolojik bir yanmadır.

Mitokondri, kapsül görünümünde tasarlanmış önemli bir organelimizdir. Bir hücrede onlarca hatta hücrenin büyüklüğüne veya enerji ihtiyacına göre binlerce mitokondri bulunabilir. Mitokondri, görevi koruyuculuk olan düzgün bir dış zarla kuşatılmıştır. İçerisinde ise hikmetin gereği olarak derin kıvrımlarla katlanmış bir iç zar yerleştirilmiştir. Enerji üretimi, iç zarın “krista” denilen körfezimsi zar kıvrımlarında belli bir sıraya göre dizilmiş görevli enzimlerce gerçekleştirilir.

Mitokondriden bir kesit.

Mitokondrideki iç zarın kıvrımlı olmasının hikmeti yüzey genişletmeye yöneliktir. Eğer iç zar düzgün olsaydı üzerinde yeterli enzimi barındıramayacaktı ve mitokondri görevini tam yapamayacaktı. Bütün bunları bilen Yüce Allah dış zarı düzgün, iç zarı ise kıvrımlı yaratmıştır. Üzerinde yaşadığımız dünyaya baktığımızda da benzer durumu görürüz. Dağlar yükseltilirken, ovalar aşağıda bırakılmış ve denizler çukurluklarda yerleştirilmiştir. Bu şekilde Rabbimizin kudretiyle yeryüzü genişletilmiş ve daha da istifade edilir bir hale getirilmiştir.

Hem yeryüzünün hem de mitokondri iç zarının benzer şekilde düz değil de kıvrım kıvrım yaratılmasında çok gayeler saklıdır. Bu eğri büğrü yaratılışta bir doğruluk vardır. Demek ki; yeryüzünü bu şekilde istifade edilir tarzda yaratan kim ise, mitokondriyi de benzer gayeyle yaratan odur. Bu, hem makro alemde hem de mikro alemde vurulmuş bir tevhid mührüdür.

Güney sahillerimizde, denizin içinden dağın tepesine doğru inişli çıkışlı yükselen bir yeryüzü görüntüsü.

Bir enerji santrali binlerce metrekarelik alan üzerine kurulmaktadır. Yüce Rabbimiz binlerce metrekare yer kaplayacak bir santrali gözle görülemeyen bir hücrenin içine nasıl sığdırmıştır? Hem de bir hücreye onlarca! Hatta binlerce!.. Meselâ; karaciğer hücrelerinde mitokondri sayıları 2500 adet civarındadır. Kas hücrelerinde daha fazladır. Bu santrallardan tam 2500 adeti, çalışır vaziyette iken, gözle görülemeyecek kadar küçücük bir hücreye sığdıran ve işleten Kudretin büyüklüğünü düşünelim!

Ayrıca mitokondri, hücre içerisinde bölünüp çoğalabilme özelliğine sahiptir. Diyelim ki zengin bir patronsunuz. Bir enerji santralı kurduğunuzu var sayın. Sonra bu santral belli aralıklarla bölünüp çoğalarak yeni santrallar ortaya çıkıyor. Ne kadar harika bir şey olurdu değil mi? Herkes bu santralı görmek isterdi ve bunu kim yapmış diye merak ederdi. İnsanoğlunun yaptığı böyle bir santral örneği var mıdır? Yoktur. Ama hücrenin içinde binlerce görünmez mitokondri santrali bölünerek çoğalmakta ve yeni hücrelerde iş başı yapmaktadırlar. İşte insanın sanatı ile Rabbimizin sanatı arasındaki fark!

Bir enerji santralinin içine girmesek de sadece yakınından geçsek bile ne kadar gürültü çıkardığını, etrafa toz duman yaydığını ve zehirli gazlarla havayı kirlettiğini düşünün!

Bir termik enerji santrali.

Bir hücrede en az 10 tane mitokondri bulunduğunu farz edersek, insanda yaklaşık 100 trilyon hücre bulunduğuna göre, bir insanda 1 katrilyon mitokondri bulunuyor demektir. Farkında mıyız acaba! Resmini gördüğünüz enerji santralinden 1 katrilyon var vücudumuzda. Fakat ne bir gürültü ne de bir kirlilik yapıyorlar. Düşünsenize vücudumuzdaki bu santrallar gürültüyle çalışsaydı ve etrafa zehirli gazlar yaysaydı; içimizdeki takırtı tukurtudan ve toksik gazlardan ne uyku uyuyabilirdik. Ne de rahat edebilirdik. Hayat bize zindan olurdu. Kudreti sonsuz Rabbimizin büyüklüğüne ve merhametine bakın.

Hücrelerimizdeki bu görünmeyen enerji santralleri İzn-i İlahi ile bizim çalışabilmemiz, yürüyebilmemiz, düşünebilmemiz gibi yaşamsal faaliyetlerimiz için sürekli enerji üretmektedirler. Mitokondriler bizim enerjiye olan ihtiyacımızı bilmezler. Çünkü akıl ve bilinç sahibi değildirler. Demek ki bu ihtiyacımızı bir bilen var ki böyle cevap veriyor. Buradan bir çıkarım yaparsak, bizim enerji ihtiyacımızı bilen ve ona göre mitokondrileri bu işte görevlendiren Kerim Rabbimizin varlığını ve üzerimizdeki sürekli tasarrufunu anlamaya çalışmalıyız.

Yazarın Yazıları