Nimet ER
  • 01/01/1970 Son günceleme: 22/08/2013 00:11
  • 13.881

Vaktiyle tanıdığım bir aile maddi manevi tarifsiz acılara sebep olan durumlara düşmüştü. Öyle ki, ömrümde bir kadının saçlarının hızla ağarışını ilk defa görmüştüm. Tutunduğu bir dalın daha elinde kalışına tanık olmuştum tesadüf, içim yanmıştı. Öğrendiğimiz akla hizmet teselli etmek istedim ve (belki de bir ömür )tüm teselli cümlelerimi açığa alan sözcüklerini sıralayıverdi ben gözlerini silerken: 

"Sanma can için ağlıyorum. Biri dara düştüğünde sınavdadır ama çevresindekiler daha büyük bir sınavdadır. Bir dost daha zayıf aldı, gözyaşlarım onadır" 

Yanımızda, yöremizde dahi uzağımızda her nerede ve ne şartta dara düşenlerle karşılaşırsak karşılaşalım önce kendi kalbimizi, elimizi-kolumuzu ve aklımızı-fikrimizi  derleyip toparlayalım diye anlattım bu tecrübe edilmiş dersi.  

Suriye, Mısır, Filistin... 

Hz. Adem, çocuklarıyla sınanmıştı, Ademoğlu kardeşleriyle...

Hep aynı yerden düşüyor "insanlık" 

Sözlerimiz bittiği için değil, yetmediği için kanıyor leblerimiz...

Zamanın geçişini tedirginlikle bekleyenlerle dolu hayat ki bu, "iyiliktir"

Dara düşenler toprağa da düşüyor sebepsiz!

Ve toprağa düşenlerin masumiyeti sarsıyor gök kubbeyi. 

Hakikat örtülemeyen bir vaziyette bilişimle! Hamdolsun.

Şükür ki "değerli bir yalnızlığı " paylaşıyoruz masumlarla...

Filistin, mazlumların öldürülerek bitirilemeyeceğinin kanıtıdır. 

Bosna, katliamın yok edemediği adaletin. 

Ve Çeçenistan, bir toprağa bağlılığın namusudur... 

 

İnsani müdahale: (Güya) bir devletin kendi yurttaşlarına olan insanlık dışı uygulamaları durdurmak amacıyla güç kullanarak o ülkeye müdahalede bulunmasıdır sözüm ona.

Hoş, tüm sebepleri olgunlaştırıp "insani müdahalede" toprakları görüp müdahalesizliklerine seviniyoruz ama yine de sormak isteriz; 

Her gün belli miktarda insan öldürerek Birleşmiş Milletlerin insani  müdahalesinden kurtulmanın  üst ve alt limitini, dahi zulüm çeşitlerini de açıklasalar da bilsek.

 Ve "birleşik emir" olup birleşememiş Müslümanların  sessizliği de ukdemiz ki ukde "kördüğüm" demektir. 

Arap asabiyetini ne içler acısı bir zamanda devreye soktunuz / Cehennem helaldir size! 

  

Hani  Zincirlikuyu mezarlığının kapısında yazan bir ayet vardır:

"Her canlı ölümü tadacaktır " 

Bizim dünya münevverlerini pek rahatsız eder - etmiştir. 

Oysa  sonları sevmiyor oluşumuz bir sona mecbur oluşumuz gerçeğini değiştirmiyor ki! 

Hem ölüm rahmettir tabii anlayana... 

Neyse diyeceğim başka benim; 

Allah biliyor! Şu yaşadığımız günlerde bu ayet içime su serpiyor. 

Eyvallah! Her canlı ölecektir ama Allah, niye ölüm için "tadacaktır" kelimesini seçmiştir hiç düşündünüz mü?

Ölüm, tadılacak bir şey midir? Birlikte tefekkür edelim.  

Hayat, yaşanılandır - tüketilendir -bitendir

Ve hayatın yaşadıklarımızla orantılı bir tadı vardır. Herkesin alacağı - aldığı lezzet farklıdır bu dünyadan. Az veya çok amelimiz hayatımızdır!

Ölüm hayatın bizden çekilip alınması olduğuna göre  ve "Bakın  şimdi amellerinizin tadına" dediğine göre Allah! 

Acı, tatlı, ekşi... Bir tadı var yapıp etmelerimizin...

Ve ölüm bu tadı hissettiğimiz bir eşik evvela.  

Şimdi şu yaşanılan vahşet karşısında bazen feryat figan, bazen sessiz akıtılan gözyaşlarıyla; elleriyle, dilleriyle, dualarıyla tepkilerini gösterenlerin kıymetli hayatlarıyla. 

Tek kıymetlisi hayatı olanlar arasındaki farkın ölürken tadarak göreceklerini bilmek ne güzel bir haberdir inanmışlara! 

Birkaç yılını bana ışığı göstermeye ayıran ateist akrabam  "Bir ihtimale inanıyorsun" demişti. O ihtimale severek inandığımı anladığında uğraşmaktan vazgeçmişti zaten. 

Allah ve Resulüne vaat edilen din gününe korkarak değil, severek inananlara; ölüm gelse neyler, neylerse güzel eyler. 

Not:  

Memleketin dış politikasını, tutumunu eleştirenler ya da destekleyenler mutlaka  Ahmet Davutoğlu'nun Stratejik Derinlik adlı kitabının en azından "Ortadoğu: Küresel Ekonomi- Politik ve Stratejik  Dengelerin Kilidi" bölümünü okumalı.

İnsan, neye karşı çıktığını bilmeli önce. Ölçüsüz konuşmanın kimseye faydası olmadığı gibi bir insanın neyi değiştirmeyi murad ettiğini anlamak için iyi bir yoldur müktesebatına bakmak

Yazarın Yazıları