İlçe sporundaki her gelişmeyi , faaliyeti takip etme niyetinde biri olarak diyorum ki “Gerçekten de neden görülmek, duyulmak istenmezler anlayamadığım bir konu var”.
Birkaç kez köşe yazılarımda da geçti konusu. Ey Beykoz’u yöneten büyüklerim, Paşabahçe Ortaokulu diye bünyesinde defalarca Türkiye dereceleri yapmış isimlerin, öğrencilerin olduğu bir okul var. En son olarak İzmir’de Türkiye Okullararası Yıldızlar Atletizm Şampiyonasından Türkiye ikincilikleri ile dönen kızlar var. Şimdi bu tür başarılı isimleri, sporcuları 23 Nisanlarda, 19 Mayıslarda sahneye çıkarıp, olursa bir çeyrek altın ile ödüllendirerek mesele geçiştirilmemeli diyoruz.
Bu şampiyon kızlara eğitim hayatlarının diğer aşamalarında birer burs vermek, her türlü eğitim ihtiyaçlarını karşılamak iyi olmaz mı? Topu topu 8-10 isimden oluşan Türkiye Şampiyonalarında madalya almış bu çocuklarımızı bu şekilde onura etmek, yardımcı olmak çok mu zor? İlçenin yüksek mekanlarındaki iş adamlarına ulaşıp bu çocukları burs için bir ön ayak olmak gerekmez mi ? ya da bir önerim olabilir mi? Bu Cumhuriyet Kızlarına, bazılarının –Ne işi var kız çocuklarının atletizm ile?- diyen birçok insanımız dahi varken bu kızlara sahip çıkmak sizlerin izlediğiniz yolun da bir parçası değil mi?
Bir yazımda da dediğim gibi, Beykoz gibi son derece uygun fiziki, doğa şartlarına uygun bir ilçede bence iki spor dalında markalaşmak ve atılım yapmak gerekir. Bunlardan biri yüzme ve diğer su sporları, bir başkası da Atletizm. Bu konuda ciddi manada kafa yorulması gerktiğini düşünüyorum. Ben karınca kararınca vaktim ettiği müddetçe ilçedeki Atletizm faaliyetlerini es geçmeyen biriyim.
İASKF BİLE İAFKF GÖRÜNTÜSÜNDEN KURTULMA ÇABASINDA İKEN...
Kendi çocuğumun da Ana Okulundan itibaren 9 yıl boyunca eğitim-öğretim hayatını devam ettiridiği Paşabahçe Ortaokulunun Atletizm Takımının haberlerini Beykoz Kamuoyu ile paylaşmaya gayret ettim. Bir anlamda bu da benim için adeta bir görev oldu. Maalesef bu süre zarfında onları bire bir İstanbul, Marmara ve Türkiye şampiyonalarında müsabakaları esnasında takip edemedim. Kısmet, bir gün onu da yaparız. Herşeyin futbol olmadığını artık görmek zorundayız. Geçen sene İstanbul Amatör Spor Kulüpleri Federasyonunun (İASKF ) bir toplantısına davet üzerine gittiğimde, bir soru sormuştum Başkan Ali Düşmez’e, “İsminiz İASKF ancak İAFKF ( İstanbul Amatör Futbol Kulüpleri Federasyonu ) gibi bir görüntünüz var, diğer spor dallarına ne zaman ilgi göstereceksiniz?” sorusunu yöneltmiştim. Geçtiğimiz aylarda İstanbul’daki tüm spor federasyonlarının temsilcilerini Amatörler Evinde ağırladılar, Federasonları bünyesine onları da dahil edecekler. Yani bu işte bir payımız var ise ne mutlu bize...
Beykoz ilçesinde de herşeyin futbol olmadığı değişik spor dallarının da gündeme geleceği bir duruma gelinmeli. Bu konuda Beykoz Kulüpler Birliği nezdinde ciddi manada bir girişimin yapılması da şart. Yıllardır futbol, futbol diyerek gelinen nokta ortada, 8 puan farkla grubunda lider durumda olan bir kulüp futbol takımımız dahi ikinci ile yaptığı maçtan sonra , sebep ne olursa olsun büyük olaylar çıkarabiliyor ise diyecek söz kalır mı?
BEYKOZ’DA KULÜPLER BİREYSEL SPORLARA DA YÖNELMELİ
Beykoz’dan müthiş sporcular çıkabilir, çıkmaması için de bir engel yok. Beton ığınları altında yeşili, bol oksijenli alanları olmayan yerden dahi şampiyon atletler çıkabiliyor ise buradan neden çıkmaz? Eşyanın tabiatına aykırı bir durum var yani. Bu konuda da Beykoz Belediyespor Başkanları Muharrem Kaşıtoğlu’nun da girişimleri ile Hentbol gibi değişik branşları kulüp bünesinde düşünmeye başladı. Hatta Recep Şahin Köktürk Spor Kompleksi Sahasının ölçüleri Hentbol sporunun ideal oyun alanı ölçülerine de çekildi. Şimdi bir toplantıda da denildiği gibi, “Biz futbol takımına para bulamıyoruz diğer branşlara nasıl buluruz? “ mantığı biran önce terk edilmeli. Soğuksuspor Tekvando- Kıck Boks gibi şubelerini açarak ön ayak oldu gibi, İnşallah devamı gelir. Bu arada kulüpleri teşvik etmek amacı ile biresel spor dallarında derece alacak sporculara özgü bir ödül yönetmeliği de yapılabilir ise çok daha uygun olacaktır.
