Saadettin KILIÇ
  • 07/06/2020 Son günceleme: 07/06/2020 21:53
  • 4.365

Kadınların kâbusu, erkeklerin namusu ve insanlık tarihinin en eski suçlarından biri olan zina hala dünyada çok ciddi bir tartışma konusudur...

Bilindiği gibi ergenlik çağına gelen her insan ve her canlı için cinsellik doğal bir gereksinimidir.

Hele uygun koşullar ve her iki tarafın da gönülden isteğiyle yapılması halinde ise dünyevi mutlulukların en şahanesidir.

Bilim insanlara göre evrimleri 50 milyon yıldır süre gelen Peygamber Develeri; (Çekirgeye benzer bir böcek türü) cinsel birleşme esnasında aç olan dişi böcek, erkek böceğin kafasını koparıp yemesine rağmen, erkek böcek başsız kalsa da ölünceye kadar ilişkiye devam eder. Oysa insanlar bu ilişkiyi birbirlerine sevgi ile sunarlar.

Fakat hangi gerekçeyle olursa olan doğal bir gereksinim olan cinsel ilişki kurmanın genellikle ekonomik güce dayandırılmış olması veya bu ilişkinin töre, gelenek gibi gerekçelerle zora sokulması bütün insanları mutsuzluğa iter.

Mutsuz insanlar da sıkıntılı olurlar ve mutsuzluklarını gidermek için kötü düşlerle, kötü işler yaparlar.

Sıkıntılarını meşru yollarla gideremezlerse, meşru olmayan yollara başvurur ve çoğu zaman telafisi mümkün olmayan felaketler yaşanır. Falanca sapığın, feşmekân kaçığın toplumu geren trajik haberlerinden geçilmez olur dünya.

Öyle ya da böyle erkek egemenliğinin başladığı her çağda biliyor ve görüyoruz ki; zina her zaman çok büyük bir suç ve günah sayılmıştır. Ama buna rağmen bin yıllardır insanlığın vazgeçemediği bir tutkudur.

Üstelik Hıristiyan inancına göre insanlığın var oluşundan bu yana güya kimler zina yapmadı ki bu dünyada? Hz. İsa’ya göre yeryüzüne gelen herkes bu nedenle cehennemliktir de diyebiliriz.

İşte belgesi Hz. İsa İncil 5. bölüm de bakın neler söylüyor?

“Zina etme denildiğini duydunuz ama ben size diyorum ki; bir kadına şehvetle bakan her adam zaten yüreğinde o kadınla zina etmiştir. Eğer sağ gözün seni günaha sokarsa onu çıkar at, çünkü vücudunun bir üyesinin yok olması tüm vücudunun cehenneme atılmasından iyidir.

Eğer sağ elin seni günaha sokarsa, onu kes at, çünkü vücudunun bir üyesinin yok olması; tüm vücudunun cehenneme gitmesinden iyidir”.

“Kim karısını boşarsa ona boş kâğıdı versin denilmişti. Ama ben size diyorum ki; karısını cinsel ahlaksızlıktan başka bir nedenle boşayan her adam onu zinaya itmiş olur, boşanmış her kadınla evlenen de zina etmiş olur.

İster değiştirilmiş, ister tahrif edilmiş olsun günümüze kadar gelen ve milyarlarca Hıristiyan tarafından okunup kabul edilen Hıristiyanların kutsal kitabı İncil zinayı aynen bu ifadelerle açıklıyor…

Daha önce de yazmıştım; orta yaşın üzerinde olanlar da iyi bilirler; eski ABD Başkanı Bil Clinton bütün dünyanın huzurunda sekreteriyle zina yaptığını itiraf etmesine rağmen vücudunun hiçbir üyesini kesip atmamıştı.

Öyleyse kutsal kitapları İncil’e göre ABD Başkanı Bil Clinton’nun tüm vücudu cehennem ateşinde yanacak demektir.

Yazık! Allah taksiratını af etsin, başka da ne diyebiliriz ki?

Şimdi İncil’de ki bu ayetleri dikkate aldığımızda her hafta düzenli Kiliselere gidenler veya hiç gitmeyenler de dâhil olmak üzere kim diyebilir ki?

Ne yani Hıristiyan kadınlar veya erkekler yaşamları boyunca bir kez bile olsa karşı cinsten birine iç geçirmemiş midirler?

Ve asırlardır kim duymuş ki, Hz. İsa’nın dinine inanan bir Allah Kulu bu ayetlere uymuş da tüm vücudunu cehennem ateşinden kurtarmak için peşin ceza ödemiş; gözünü çıkarmış veya kolunu kesip atmıştır?

Ya cinsel ahlaksızlık dışında boşanan kadınlarla evlenen ve zina suçu işlemiş sayılan milyonlarca, belki de milyarlarca Hıristiyan erkeklere ne demeli?

Anlaşılan bu öğreti Hıristiyanların pratik yaşamına pek uymamış, cehennem ateşi ve tehditlerine rağmen Hıristiyanlar var olduklarından beri hissettikleri gibi davranmaya devam etmişlerdir.

Peki, zina için Kuran’ı Kerim’de ki ayetler ne yazıyor?

Nisa Suresi Ayet 15:

“Kadınlarınızdan fuhuş yapanların aleyhlerine dört şahit getirin; eğer şahitlik ederlerse o kadınları evlerde hapsedin, ta ölüm kendilerini alıp götürünceye (müebbet hapis) veya Allah haklarında bir yol açıncaya kadar”

Nisa Suresi Ayet 16:

“Sizlerden onu işleyenlerin ikisini de eziyete koşun; eğer tövbe edip ıslah olurlarsa onlardan vazgeçin; çünkü Allah tövbeleri çok kabul edendir, çok merhamet edendir.”

Şimdi Nisa Suresindeki bu ayetlerden anlaşılan zinanın mutlak suç olduğudur.

Ama zinanın kanıtlanması için dört şahit gerekmektedir.

Oysa zina tıpkı rüşvet gibi çok gizli bir suçtur.

Nasıl olacak da bir, iki, üç değil, dört şahit bulunacak bu da neredeyse imkânsız bir iştir.

Varsayalım her zina suçu işi için dört şahit bulundu diyelim, incitmeyi ciddiye almazsak çok rahat diyebiliriz ki; Nisa Suresi Ayetlerine göre zinanın cezası aslında yoktur.

Çünkü hem normal bir erkek hem de kadın kendi rızasıyla ölünceye kadar (müebbet) hapsedilmeyi asla kabul etmez.

Hiç kuşkusuz tövbe edip; “hallerimizi düzelttik” diyeceklerdir. Veya anormal bir tepkiyle mazoşist oldukları için ömür boyu hapsedilmeyi gönüllü kabul edeceklerdir.

O zaman mazoşistler dışında bir kereye mahsus olmak üzere sanki zina yapmak Kuran’da bir cezayı gerektirmiyor gibi geliyor insana ama gibi geliyor; çünkü Nur Suresi Ayet 2’de durum değişiyor…

Nur Suresi Ayet 2:

“Zina eden kadın ile zina eden erkeğe 100 değnek vurun, eğer Allah’a ve ahret gününe inanıyorsanız onlara Allah’ın hükmünü tatbikte acımayın. Müminlerden bir kısmı da bunların azabına şahit olsun…”

Bu durumda diyebiliriz ki; Nur Suresi gelene kadar en azından bir kere zina yapmak için tövbe etmek yeterlidir fakat belli ki tövbe yeterli olmamış ve Nisa Suresi, Nur Suresi ile desteklenerek zinanın cezası 100 değnek olmuştur…

Bu makale bir köşe yazısı olduğu için daha fazla uzatmıyor, eğer lehte ve aleyhte görüşler varsa yorumları okuyuculara bırakıyorum…

Yazarın Yazıları