Beykoz’un Yoros Kalesi’nde alkol, fuhuş ve şehitlik…
Sanat tarihçisi Salih Şişman, Yoros Kalesi’nde az bilinen bir şehitlik olduğunu ancak son zamanlarda bölgede insanların alkol kullandığını ve fuhuş ihbarlarının geldiğini söyledi.
Beykoz’un kuzey girişinde bulunan Yoros Kalesi’nde son dönemde halka açık alanlarda yaşanmaması gereken olayların yaşandığını söyleyen Sanat Tarihçisi Salih Şişman, kalenin tarihine ilişkin Dost Beykoz’a özel açıklamalar yaptı.
Yoros Kalesi’nin 12. Yüzyıla tarihlendirildiğini ve adının Oros kelimesinden türediğini belirten Şişman, kelime anlamı olarak yüksek yer ve dağ anlamı taşıdığını kaydetti.
“Tarihin her döneminde burası aktif”
Bölgede antik çağlardan itibaren yapılaşmalar olduğunu dile getiren Salih Şişman, “Antik çağ döneminde bu bölgede bir tapınak olduğu söyleniyor. Daha sonra Roma İmparatorluğu’nun antik çağdan sonra da Hristiyanlaşmasının akabinde buralara kilise ve kaleler yapılıyor. Tarihin her döneminde burası aktif. Manevi bir yapısı var. Yuşa tepesi olsun, burası olsun.” dedi.

“İsa’nın nuru herkesin nuru”
Eserlerin bilinçsiz bir şekilde yapılmadığını da sözlerine ekleyen Şişman, “Yoros Kalesi kitabelerinde de bu husus zaten belli ediyor kendini. Sembolizmede çok yer verilmiş. Surların üzerindeki kitabelerde görüldüğü üzerine Grekçe harfler var. Bu Grekçe harflere normal şekilde bakılırsa bir şey anlaşılamıyor. Rahmetli Semavi Eyice Hoca bunları çözmüş. Grekçe harflerdeki anlamları İsa Aleyhisselam’a atfediyor. Yani İsa’nın nuru herkesin nuru anlamına gelen bir cümle var burada.” ifadelerini kullandı.

“İstanbul’un fethiyle ilgili çalışmalar yaptığı biliniyor”
Kalenin girişinde daha önce üzerinde Grekçe harfler ve haç olan bir levhanın olduğunu, bu levhanın çalındığını da söyleyen Şişman, “İstanbul Emniyeti bunu Tokatköy Mahallesi’nde bir ahıra gömülmüş bir şekilde buldu. Şu anda İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde de muhafaza altında tutuluyor. Kalenin genişliği 130 metreyi buluyor. Belli bir kısmı askeri bölgenin içerisinde şu anda. Yıldırım Beyazıt döneminde Türklerin eline geçiyor burası. Yıldırım Beyazıt döneminde edindiğimiz bilgiye göre Kocaeli’nden kuvvetli bir orduyla buraya geldi. Burayı fethetti. Burayı da en sonunda üst olarak kullanıp Anadolu Hisarı’nı yapıp İstanbul’un fethiyle ilgili çalışmalar yaptığı biliniyor.” şeklinde konuştu.

“Günümüzde bu eserlerden kalıntı bulunmuyor”
Şişman, “İstanbul’un fethi akabinde tamamen Türklerin eline geçti diyebiliriz Yoros Kalesi. Çünkü 2. Beyazıt döneminde buraya çeşme, hamam ve bir tane Yoros Kalesi mescidi adı altında mescit yaptırılıyor. Hatta Semavi Eyice Hoca’dan aldığımız bilgiye göre 25 hanelik de buraya bir mahalle tarzı bir şeyde kuruluyor. Günümüzde bu eserlerden herhangi bir kalıntı maalesef bulunmamakta.” diye konuştu.
“Fuhuş yapıldığına dair bilgiler de gelmekte”
Vatandaşların bölgeye sahip çıkması gerektiğini dile getiren Şişman, “Bugün burası mezbelelik halinde. Şu an maalesef burada insanlar sarhoş olana kadar içki içmekte ve çöplerini de buralara atmaktadırlar. Söylemeye utanıyorum ama artık bunun da gizlemenin bir anlamı yok. Fuhuş yapıldığına dair bilgiler de gelmekte. Bu durumlar buranın manevi yapısına hem zarar veriyor hem de tarihi eserlere de zarar vermekte. Çoğu kişinin bilmediği bir durumu da söyleyeyim. Yıldırım Beyazıt döneminde atalarımız buraya fethetmeye geldiklerinde Bizans askerleriyle çatışma haline giriyorlar. Ve burada çok sayıda Osmanlı askeri şehit oluyor. Yine edindiğimiz bilgiye göre burada bir şehitliğin olduğuna dair bilgiler var.” dedi.

“Toprağın altındakileri de rahatsız edecektir”
Şişman, şöyle devam etti:
“Edindiğimiz bilgide surun biraz ötesinde ormanlık alan diye bir yer geçiyor. Ama bu ormanlık alandan kastının neresi olduğunu bilmiyoruz. Yani burada yapılacak her edebe aykırı bir hareket toprağın üstündekileri rahatsız ettiği gibi toprağın altındakileri de rahatsız edecektir. Buna da dikkat edilmesi gerekiyor diye düşünüyoruz. Konuyla ilgili Beykoz Emniyeti elinden geleni yapıyor. Ben şahidim buna. Kale bugün İBB sorumluluğunda. İBB tarafından daha önce burada restorasyon planları olduğuna dair elimizde bilgi var ama sürecin ne aşamada olduğunu ve nasıl yapılacağı ile ilgili hiçbir bilgimiz maalesef yok. Gün geçtikçe kale mezbelelik haline gelmeye devam ediyor.”
Yapılacak herhangi bir restorasyonun aslına uygun şekilde yapılmasının daha iyi olacağını dile getiren Şişman, manevi durumunun da göz önüne alarak turizme de açılabileceğini söyledi.
Şişman, “Kesin olmamakla beraber İBB’nin bu bölgede kale içerisinde bir konser alanında yapılacağını duydum. Tabii ki bunun kesinliği yok. Bu konser alanına karşı değilim ama buranın manevi havasına da zarar vereceğini düşünüyorum.” dedi.

“Kilisevari bir yer zannediliyor, değil”
İç kısımda bulunan ağacın çaput yerine konularak bazı bezler ve poşet parçaları bağlandığını anlatan Şişman, sözlerini şöyle tamamladı:
“Geçen sene bu ağaçta herhangi bir çaput yoktu. Ziyaretçilerim gelmişti onlarla beraber gezerken. Burada bir tane market poşeti gördüm. Bu market poşeti parçalanmak üzereydi. Malum burası rüzgârlı bir bölge. Bu olayın üzerinden 3 hafta sonra buraya tekrar geldiğimde Maalesef o poşetin parçalanmasından buraya başkası çaput bağladı zannedip bu ağacın tamamen çaputla bağlandığını gördüm. Burası kilisevari bir yer zannediliyor, değil. Yani geçen sene de bu ortam yoktu. Bir tane çöp poşetinden bu hale geldi.”
