Bilgehan Murat MİNİÇ
  • 12/08/2015 Son günceleme: 12/08/2015 16:58
  • 17.069

1978 de Beykoz'da doğmuş, 28 yaşına kadar da memleketime yalnızca bir kere gitmiş bir insan olarak Giresunlu olmayı ne kadar tarif edebilirsem o kadar yazıyorum.

 

Şimdiden edeceğimiz sürç-i lisan olursa affola. Çocukluk yaşlarımızda kendi varlığımızı hissetmeye başladığımız günlere denk geliyor Giresunlu olduğumuzu fark etmemiz. Okuduğumuz okulda, gittiğimiz kursta, top oynarken konuşma fırsatını bulduğumuz insanlarla tanışırken nerelisin sorusuna verdiğimiz cevap "Giresunluyum." Nerede olduğunu bilmesem de yazın rahmetli babaannemin (Vezir Gızı, Vezir Ana da derlerdi) bir kaç ay ortadan kaybolup, sonra bir çuval fındık bir bidon turşuyla dönmesinden anladığım kadarıyla fındığı, fasulyesi bol olan bir yerdi Giresun. Yakın mıydı uzakmıydı bilmezdim. Ama yaz geldi mi bir göç başlardı etrafımızda, babaannem gibi bir kaç ay ortadan kaybolan komşularımız aynı şekilde dönerlerdi birer ikişer. Ha bir de kemençe çalınırdı bizim oranın düğünlerinde, millet horon oynardı, atma türküler söylenirdi.             

Gençlik yıllarımıza gelen kadar Giresunluluğun bizim için ifade ettiği şeyler üç aşağı beş yukarı bunlardan ibaretti. Ancak gün gelipte Giresun ve Giresunlu değerlerle tanışınca bizim içinde artık Giresunluluk'a ayrı bir yerden bakmanın zamanı gelmişti. Önce babaanneme neden Vezir Ana dediklerini öğrendim. Sonra nerelerden nasıl geldiğimizi. Babaannemin ve çevremizdeki akrabaların komşuların diğer insanlardan farklı konuşması önceleri komiğimize giderdi. Sonradan öğrendik ki aslında Oğuz Türkçesinin çepni ağzıyla konuşurmuş bizim yörenin insanları. Her bir ilçenin,köyün, yaylanın farklı farklı hikayeleri varmış bizim oralarda. Bence Giresunluluk bu hikayelerdi, orada yaşanmış güzellikler ve o yöreden Büyük Türk Milleti'nin Kültürüne zenginlik katan türküler, kahramanlar, destanlar, adetler... Ve tabi ki kemençe, kemençeyi Görele tavrı ile çalan Üstadlar. Her ne kadar değerleri bilinmese de  Picoğlu Osmanlar, Katip Şadiler...                 

Sonra herkes gibi bizde siyasetle tanıştık. Yaklaşık 15 yıldır şu veya bu şekilde içinde olduğumuz Beykoz siyasetinde gördüm ki herkesin kafasında ayrı bir Giresunluluk tanımı var. Yada herkes Giresunluluktan ne kadar faydalanabilirim bunun hesabını yapıyor. Giresunlularda dahil bir çok insanın ortak bir cümlesi de var ki hepimiz biliyoruz " Giresunlular bir araya gelemez." "Neden Beykoz’da Giresunlu bir Belediye başkanı yok" diyenlerin sayısıda az değil. Aslında bir çok kişinin aksine ben bu olayın menfii bir durum olduğunu düşünmüyorum. Bence Giresunlular inanmadıkları bir hemşerilerinin peşinden gitmektense inandıkları insanlarla birlikte oluyorlar. Kiminle aynı fikri paylaşıyorlarsa onlarla beraber hareket ediyorlar. Dolayısıyla sürü psikolojisiyle hareket eden kalabalık yığınlar değiller. Bu da yıllardır Giresunlular üzerinde hesabı olanların işine pek gelmiyor olacak ki devamlı bu konuyu gündemde tutuyorlar. Giresunlular üzerinde hesap yapanlara tavsiyem şudur ki; biraz tarih okuyup Çepni Boyunu araştırsınlar. O zaman beni daha iyi anlayacaklardır.              

Aslında bu yazıyı kaleme almamızın sebebi geçtiğimiz günlerde bir ağabeyimizin  "senin için Giresun Milliyetçisi diyorlar" demesiydi. Gerçi o şaka yapıyordu ama Giresunluluk'un benim için ne ifade ettiğini paylaşmak istedim. Allah'a şükür ki ömrümün hiç bir döneminde Giresun Milliyetçisi olmadım. Dünya görüşüm icabı olanları da tasvip etmem mümkün değil. Ancak ben, lise yıllarımdan beri "TÜRK Milliyetçiliği" davasına gönül vermiş birisi olarak Giresunun ve Giresunlunun Büyük Türk Milletinin Kültürüne kattığı değerlerle her zaman gurur duydum. Türk - İslam Medeniyetinin yeniden ihyası yolunda Oğuz'un Çepni Boyunun bu medeniyete katacağı zenginlik her Giresunlu gibi benim içinde iftihar vesilesidir.

Netice-i kelam benim için Giresunluluk, bir yerlerde koltuk kapma hevesi,makamlara yükselmek için bir basamak değil, nüfusu Balkanlardan Çin Seddine varan "Büyük Türk Milleti Ailesinin" kendine has özellikleri ve güzellikleri olan, ve bu güzelliklerle içinde bulunduğu yeküne değerler katabilen mümtaz bir ferdi olabilmektir.

Bu değerleri yaşayan ve yaşatanlara selam olsun....

Yazarın Yazıları