İstanbul Boğazı'nda Beykozlular-1

  • 0
  • 18700
İstanbul Boğazı'nda Beykozlular-1
İstanbul Boğazı'nda Beykozlular-1
İstanbul Boğazı'nda Beykozlular-1
İstanbul Boğazı'nda Beykozlular-1
İstanbul Boğazı'nda Beykozlular-1
İstanbul Boğazı'nda Beykozlular-1
İstanbul Boğazı'nda Beykozlular-1
İstanbul Boğazı'nda Beykozlular-1
İstanbul Boğazı'nda Beykozlular-1
İstanbul Boğazı'nda Beykozlular-1

Yazı dizimizin ilk durağı olan Barış Manço Gemisi. Şehir Hatları Vapurları içinde Beykozlular için önemli bir yeri var Barış Manço Gemisi'nin...

Birincisi ismini taşıdığı merhum sanatçı Barış Manço'nun da Kanlıcalı bir hemşerimiz olması. İkincisi ise geminin süvarisi Kaptan Hasan Kılıç'ın Beykoz Denizcilik Meslek Lisesinin ilk mezunlarından ve aynı zamanda bugün adı Beykoz Denizciler Derneği olan okulun mezunlar derneğinin de kurucu başkanı olması.

Şehir Hatları gemilerinde çalışan en eski Beykozlu Kaptanlardan Hasan Kılıç'la, Denizcilik Mesleği, Şehir Hatları vapurları ve Beykoz üzerine keyifli bir sohbet yaptık.İşte o sohbetten bazı bölümler :

Barış Manço Gemisi Kaptanı Hasan Kılıç

Hasan Kaptanım, öncelikle bizi geminizde misafir ettiğiniz için teşekkür ederim. Kısaca kendinizi tanıtırmısınız ?

23.01.1956 Trabzon Beşikdüzü İlçesi Şahmelik Köyünde dünyaya geldim. Evli iki çocuk babasıyım.Doğduğum yer değil doyduğun yer sözünde olduğu gibi bizlerde ailece Beykoz'u vatan edindik. Kanla yoğrulan toprak parçası nasıl vatansa, göz yaşıyla yoğrulan taş parçasıda bizim için vatandır. Beykozlu olunmaz Beykozlu doğulur derler.Bizim içinde Beykozun değeri kelimelerle anlatılamaz. Allah herkese bu güzellikleri yaşamayı nasip etsin.

Hasan Kaptanım ne zamandır Denizcilik Mesleğinin içindesiniz ?

1977 -78 Beykoz Denizcilik Meslek Lisesi Mezunuyum. 1979 yılında askere gittim. Kocatepe muhribinde serdümen olarak başladım. O gün bu gün mesleğin içindeyim.

Şehir Hatlarına geçişiniz nasıl oldu?

Askerlikten sonra bir süre armatör gemilerinde Güverte Zabiti olarak çalıştım.1986 yılında gemici olarak Şehir Hatlarına işe başladım. Şehir Hatları geleneğinde, dışarıda süvaride olsanız, gemicilikten başlatırlar.Çünkü Boğaz'da kaptanlık başka yere benzemez.Her iskelenin, her havanın ayrı akıntısı vardır.Bunları öğrenmek zaman ister.Burada en önemli husus ehliyetten çok tecrübedir.

Hangi gemilerde çalıştınız ?

Ben 1988 yılında kaptan oldum. Yalova,Temel Şimşir, Caner Gönyeli gibi gemilerde kaptanlık yaptım. Yaklaşık 13 yıldır da eş gemiler olan, Aykut Barka, Ahmet Yıldırım, Barış Manço tiplerinde kaptanlık yapmaktayım.

Barış Manço Gemisini tanıtır mısınız ?

1973 İstanbul Camialtı Tersanesinde, o zaman İnciburnu ismiyle inşa edilmiştir. Değerli sanatçımız Barış Manço'nun vefatı üzerine işletmemiz tarafından ismi değiştirilmiştir. Böyle değerli bir sanatçının ismini taşıması, Barış Manço'nun da bir yönüyle Beykozlu olması bizim için de bir öğünç vesilesidir. İlkokulda bize hocalarımız coğrafya dersinde denize bakınca bir gemi geldiğini nasıl anlarsınız derdi. Önce dumanı,sonra direkleri bacası görünür derdik. Barış Manço gemisi de uzaktan bakınca,pırıl pırıl, bembeyaz denize de göğe de yakışır, dizaynıyla, denizde ki duruşuyla kendini belli eder. İşletmemizin en çok yolcu taşıyan gemilerinden biridir. En iyi manevra kabiliyetine sahip, her iskeleye rahatlıkla girip çıkabilen bizim tabirimizle "denizci"  bir gemidir Barış Manço Vapuru...

Gemide bir gününüz nasıl geçiyor ?

Sabah gemiye geldiğimizde arkadaşlarımızla toplanırız. Çayımızı içer kahvaltımızı yaparız birlikte.Kimin bir sorunu var, bir derdi var çare bulmaya çalışırız.Tabi 24 saat vardiya sistemine göre olduğu için,gemimizin sefer ordinosuna göre çalışıyoruz.Sefer aralarında arkadaşlarımız geminin günlük bakım işlerini yaparlar.Gemide bir iş ertelenmeye gelmez.Herkes vazifesini bildikten sonra işler daha kolay yürür. Denizcilikte küslük yoktur. Baş tarafta döğüşürsün, kıç tarafta barışırsın. 

" Cami Derneği diyerek kendi derneğimize para topladık..." 

Kaptanım, Beykoz Denizciler Derneği kurucu başkanısınız. Dernekle ilgili bilgi verir misiniz ? Neden kuruldu bu dernek ve işlevi nedir ?

Bu derneği niçin kurduğumuzdan başlayalım.1980 li yıllarda askerden geldiğimiz zaman, gemilerde iş bulma konusunda zorluklar çektik.Bir çok arkadaşımız gibi bizde Galata da simsarların eline düştük. Gemiye çıkmak için bu simsarlara komisyon vermek zorunda kaldık.Bir Beykozlu olarak bu durumu içime sindiremedim ve kendi kendime bir dernek kuracağım dedim.Aslında daha okuldan mezun olmadan Beykoz Gümüşsuyu'nda küçük bir odada böyle bir dernek kurmuştuk.Ancak o yıllarda bu işin önemi anlaşılamadığı için, tabii arkadaşlarımızda hep uzak yolda çalışıyorlar bir araya gelemedik ve dernek fesh oldu. Daha sonra Şehir Hatlarına girdiğim zaman arkadaşlarımızla bir araya gelme fırsatımız oldu. Çok sıkıntılar çektik. Parasızlık çektik yeri geldi eşimizle tartıştık ama bu derneği buralara getirdik.

Dernekle ilgili yada denizde yaşadığınız bir anınız var mı ?

Tabii yüzlercesi var. Ama derneği kurarken yaşadığımız bir olayı anlatmak istiyorum. O zamanlar 19 Mayıs İş Hanı vardı. Bankamatikler olmadığı için maaşlarımızı ordan elden alırdık. Derneğimiz ekonomik sıkıntı nedeniyle kapanma noktasına gelmişti.Gerçi bu anlatılmaz ama içimden geldiği için anlatıyorum.Derneğimize yardım toplamak için, cami derneğine topluyoruz diyerek işletmede ki arkadaşlarımızdan para topladık. Allah razı olsun arkadaşlarımızdan hepsi de yardım ettiler. Allah yine onların paralarını camiye gitmiş gibi kabul etsin. Bizim insanımız camiye yardımı sever.Ama bu da hayırlı bir iş oldu. Okuldan yeni çıkan arkadaşlarımız iş buluyorlar.Düğünde, cenazede, ramazanda iftarlarda bir araya geliyoruz. Bu hayır da onlarında payı var.Ne yapalım günahı varsa vebali de bizdedir.

Tekrar Beykoz'a dönersek, okulumuzun  ve denizciliğin Beykoz için önemi nedir?

Bizim gençliğimizde ilk çıkan televizyon Beykoz'a gelirdi.Çamaşır makinası Beykoz'a gelirdi.O yıllarda Beykoz'da 11 fabrika vardı.Bizim çocukluğumuzda Beykoz'da hırsızlık olmazdı.12 Eylül'den sonra Beykoz değişti.Ekonomi zayıfladı.İnsanlar fakirleşti.Herşey olmaya başladı.Hüseyin Bey'in çiftliği derlerdi.Temelini Sayın Süleyman Demirel atmıştı.Oraya Japonların büyük katkısıyla okul kuruldu.Okulumuza en büyük desteği veren Japon halkına minnettarım. Bütün eksikleri Japonlar tarafından karşılandı.Japon hocalarımız vardı.Tercüman eşliğinde okulda görevler yaptılar.Çok değerli hocalarımız vardı;okulun kuruluşunda büyük emekleri hizmetleri vardır, Cenap Okutan,Hakkı Ölçer, Hasan Nizamoğlu, Fahrettin hocamız vardı vuruldu, Nebahat Hanım vardı, Erol Bey vardı, Allah ölenlere rahmet, kalanlara uzun ömür versin.Bülent Ulusu hükümeti de bizim okul mezunlarının bahriye olarak askerlik yapmasını sağladılar.Tabii bu bugün yüzleri binleri bulan mezunumuz bu okul sayesinde ekmek yiyoruz.Fabrikalarımız kapandı ama okulumuz özellikle denizcilik camiasında çok aileye ekmek kapısı oldu.

"Beykoz bir markadır. Beykoz ismi devam etmeli" 

Denizcilik camiasında Beykozluların yeri nedir sizce ?

Beykoz boğazın incisidir.Beykoz'un çocukları da bu gemilerin incileridir.Bu çocuklar pırlanta gibi, en altından en üstüne bu gemilerin her yerinde hizmet veriyorlar.Dünyaya yine gelsem bu işletmede çalışmak isterim.Çok ülkeler gezdim, sekiz dakika da bir kıtadan diğer bir kıtaya geçilen başka bir yer görmedim.Sabahtan akşama yüzlerce karşılıklı sefer yapılıyor.Kimsenin başı ağrımadan, burnu kanamadan.Bu Beykozluların sayesindedir.Bu gün dünyanın her tarafında tüm denizlerde Beykozlular var.Afrika da, Uzakdoğu da, Akdeniz ve Karadeniz’de 2182 . kanala geçtiğinizde mutlaka bir Beykozlu vardır.

Okulda ki eğitimi denizcilik açısından yeterli buluyormusunuz ? Beykoz Denizcilik Lisesi ile ilgili düşünceleriniz ?

Yıllardır bu gemilerde yüzlerce kardeşimiz bizim yanımızda staj yaptılar.Gelinen nokta da okulumuzda denizcilik eğitiminin zayıf olduğunu düşünüyorum.Bu konuda yetkililerin daha çok gayret göstermelerini istiyorum. Beykoz Denizcilik Lisesi Türkiye'de önemli birkaç denizcilik okulundan biridir.Beykoz, denizcilik camiasında bir markadır.Yeri gelmişken bir konuya değinmek istiyorum.Okulumuzun adı Barbaros Hayreddin Denizcilik Lisesi olarak değiştirildi.Balkanlar ve Ortadoğuda iki denizcilik meslek lisesi vardı.Biri Yunanistanda biri Beykoz'da.Dünyanın neresine gitseniz bu okul Beykoz olarak bilinir.Bizler denizciler olarak hep Barbaros'un torunlarıyız.Tarihimize sahip çıkalım tabii ki ama "Beykoz" isminin denizcilikte bir yeri vardır ve bu isminde devam etmesi gerektiğine inanıyorum.Tarihimle gurur duyuyorum ama adımla yaşamak istiyorum.Ben Beykozluyum...

Hasan Kaptanım son olarak Beykoz ve Beykozlularla ilgili ne söylemek istersiniz ?

33 yıldır denizdeyim... Birçok çalışmanın içinde bulunduk bü güne kadar.Beykozlu arkadaşlarla birlikte çok şeyleri paylaştık, çok işler yaptık ama birlik beraberlik noktasında bir türlü istediğimiz noktaya gelemedik.Beykoz gerçekten dünyanın en güzel yeri.Bizim zamanımızda Beykoz da böyle eğitim imkanları, dershaneler olmadığı için, biz eşimle birlikte çocuklarımız daha iyi eğitim alsınlar diye Beykoz'dan ayrıldık. Ama emeklilik dönemimde Beykoz'a dönüp, oraya hizmet etmek, tecrübelerimle faydalı olmak istiyorum.Özellikle Gümüşsuyu mahallesinde bir çok köylüm hemşerim var bu konuda onlarında istekleri var. Ana baba ocağımız Beykoz'da...Beykoz'a döneceğiz inşallah.. Beykoz'u yönetenlerin denizciliğe önem vermediklerini düşünüyorum. Beykoz Belediyesinin Paşabahçe gemisini restore etmesi olumlu ama, bir kaptan olarak geminin çay bahçesi olması içime sinmiyor.Gemiyse gemi olarak çalışmalı diyorum.

33 yıllık tecrübeli bir denizci, bir ağabey olarak yeni yetişen denizcilere  neler söylersiniz?

Denizciliğin temeli eğitim ve disiplindir.Bir çarkın dişlileri gibi her bir birim kendi görevinin bilincinde olmalı. O güzel çocuklara,genç kardeşlerimize öncelikle vatan sevgisi içlerinde olması lazım. İnsan sevgisi, meslek sevgisi ve iş ahlakı da olduğu vakit başarılı olmamaları mümkün değil. İlerlemek istiyorsan okuyacaksın bu işin ilmini yapsınlar.Kendilerini devamlı geliştirsinler.Hocalarımız çocuklarımızı iyi yetiştirsinler.Beykoz'un çocuklarını daha iyi yerlerde görmek daha yüksek makamlarda görmek istiyorum...

Hasan Kaptanım bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyorum. Allah selamet versin. Pruvanız neta olsun...

Bende bizlere bu imkanı verdiğiniz ve Dost Beykoz aracılığıyla Beykozlu kardeşlerimizle buluşma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Çalışmalarınız da başarılar diliyorum.

Barış Manço Gemisi Güverte Reisi Çetin Korkmaz

Reisim sizi biraz tanıyabilir miyiz ?

Çetin Korkmaz : 1975 Paşabahçe doğumluyum. Aslen Mesudiyelim. Beykoz Çubuklu Şenevlerde ikamet etmekteyim. Evliyim.3 çocuk babasıyım.Koyu bir Trabzonspor taraftarıyım. Futbol oynamayı, izlemeyi severim.

Niçin denizcilik mesleğini seçtiniz. Kaç yıldır bu işin içindesiniz ?

Aslında ilk başlarda denizcilik isteyerek seçtiğim bir iş değildi.Ancak bugün mesleğimi ve işimi seviyorum.Tabii bunda şehir hatlarında çalışıyor olmamızın da büyük etkisi var. Ben 1992 yılında Beykoz Denizcilik Meslek Lisesi Güverte-Avlama bölümünden mezun oldum. 1993 yılından beri, askerlik görevimde dahil olmak üzere denizdeyim. 2,5 yıl kadar armatör gemilerinde çalıştım.Başta da dediğim gibi armatör gemilerini tekrar dönmemek üzere bıraktım.1998 yılında Türkiye Denizcilik İşletmeleri sınav açınca Şehir Hatları gemilerinde çalışmaya hak kazandım. 13 yıldır da bu işletmedeyim. İşletmenin bir çok gemisinde görev yaptım ama en uzun süreli olarak Sarayburnu ( şimdi ki Sami Akbulut gemisi) gemisinde görev yaptım yaklaşık 2 yıldır da Barış Manço gemisinde Güverte Lostromosu (Reis) olarak görev yapmaktayım.

 

Şehir Hatlarında çalışmanın zorlukları nelerdir ?

Tabii bizler ticaret gemilerinde de çalışmış insanlarız. Burada da yıllardır çalışıyoruz.Şehir Hatlarının dışarından en büyük farkı, yükünüzün insan olması.Her seferinizde yüzlerce insanı karşıdan karşıya geçiriyorsunuz.Bu insanların can ve mal emniyeti sizin sırtınızda ve bu ağır bir sorumluluk.Özellikle hafta sonları İstanbul'un ve Anadolu'nun değişik yerlerinden, deniz yolculuğu konusunda hiçbir fikri olmayan insanları taşıyorusunuz.Bu çok tehlikeli bir iş.İnsanlar anlayışlı oldukları sizi dinledikleri zaman güzel ama bu kadar çok yolcu taşıyan bir yerde anlayışsız insanlarla da karşılaşıyoruz.Bu da işin zor tarafı...

Geminiz hakkında ki bilgileri kaptanınızdan aldık. Camiamız hakkında ki görüşleriniz nelerdir ? Gerek okul, gerek dernek açısından?

Ben okulumuz açısından baktığımızda yeni mezun kardeşlerimizin eğitimleri konusunda, biraz yetersiz olduğunu düşünüyorum.Geçmiş yıllarda gemilerimizde staj yapan kardeşlerimize bakıldığında gözle görülür bir gerileme var.Ama bu açık denizde çalışarak kapatılabilir.Denizcilik mesleği ne kadar teorik bilginiz olursa olsun, denizde öğrenilir.Mesleğini severek, işine sahip çıkan arkadaşlarımız bu açıklarını denizde kapatabilirler diye düşünüyorum. Beykoz Denizciler Derneği'ne gelince; geçmişte çok faydalı işler yapmış olan bir dernek ama bugün,zaman zaman içine siyasetinde girmesiyle tam işlevini yerine getiremiyor.Siyasetten uzak kaldığı takdirde daha etkili olacağını düşünüyorum.

 

Gemide Güverte Lostromosunun görevleri nelerdir ?

Güverte Lostromosu yada bizim tabirimizle güverte reisi, geminin güverte bölümüyle alakalı bütün işlerin takibini yapar.Seyir cihazlarından, yangın techizatlarına, gemiyi terk techizatından geminin temizliği, boyasına kadar güvertede cereyan eden her işten Reis sorumludur. Şehir Hatlarında armatör gemilerinden farklı olarak seyir esnasında Reisler dümencilik görevini yaparlar.Çoğu zaman manevraları da reisler yapar. Bu yönüyle Şehir Hatları vapurlarında Güverte Reisleri 2. Kaptanlık görevi yerine getirmektedir diyebiliriz.

Yaklaşık 15 yıldır aktif olarak denizdesiniz. Başınızdan geçen unutamadığınız bir olayı bizimle paylaşır mısınız ?

1997 yılında Hüseyin Kalkavan gemisinde 3. Kaptan olarak çalışıyordum. 6500 tonluk bir kuru yük gemisiydi. Gece 12-04 vardiyasını tutarken rahatsızlandım.Vardiyayı bir süreliğine alması için 4. kaptanı çağırdım.Yunan adaları taraflarındaydık.Kısa süre sonra vardiyayı tekrar teslim aldım.Bir iki dakika içinde çok büyük bir gemiyle çatışma pozisyonuna girdik..Gecenin karanlığında,  dev gemiyi fark etmemiştik. Hemen süvariye haber verdim. Aramızda birkaç metre mesafe kalmıştı. Diğer geminin ve bizim karşılıklı manevralarımızla çok büyük bir tehlike atlattık. O günü hiç unutmam.Hatta o kadar korkmuştum ki, olay sonrası haritaya mevkii koymam gerekirken heyecandan  yapamadım. Çok büyük bir gemiydi.Hatta makine de ki arkadaşlar, karanlıkta olduğu için, neden bu kadar adaya yakın seyir yapıyorlar diye düşünmüşler. Zaten bu olay üzerine bir daha dönmemek üzere armatör gemilerine veda ettim.Bu gün şükür ki, Şehir Hatlarında, evimizin yakınında çalışıyoruz..

Son olarak Dost Beykoz okuyucularına ne söylemek istersiniz?

Şehir Hatları vapurları İstanbul'un sembollerinden biridir.Gemilerimizin kıymetini bilelim diyorum.Böyle bir söyleşiden dolayı da çok memnun oldum size ve Dost Beykoz Gazetesine teşekkür ederim..

Bize vakit ayırdığınız için biz teşekkür ederiz...

Zübeyde Hanım Gemisi Güverte Reisi Ekrem Özçelik

Ekrem Reis bize kısaca kendini tanıtır mısın ?

10 Şubat 1974 Beykoz doğumluyum.Evliyim bir kızım var.Beykoz Çubuklu'da ikamet etmekteyim.Beykoz Denizcilik Meslek Lisesi Güverte-Avlama bölümünden 1991 yılında mezun oldum.

Ne zamandır denizdesiniz? Bu mesleği seçmenizde ne etkili oldu ?

Ben 1991 yılında okuldan mezun olmamdan itibaren denizcilik mesleğinin içindeyim.2 yıl yat kaptanlığı yaptım.2,5 yıl armatör gemilerinde yurt dışı çalıştım.98 senesinden beri de bu işletmedeyim. Mahallede kaptan abilerimiz vardı. Yurt dışına gider gelirlerdi devamlı.Onların bu gidiş gelişleri bende de yurt dışına çıkma hevesi uyandırdı. Daha çok bunların etkisi var diyebiliriz.

Bize geminizi tanıtabilir misiniz ?

İstinye Tersanesinde 1988 yılında Rumeli Kavağı ismiyle inşa edilmiştir. Daha sonra ismi değiştirilerek Zübeyde Hanım ismini aldı.Bu gün eş gemiler olan  Kaptan Gündüz Aybay ve Mehmet Akif Ersoy ile birlikte işletmemizin küçük gemiler sınıfındadır. 750 yolu taşıma kapasitesiyle, daha çok boğaz seferlerinde ve yoğunluk olmayan saatlerde Üsküdar - Eminönü seferlerin çalışmaktayız.

Hangi gemilerde çalıştınız Şehir Hatlarında ?

Ben ilk olarak Denizcilik İşletmelerinin Denizyolları gemilerinde  işe başladım. Karadeniz ve Mavi Marmara gemilerinde görev yaptım. Daha sonra Şehir Hatlarına geçtim ve çürüğe ayrılana kadar Paşabahçe gemisinde çalıştım.İki yıldır da Zübeyde Hanım vapurunda reis olarak görev yapıyorum.

Paşabahçe Vapuru demişken, Beykoz Belediyesi vapuru restore ettiriyor. O gemide emeği olan biri olarak neler söylersiniz ?

Paşabahçe Vapuru 1952 İtalya Toronto' da yapılmış, çürüğe ayrıldığı güne kadar Şehir Hatları İşletmesinin en hızlı, en çok yolcu taşıyan, en denizci gemisiydi. Beykoz Belediyesi'nin bu vapuru yaşatmak adına restore ettirmesi bence çok güzel. Ancak vapurun kafe-restoran şeklinde kullanılacağı söyleniyor.Ben bir denizci olarak bu şekilde kullanılmasına karşıyım. Aslına uygun hizmet vermeli yada denizcilik müzesi tarzında olabilir.

"Annem  yaşadığıma inanamadı!" 

Denizde başınızdan geçen ilginç bir olay varmı ?

Tabii her denizcinin muhakkak vardır.1991 yazında Merkan 1 adlı gemiye gitmek üzere bir şirketle anlaştım. Ancak sonra program değişti. Evden ayrılıp gemiye katılacağım gün şirketten bana Tekirdağ limanında bulunan Cihat Aksoy gemisine katılmamı söylediler. Bende Tekirdağ'a gidip gemiye katıldım. O zaman cep telefonları da olmadığı için eve de hemen haber veremedim. Biz gemiyle sefere kalktık. Bizden bir gün sonra Mertkan 1 gemisi Akdeniz'de Yunan Bandralı bir gemi ile çarpışmış. Geminin 18 mürettebatından kurtulan olmamış maalesef.Tabii bizim o esnada olaydan haberimiz yok. Ancak ailem geminin battığı haberini televizyondan öğrenmiş.18 kişinin öldüğünü duyan annem fenalaşmış. Ablam şirkete telefonla ulaşmış olaydan sonra ve şirketten benim Cihat Aksoy gemisinde olduğumu öğrenmiş.Tabii anneme durumu anlatmışlar ama o inanmamış.Şirketten gemiye haber verdiler bizde telsiz telefon vasıtasıyla evi aradık. Annemle konuştum ben ölmedim beni başka gemiye verdiler dememe rağmen annem bana inanmadı.Bana bizim evin adresini oturduğumuz yeri falan sordu emin olmak için. Bu olayı hiç unutamam.

Gerçekten de çok enteresan bir olay. Peki bir Beykozlu olarak senden sonra gelen kardeşlerine ne söylemek istersin ?

Bizden sonra gelenlere şunu söylemek isterim; biz denize ilk çıktığımız yıllar da iş bulmak daha kolaydı. Bu gün ekmek aslanın ağzında.Bu yüzden mesleklerini iyi öğrensinler.Bu işi sevsinler.Büyüklerini dinlesinler,tecrübelerinden faydalansınlar.

Reisim ikimizin de sefer saati yaklaştı. Son olarak Beykoz senin için ne ifade ediyor ?

Beykoz benim için, şöyle söyleyeyim, yaklaşık 20 yıldır denizciyim. 48 ülke gördüm. Bir çok şehre gittim. Ama Beykoz'dan daha güzel bir yer inanın görmedim. Beykoz bence dünyanın en güzel yeri diyorum.

Ekrem Reis, çok teşekkür ediyorum. Allah selamet versin. Pruvanız neta olsun...

Bende teşekkür ederim. Bütün Beykozlular'a selamlar ...

Özel Söyleşi / Bilgehan Murat Miniç

'bir yüz ki, gözler görmedi asla'
Önceki 'bir yüz ki, gözler görmedi asla'
Müslüm Gürses'in duyulmamış şarkıları Beykoz'da tanıtıldı
Sonraki Müslüm Gürses'in duyulmamış şarkıları Beykoz'da tanıtıldı
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz